Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Türkiye'nin hiç olmadığı kadar tuhaf ve karmaşık bir siyasal düzlemde yaşadığını belirterek, "Tamamen zıt kutuplarda yer alan hem Fuat Uğur hem hukukçu Gönenç Gürkaynak hem de İbrahim Uslu yazılarımda mevcut rejim diyerek neyi kast ettiğimi sormuşlar. Ben Türk siyasal sistemini dört ideolojinin (milliyetçilik-muhafazakarlık-İslamcılık-ulusalcılık) ittifakıyla bir blok olarak görüyorum. Bu blok çok kuvvetli bir alaşım halinde şu an. Yani sadece AK Parti hükümeti ya da Erdoğan hükümeti diyebileceğimiz bir yapı yok. İktidar ve muhalefet ayrımları bile bugünkü Türkiye'yi çoğu yerde anlatmıyor. İleriki yazılarda bunu somut olarak da örneklendireceğim." ifadelerini kullandı.
"Maalesef eğer bugünkü rejim kafaya koyarsa CHP’yi PKK ile işbirliği gibi bir gerekçe göstererek kapatır" başlıklı son yazısında, CHP'nin kapatılmasına karşın net tavrına rağmen, kapatılma yanlısı gibi gösterilmeye çalışıldığını savunan Alçı, "Mevcut rejimin CHP'yi kapatmaya ve CHP yöneticilerini tutuklamaya gücü yeter mi sorusuna geçen yazıda cevap verdim. Ki CHP'yi kapatma ve CHP yöneticilerini tutuklama meselesi bu rejimin yapabileceği en uç totaliter icraat. Bugünkü dengeler içinde rejim asla CHP'yi kapatmaz. CHP yöneticileri de tutuklanmaz. Ulusalcı CHP'liler zaten rejimin bir parçası. Onlara zaten hiçbir koşulda bir şey olmaz. Dikkat, "Rejim CHP'yi kapatamaz. Bu ülkede yargı ve hukuk var" gibi ulusalcı yarbay usulü masallar anlatmıyorum size. Rejim şu anki menfaatleri gereği CHP'yi kapatmaz diyorum." diye yazdı.
Ne olmuştu?
Sabah gazetesi başyazarı Mehmet Barlas, muhalefetin meşruiyet sorunu olduğunu iddia ettiği yazısında CHP'yi hedef aldı.
Barlas yazısında, "Acaba Türk siyasetinde meşru olmayan unsurlar, legal olarak yer bulabilirler mi? Mesela PKK'nın HDP ile birlikteliğine değiniliyor ve bu konu adeta sakız haline getiriliyor. Ve biliyoruz ki HDP hakkında bir de kapatma davası var. Yani bir parti, meşruiyetini kaybederse seçime katılabilir mi? Aynı durum Cumhuriyet Halk Partisi ve Kemal Kılıçdaroğlu için de söz konusu değil mi? Sürekli yalan söyleyen, kendi ülkesini yabancı ülkelere jurnalleyen, ülkenin geleceği hakkında olumlu hiçbir görüşü olmayan bir siyasetçi ne kadar meşruiyet taşır? Yani bir bakarsınız, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yönettiği Cumhuriyet Halk Partisi kapatılmış ve seçime girmesi yasaklanmış olabilir" ifadelerini kullandı.
Parti kapatmanın Türkiye'de ne ilk, ne de son olduğunu belirten Barlas, "Son Anayasa değişikliğine kadar Anayasa Mahkemesi musluk kapatır gibi partileri kapatmıyor muydu?" diye yazdı.