Yazarımız Memet Yula'nın, "Vatan Bir Bütündür Parçalanamaz" başlıklı makalesi şöyle:
Aşk şehri, aşıklar şehri, muhabbet şehri, kalplerinde Mevla dillerinde sevda olanların şehri Erzurum.
Hayır hasenatı yol edinenlerin, helal ile geçinenlerin şehri, hürmet şehri, soğu gibi yüreği sert, tarihi gibi alınları ak, mertlikleri dertlerinden gelen dadaşların şehri Erzurum.
Türk’ü, Kürt’ü, Zaza’sı, Alevi’si Sünni’si ile ayrımı kayırımı olmayan, insanını sevmenin vatanını sevmek olduğuna inananların şehridir Erzurum.
Aşık Sümmani, Aşık Reyhani, Aşık Erbabi, Aşık Emrah, Ahi Toman Baba, Arif SAĞ, Erdal ERZİNCAN, Yavuz TOP, Mükerrem KEMERTAŞ, Özcan TÜRE, Muharrem AKKUŞ, Metin CÖMERT, Aşık BEYZADE, Yıldırım BUDAK, Tolga SAĞ, Denkbej Şakiro ve daha niceleri, ne kadar saysak mutlaka eksik kalıp mahçup olacağımız gönlü dilinde binlerin şehridir Erzurum.
Cahit KÜLEBİ’nin sözleri gibi yalnızlığı sevmeyen, sevdiği için ağlayan, sevdiği için gülen, onu bir ekmek gibi öpüp başına koyanların şehridir Erzurum.
Hınıs’tan Olur’a, Aşkale’den Horasan’a, bir uçtan bir uca, sevdalıların muradına, sevgilinin cilvesine nazına benzeyen, yar üstüne yar sevilmeyeceğinin, tek ona sevdalı olduklarının, bunda yalan hilafları olmadığının yeminidir Erzurum yaylaları.
Cumhuriyeti kuran ilk adımın atıldığı şehirdir Erzurum. Kurtuluş savaşının büyük kahramanlarından kara Fatma mahlaslı Fatma Seher Erden’in, Nene Hatun’un, Kurtuluşumuzun büyük komutanı Kazım Karabekir paşanın şehridir Erzurum.
Üniversitesine Atasının adını veren, ilim irfan şehridir Erzurum.
Ne kadar methedersen et yetmeyecek, yetmeyeni bile mest edecek arifler şehridir Erzurum.
Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik’ten sonra vatandaşlığını aldığı, Mazhar Müfit Kansu’ya ‘Zaferden sonra kurulacak hükümetin idare şekli Cumhuriyet olacaktır’ notunu yazdırdığı şehirdir Erzurum.
SELAM OLSUN ECDÂD İLE EBÂYA
4000 yıllı tarihe sahip sadece Türk-İslam Medeniyetine değil birçok medeniye yurt olmuş kadim şehir Erzurum’da, Yakutiye Medresesi ve Erzurum Ulu Camii gibi inancımız açısından çok önemli eserlerin yanında, şehrin en eski tarihi yapısı olan Erzurum Kalesi ile birlikte, Rüstem Paşa Kervansarayı, Öşvank Kilisesi, Üç Kümbetler, Çobandede Köprüsü, Saat Kulesi, tablayalar, türbeler dahil bir çok eser bulunmaktadır.
Sofrasındaki Zırfet, Sir, Herle Aşı, Ekşili Dolması, Çiriş ve Boranisi bile Erzurumlunun yokluktan ve acıdan nasıl lezzet çıkarabileceğini, kıtlığı bolluğa çevirebileceğini, yakınan değil kötü kaderini ve yazgısını yırtan bir karaktere sahip olduğunu gösteren en hafifi delilleridir.
Bahsettiğimiz eserleri yörenin türkülerini, danslarını, şiirlerini ve bunlara yakanlarıyla söyleyenlerini ve canlandıranlarını da eklerseniz şehrin ruhunu anlar ve buradan da tümümüzün yaşantısını, hayat tasavvurunu, medeniyet değerlerimizi, kültür yapımımızı en doğru tanımlayabilir ve geçmişimiz ile geleceğimiz arasında kurulacak köprülerimizi güzel ve doğru inşa edebiliriz.
Aşık Reyhani’nin kırılıp “Alnımız apaçık yüzüm karasız
Buna rağmen bırakmadılar yarasız” deyip kırk senedir beklediği ekini harmana dökmeden, ancak üç kez geri döndüm baktıktan sonra çaresiz dişini sıkıp gidebildiği özünden çok sevdiği Erzurum ancak Erzurumlular tanınırsa anlaşılabilir.
Göçtükleri şehirlere Erzurum mahalleleri kuran, oturdukları apartmanlarına köylerinin ismini veren/verdiren, memleket sevdalılarının, kırtlamasına çayını katıp, tadı tada katmadan, acıyı bal edenlerin şehridir Erzurum.
Şeyhler camisinin imamı, gönül insanı, güzel ahlakı ve hoşgörüyü, kardeşliği anlatan, “Hâliki (Yaradanı) düşünse insan, kullara kurban olur' diye öğüt veren, naz makamına erişmiş Naim hocanın şehridir Erzurum.
Hayal güçleri, espri anlayışları, hiciv sanatını kullanmadaki maharetleri ile ünlü Teyo pehlivan ve Gullebi Turan gibi incitmeden gerçeği söyleyen, söylerken güldüren, güldürürken düşündüren sivri dilli, tatlı sözlü nüktedanların şehridir Erzurum.
MİLLİ MÜCADELENİN EV SAHİBİ
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Milli Mücadele’yi, derhal İstanbul'a dönmesi, eğer gelmezse tevkif edilerek İstanbul'a getirileceği bildirildiğinde, “Bütün rütbe ve nişanlarından ayrılıp milletin bir ferdi olarak ülkenin kurtuluşu için çalışacağını" bildirdiği Erzurum’da başlatmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini burada atmış ve yine Milli Meclis’e ilk defa Erzurum Milletvekili olarak seçilmiştir.
Erzurum Kongresi'nde bulunmak üzere, 28 Haziran 1919'da otomobille Sivas'tan Erzurum'a hareket eden Mustafa Kemal Paşa, yolu üzerindeki köy ve kasabalara uğrayarak 1 Temmuz 1919 günü Erzincan'a gelmiş, geceyi Erzincan da geçirdikten sonra ertesi gün Erzurum'a hareket etmiş ve 3 Temmuz 1919 günü Erzurum’a ulaşmış, 23 Temmuz – 7 Ağustos 1919 arasında Erzurum kongresi gerçekleştirilmiştir.
Atatürk ve silah arkadaşları, kurutuluş mücadelesinin yoldaşları, bu kongre ile, Milli sınırlar içinde vatanın milli sınırlar içinde bir bütün olduğunu parçalanamayacağını, İstanbul Hükümeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa, bu amaçla geçici bir hükümet kurulacağını, bu hükümetin üyelerini milli kongrenin seçeceğini, eğer kongre toplanmamışa seçim işini temsil Heyeti yapacağını, “Kuvay-ı Milliye’yi amil milli iradeyi hakim kılmak esastır.” diyerek ulusal egemenliğin koşulsuz olarak gerçekleşeceğini, manda ve himayenin kabul edilmeyeceğini haykırmışlardır.
Böylece, Erzurum milli mücadelemizin ev sahibi, kurtuluşumuzun adresi olmuştur.
atanın kurtulacağını tüm dünyaya haykırdığımız kadim ve kadir’i mukaddes Erzurum’a minnet ve saygıyla….