İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7549 %0
37,3001 %-0.61
101.854,42 %2.576
3.176,44 0,81
Ara
Muhalif. GÜNDEM Nedim Şener'den Yazıcıoğlu vakasında sis perdesini aralayacak 11 unsur

Nedim Şener'den Yazıcıoğlu vakasında sis perdesini aralayacak 11 unsur

Hürriyet Yazarı Nedim Şener, "BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter vakasıyla ilgili kuşkularını dile getirin bir yazı kaleme aldı. Muhsin Yazıcıoğlu'nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu ile de görüşen Şener, "Kaza mıydı yoksa suikast mıydı?" sorusuna yanıt ararken sis perdesi altında kalan önemli noktalara temas etti.

Okunma Süresi: 4 dk

Şener'in önemli noktalara ışık tutan ve FETÖ izini ortaya koyan yazısı aynen şöyle:

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile yanındaki 5 kişinin 25 Mart 2009 günü hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan helikopterin düşmesi ya da düşürülmesi tartışmasında iki görüş vardır. “Kaza” diyenler, “suikast” olduğunu söyleyenler. 

Eğer:
1- Arama kurtarma çalışmalarındaki kasıtlı ihmallere,

2- Kaza sonrası saatlerce 112 ve 155 ile cep telefonuyla konuşan İsmail Güneş’in cep telefonuna ait baz istasyonu bilgilerinden yola çıkılarak olay yerinin yaklaşık olarak belirlenmesine rağmen arama kurtarma çalışmalarının tam tersi yönde kilometrelerce uzaklarda yapılmış olmasına,

3- FETÖ’cü istihbaratçıların, “Yazıcıoğlu bulundu, getiriliyor” şeklindeki not ile arama kurtarma çalışmalarını kesintiye uğratmasına,

4- Gazeteci İsmail Güneş’in cep telefonuyla saatlerce konuşurken, vücudundaki başka yaralanmalardan söz etmesine rağmen, hiç söz etmediği halde cesedi bulunduğu zaman konuşmasını engelleyecek biçimde çenesinin kırık olmasına,

5- FETÖ’cü askerler Davut Uçum ve Aydın Özsıcak’ın düşen helikopterden kontrol panelindeki bazı cihazları sökmesine,

6- Bu iki kişinin aynı zamanda 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gerçekleştirilmesi planlanan suikast timi içinde yer almasına,

7- Soruşturmanın Kahramanmaraş’tan sonra gittiği Malatya Özel Yetkili Savcılığı’nda iki FETÖ’cü savcının, sahte delil ve gizli tanıklarla dosyayı Ergenekon davası ile birleştirme yönündeki çabalarına,

8- FETÖ’cü istihbaratçı, savcı ve gazetecilerin 17/25 Aralık operasyonlarından sonra Muhsin Yazıcıoğlu suikastı dosyasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı sanık yapma girişimlerine,
9- Abdullah Önder ile Kamil Bakum gibi FETÖ’nün önemli üst düzey yöneticilerinin, Yazıcıoğlu dosyasında sanık olan FETÖ mensubu askerlerin dosyasının üstünün örtülmesi için örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in devreye girdiğini itiraf etmesine, tüm söylediklerinin HTS kayıtları ve Bylock yazışma içerikleriyle örtüşmesine,

10- Dosyada adı geçen tam 49 kişinin FETÖ mensubu olduğu gerçeğine,

11- İstihbaratçısı, savcısı, hâkimi ve gazetecisiyle mevcut delilleri karartma girişimleri yanında yalan ve iftiralarla fail yaratıp dosyayı yönlendirme çabalarına gözlerini kapatırsanız,
evet bu bir kaza...

FURKAN YAZICIOĞLU’NUN AÇIKLAMASI

Peki suikast mı?

“Bir olaydan kim kazançlı çıkıyorsa fail odur” görüşü her zaman doğru sonuç vermiyor. Benim Hrant Dink cinayeti dosyasından çıkardığım sonuç şudur: Kim delil karartıyorsa ve sahte delillerle bir fail yaratmaya çalışıyorsa asıl fail odur.
Evet, şüphemizde haklı olsak da failin tespiti için somut delil gerekir.

Halen bu konuda yürütülen soruşturmada, Kahramanmaraş Çağlayancerit’ten saat 14.35’te Yozgat Yerköy’e gitmek için havalanan helikopterin güzergâhı üzerinde, iki F4 savaş uçağından birinin helikoptere çok yakın geçmesiyle yarattığı basınç ve karbonmonoksit nedeniyle düşürüldüğü üzerinde duruluyor.

Helikopter ile bu savaş uçaklarının aynı bölgede bulunması tesadüf müydü?

Suikast şüphesini güçlendiren ve ilk kez duyduğumuz bir açıklama Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu’ndan geldi. Pazar akşamı (11 Nisan 2021) CNNTürk’te “Ne Oluyor” programında beraber olduğumuz Furkan Yazıcıoğlu, FETÖ’cülerin yönetimindeki F4 uçağının, yalnız helikopterin düşürüldüğü öğleden sonra Kahramanmaraş-Yozgat güzergâhında değil, sabah saatlerinde Sivas’tan Kahramanmaraş’a gelişi sırasında da helikoptere yakın uçtuğunu söyledi.

GÜN BOYU TAKİP ALTINDA

Furkan Yazıcıoğlu, öğleden sonra helikoptere yakın uçuş sonucu basınç ve karbonmonoksite bağlı olarak helikopterin düşmesine neden olan uçağın, öğleden önce başka bir güzergâhta da yakın uçmasını, suikast girişiminin provası olarak yorumluyor.
Bu konuda radar kayıtlarının dosyaya girdiğini belirtiyor.

25 Mart 2009 günü Muhsin Yazıcıoğlu’nun içerisinde bulunduğu helikopter saat 10.36’da Sivas’tan kalktı ve saat 12.10’da Kahramanmaraş Çağlayancerit’e iniş yaptı.

Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz ile irtibatlı olan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Kıdemli Albay Ali Armağan isimli FETÖ mensubunun içinde bulunduğu F4 savaş uçağı, saat 10.30 ile 12.12 arası helikopterin güzergâhına yakın bölgede uçuş yaptı.

Muhsin Yazıcıoğlu’nu taşıyan helikopter saat 14.35’de Kahramanmaraş Çağlayancerit’ten Yozgat Yerköy’e hareket etti. Yazıcıoğlu’nun mitingi bitmeden önce bölgede keşif uçuşu yapan FETÖ mensubu Ali Armağan’ın içinde olduğu F4 savaş uçağı, miting sonrası, helikopterin düştüğü saat dilimi içerisinde yani 14.26 ile 15.41 arası Yazıcıoğlu’unu taşıyan helikopterin geçiş güzergâh bölgesinde tekrar uçuş yaptı. Tüm bunlar radar kayıtlarına yansıdı. Furkan Yazıcıoğlu’nun ifadesine göre, F4 savaş uçağı radara yansıyan yükseklikten hızla alçalmaya geçerek helikopterin yakınında gaz basıncı sonucu oluşan karbonmonoksit etkisiyle helikopteri düşürdü. Olayın üzerinden uzun süre geçmesine rağmen vefat edenlerin önceden alınmış kan örneklerinde tespit edilen çok yüksek oranda karbonmonoksit gazının açıklaması da bu olabilir.

Her şey ortada, artık top savcılıkta. Çünkü, planlanmasından, soruşturulmasına, yargılanmasından, yalanlarla algı operasyonlarına kadar karşımızda dört dörtlük bir FETÖ suikastı duruyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *