İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4664 %-0.05
36,5309 %-0.19
3.521.816 %2.28
3.072,14 0,61
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Muhalif Yazarı Dr. Cüneyt Akman yazdı: 128 Milyarın Cemaziyülevveli

Muhalif Yazarı Dr. Cüneyt Akman yazdı: 128 Milyarın Cemaziyülevveli

Muhalif Yazarı, ekonomist, gazeteci Cüneyt Akman, yakın tarihteki ekonomi cinliklerini sıraladı, analiz etti. Akman, "Bu yazıyı ne muhalefetin 128 Milyar Nerede kampanyasına destek olsun diye yazdım ne de yaptığı bir dizi şeyin artık ülkenin bekasına tehdit haline geldiğine inanmama rağmen, iktidarı kötülemek için… Bunları yazdım ki ülke bir daha o yıllarda yaşadığına benzer, belki birçoğunuzun hatırlayacağı felaketleri yaşamasın…

Dr. Cüneyt Akman'ın tarihe not düşecek, yazısından bazı satırbaşları şöyle:

- Ünlü uluslararası yatırımcı Warren Buffet’ın “Finansal kitle imha silahları” dediği “türev ürünler”den bahsediyoruz.
Aslında “türev araçlar” ille de zararlı şeyler olmadığı gibi gerçekten ciddi olarak fayda da sağlayabilirler… Tabii ki kullanımını gerçekten biliyorsanız... 
Ve eğer gerçekten biliyorsanız, “finansal kitle imha silahları”nın ne kadar dikkatle ve ne kadar sınırlı kullanılması gerektiğini de biliyorsunuz demektir.

- 2008 krizinin hemen öncesinde yine menkulleştirme yöntemiyle herkesi “kira öder gibi” kolayca ev sahibi yapma hevesine katılanlar da olmuştu o zamanki AKP’de… Şimdi kendileri muhalefette…

O zamanlar yazdığım “Bir Morgıç Hikayesi: Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor”, bu konuda yaptığım uyarıları içerir ve dünyada ipotek (mortgage) kredileri üzerine yazılan türev ürünler nedeniyle büyük bir krizin kopmak üzere olduğunun altı çizilir. Bu yazı Türkiye’de yazılı iktisat literatüründe bildiğim kadarıyla 2008 krizini haber vermekle kalmayıp olası krizin mekanizmasını da anlatan ilk ve tek makaledir. 

- Uluslararası finansın sahte tanrıları da gerçek tanrı gibi mucize yaratır; ama onların mucizeleri tam da işe yarayacağı sırada gece yarısı balkabağına dönüşüverir...

- Hem son olarak zaten bugün bu, iktidar sahibinden “yapılanı gizleme” operasyonu, onun da bu gizlemeyi sanki fark etmemiş gibi davranma tavrı daha önce bizzat şimdi belki bu 128 operasyonunu eleştiren bir kısım bürokrat tarafından da uygulanmamış mıydı?
Mesela 2011’den 2016’ya kadar olan sürede alaturka “asimetrik koridor” icadıyla TCMB yönetimi politika faizini iktidardan korktuğu için arttırmadığı için döviz raydan çıkınca o “icat” sayesinde politika faizini resmen/görünüşte arttırmamış gibi yapıp gerçekte ise ortalama fonlama faizini arttırmamış mıydı?

O yapılan neydi?

Böylece politika faizi arttırılmayarak cumhurbaşkanının şimşeklerinin üzerlerine çekilmesinden kurtuluyorlar, diğer yandan fiilen faiz arttırarak piyasanın lanetinden kaçınıyorlardı.
Özetle eski Osmanlı usul-ü dairesince idare-i maslahat ediliyordu.

- Yanlış ekonomi politikalar sonucu sürdürülebilir büyüme elde edilemeyince, büyüme bir süreliğine dış kaynaklara yaslanma ve iç kaynakların yağmasıyla sürdürülüyor. Fakat o da tıkanınca o zamana kadar cesaret edilemeyen ve aslında hem iç kanunlara hem uluslararası kurallara göre suç da sayılan kimi “alışılmadık kaynaklara” başvuruluyordu.

Reza Zarrab vasıtasıyla İran’a ABD ambargosunu tümüyle delme (ki ABD Türkiye’ye bu konuda belli imtiyazlar zaten tanımıştı, amaç yakalanma riskine rağmen onları da aşmaktı) ve pek tepki görmeyince işi bütün dünya kara para operasyonuna aracılık etmeye kadar vardırmaktı.

Burada yöntem altın kaçakçılığı idi: İran altınları yani…

Böylece ABD’nin Türkiye’yi başta göz yummuş göründüğü ama aslında tuzağa doğru çekişine hevesli bir güvercin aceleciliği ile koşuldu. O zamandan beri hükümet adeta ABD elinde Halk Bankası ve sair dava ile yaptırımlar sonucu rehin gibidir.

- O nedenle gizli kapaklı 128 milyar dolar satışında ‘biz bunu uluslararası işlem platformlarında herkese açık şekilde sattık’ savunması hiçbir şey anlatmıyor. 

Belki sizin gerçekten haberiniz yoktur ama böyle gizli kapaklı işlerde yolsuzluğun mevcut olmaması neredeyse imkânsız. O satışların, kaçtan, ne zaman ve kimlere yapıldığı muhakkak soruşturmalıdır.

Dr. Cüneyt Akman'ın bir hayli uzun ama okunması kolay ve "Büyüklere dersler" niteliğindeki yazısının tamamını okumak için aşağıdaki bağlantıyı dıklayınız...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *