Şeker Kotalarının Düzenlenmesi ve Uygulanmasına ilişkin yönetmelik Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmî Gazete'de yayımlandı. Yönetmelikle birlikte Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) kotası yüzde 2,5'dan yüzde 5'e çıkarıldı. Karara muhalefetten tepkiler gösterildi.
“ERDOĞAN ELİ BOŞ GİTMİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kararını eleştiren CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Erdoğan eli boş gitmiyor Biden'a şeker yaptırmış. Nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 2,5’tan yüzde 5’e çıkarılması korkunç bir karardır. 2019’da kamuoyu tepkisi ve meclisteki mücadelemiz ile düşürülen kotanın yeniden yüzde 5’e yükseltilmesinin izahı yoktur” dedi.
“BİDEN'A BÜYÜK HEDİYE”
İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Aytunç Çıray ise, “Biden’a büyük hediye! Sn. Erdoğan “zehir’ dediği NBŞ (nişasta bazlı şeker) kotasını yüzde yüz arttırdı. NBŞ firmalarına yüzde elli Glikoz şartı da kaldırıldı. Türkiye'de NBŞ tekelini elinde bulunduran Cargill ve Amylum ABD şirketleri kazandı! Türk halkı sağlığından kaybetti” ifadelerini kullandı.
“GIDA TERÖRÜNE DEVLET ELİYLE ONAY”
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu da “Gıda terörü’ne devlet eliyle onay verilmesine razı olamayız. Bir kararnameye atılan imza ile Nişasta Bazlı Şekerlerin yüzde 2,5’tan yüzde 5’e (iki katına) çıkarılması kararı kabul edilemez. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın ve milletimizin canı, sağlığı bu kadar ucuz olmamalı” şeklinde açıklama yaptı.
ONLARCA PLAN YAPILMIŞTI
Birinci sınıf tarım arazilerine, Cargill tesislerinin kurulmaya başladığı 1990'lı yılların sonundan bu yana onlarca plan yapılmış, Bursa Barosu öncülüğünde sivil toplum örgütleri ve vatandaşların açtığı davalarda planların yürütmesi durdurulmuş, sonunda da iptal edilmişti.
Cargill'i içine düştüğü çıkmazdan kurtarmak için özel yasalar çıkarılmış olmasına karşın, planlama ilkeleri doğrultusunda tesisin bulunduğu alanın imarının en son Bursa Büyükşehir Belediyesi'nce yapılan 1/25000 binlik İznik Gölü Nazım İmar Planı'na uyumlu hale getirilmesi için alt ölçekli plan yapılmıştı.
Orhangazi Belediyesi'nce en son üretilen uygulama planına 1/25000 ölçekli Nazım İmar Planı dayanak gösterildi ancak bu plan için de yürütmeyi durdurma kararı bulunduğundan, mahkeme iptali istenen imar planının hukuka aykırı olduğuna hükmetti ve yürütmesini durdurdu.
“CARGİLL SÜRECİNİN TÜMÜ HUKUKA AYKIRI”
Bursa Barosu Başkanlığı, Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyeleri Av. Ali Arabacı, Av. Erol Çiçek, DOĞADER adına Av. Cumhur Özcan, Mimarlar Odası Bursa Şubesi ve Av. Öznur Çiçek Bildik'in de aralarında bulunduğu davacılar, daha önce yaptıkları açıklamada, AİHM kararı uygulanmayan mahkeme kararlarından dolayı Cargill sürecinin tümünün hukuka aykırı olduğunu belirtmişlerdi. Küresel ısınma ve su kaynaklarının hızla kirlendiği günümüzde Cargill gibi stratejik yeraltı sularını tüketen bir tesise izin verilemeyeceğini savunan davacılar, yer altı su kapasitesinin aşırı kullanımı nedeniyle gölün beslenemediğini, göl seviyesinin de günden güne düştüğünü ifade etmişlerdi.
İZNİ BAKANLIK VERMESİ GEREKİRKEN VALİLİK VERDİ
Ayrıca, Cargill mısır işleme tesisinin tarım dışı amaçla kullanımına ilişkin iznin bakanlıkça verilmesi gerekirken Bursa Valiliği'nce verilerek yetki gaspı yapıldığına da dikkat çeken davacılar, tesisin tarımsal bütünlüğü bozduğunun yargı kararlarıyla da sabit olduğunun altı çizildi.
NİŞASTA BAZLI ŞEKER (NBŞ) NEDİR?
Nişasta bazlı şeker ya da kısa adıyla NBŞ (İngilizce: HFCS), mısır nişastasının kimyasal işlemlerden geçirilmesiyle elde edilen bir şeker türüdür. Üç farklı şeker molekülü vardır: Glikoz, galaktoz ve fruktoz. Fruktoz, meyve şekeri olarak da adlandırılır ve doğada bolca bulunur. Nişasta bazlı şeker üretilirken nişasta parçalanarak glikoza, ardından glikoz da fruktoza dönüştürür. Nişasta bazlı şekerde bol miktarda fruktoz bulunmaktadır. Örneğin sofra şekeri olarak adlandırdığımız beyaz şekerde yüzde 50 glikoz yüzde 50 fruktoz bulunurken nişasta bazlı şekerde yüzde 90 oranında fruktoz bulunabiliyor. Fruktoz, meyvelerden tüketilmediği sürece vücut için zararlıdır.
Fruktoz sadece karaciğer için gereklidir. Vücudun başka yerinde kullanılmaz. Karaciğer, ihtiyaç fazlası fruktoz ile karşılaştığında devreye pankreas giriyor. Pankreas, aşırı miktarda insülin hormonu üreterek karaciğeri kurtarmaya çalışıyor. İnsülin ise bir enerji depolama hormonudur. Şekeri depolamak üzere yağa dönüştürür. Yüksek miktarda insülin beynin tokluk sinyali almasını bloke edebilir. Bu sayede beyin, acıktığını zanneder ve yemek yese bile tokluk sinyalini almakta zorlanır. Şeker hastalığı ve şişmanlık başta olmak üzere kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalıkları yol açıyor.
Glikoz, kana karışarak vücudun tüm hücrelerinde kullanılırken fruktoz sadece karaciğerde kullanılmaktadır. Karaciğer için sadece 15 gram fruktoz yeterlidir. Bunun fazlası obeziteye, yağlanmaya ve devamında pankreas kanseri gibi hastalıklara yol açar.
Nişasta bazlı şeker, nelerde bulunur?
NBŞ, diğer tatlandırıcı türlerine göre uygun maliyetlidir ve açlık hissi uyandırır. Ürünlerin raf ömrünü de uzatmaktadır. Bu nedenle maliyet odaklı üreticiler tarafından kullanılmak istenmektedir. NBŞ, doğrudan tüketilmemekte daha çok şekerli ürünlerde kullanılmaktadır.
Şekerli hemen hemen her şeyde NBŞ bulunabilir. Türkiye’de market raflarında gördüğümüz ürünlerin hemen hemen hepsinde bulunuyor. Ürün içeriğinde mısır şurubu, meyve fruktozu, kristalin fruktoz, glikoşurup gibi isimlerle yer alır. Türkiye’nin aksine AB üyesi ülkelerde ciddi kısıtlamalar olduğu için Avrupa’da NBŞ ile tatlandırılan ürün sayısı azdır.
Meyvedeki fruktoz tehlikeli midir?
Fruktoz’u doğal olarak tükettiğimizde yani meyve yediğimizde fruktozun negatif etkilerini azaltmak için gerekli olan lifi de meyvelerden almış oluruz. Bu yüzden meyve yemek, ihtiyaç fazlası fruktoz tüketimi açısından endişe uyandırmaz.
Nişasta bazlı şekerin zararları nelerdir?
Nişasta bazlı şekerin yoğun olarak tüketilmesi sonucu karaciğer yağlanması, pankreas kanseri, fibrozis, siroz, insülin hastalıkları, eklem iltihabı, hipertansiyon, koroner kalp hastalıkları ve türevi hastalıkların meydana gelebileceği bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştı. En yaygın görülen zararı obezite ve diyabete yol açmasıdır.
Yurt dışında nişasta bazlı şeker
Türkiye’de bugüne kadar nişasta bazlı şeker kotası yüzde 10’du. Bakanlar Kurulu kararı ile bu oran zaman zaman yüzde 15’e yükseltiliyordu. NBŞ kotasının yüksek olması ve pancar şekeri üretiminin maliyetli olması nedeniyle ülkemizde pancar şekeri üretimi yapan fabrikalar maddi açıdan sıkıntı çekiyor.
Ülkemizde yıllık 265 bin ton NBŞ üretimi gerçekleştiriyor. AB üyesi 23 ülke ile kıyaslandığında en yüksek NBŞ üretimi Türkiye’de. AB ülkeleri toplamında NBŞ üretimi yaklaşık 1 milyon ton. Türkiye bunun neredeyse yüzde 25’lik kısmını tek başına üstleniyor. Fransa, hiç NBŞ üretmezken almanlar sadece 56 bin tonluk üretim yapıyor.
Fruktoz nedir? Hangi besinlerle vücudumuza alırız?
Fruktoz, organizmanın enerji ihtiyacını karşılamak için kullandığı bir monosakkarittir. Monosakkaritler su ile daha küçük birimlere parçalanamadıklarından basit şekerler, tek şekerler veya monozlar olarak da adlandırılır. Bu şekerler karbonhidratların en küçük yapı birimidir. Moleküllerindeki karbon sayısına göre gruplandırılırlar. Bunlardan en önemlileri glukoz, fruktoz ve galaktozdur.
Pekmezde, balda, meyve ve sebzelerin birçoğunda fruktoz doğal olarak bulunan bir şeker türüdür. Aşırı miktarlarda alınmaması halinde zararlı değildir hatta vücudun glikozu işlemesi süreçlerine katkıda bulunur. Ancak aşırı miktarlarda tüketilmesi vücudun işleyebileceği kapasitenin üzerine çıkar. Bu nedenle tüketilen miktar çok önemlidir ve kontrol altında tutulmalıdır.
HEM UCUZ HEM DE DAHA TATLI OLDUĞU İÇİN ÜRETİLİYOR
Fruktoz ile yüksek fruktozlu mısır şurubu (nişasta bazlı şeker) aynı şey mi? Tehlikeli olan hangisi?
Normal şeker dediğimiz sakkaroz içerisinde glukoz ve fruktoz birbirine bağlı olarak yüzde 50 - yüzde 50 oranında bulunuyor. Yüksek fruktozlu mısır şurubunda ise fruktoz oranı yüzde 93’e kadar çıkabiliyor. Nişasta bazlı şeker veya yüksek fruktozlu mısır şurubu; mısır, buğday ve patates gibi nişasta kaynaklarından türetilen, şekere alternatif fonksiyonel özelliklerinden ziyade ekonomik nedenlerle gıda ve diğer sektörler tarafından sıklıkla kullanılan bir şeker türü. Yüksek fruktozlu mısır şurubunun dünya genelinde yoğun olarak üretilmesinin başlıca sebepleri arasında ucuz olması, kristal şekere göre yaklaşık 2.5 kat daha tatlı olması, gıdalara katıldığı zaman daha çabuk erimesi ve daha kolay taşınması sayılabilir.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu alkollü, gazlı, kolalı içeceklerde, tat verici olarak meyve suyu sanayisinde, tadı artırma ve fermante edilebilen özelliği ile de çikolata, şekerleme, tatlı, bisküvi ve unlu mamullerin üretiminde kullanılıyor. Ayrıca raf ömrünü uzatma ve nem dengesini koruma amacıyla da kullanılan yüksek fruktozlu mısır şurubu; süt ürünleri (özellikle yoğurt), ketçap, mayonez, tonik, buzlu çay ve hazır çorba gibi işlenmiş gıdalarda ve meyve-sebze ürünlerinin salamurasında yer alıyor. Balın kıvamının artırılmasında da kullanılıyor.
Yüksek fruktozlu mısır şurubu vücudumuzda ne tür etkilere yol açıyor?
Los Angeles Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma, fruktozun pankreas kanseri hücrelerinin çoğalmasını hızlandırdığını ortaya koyuyor. Nature dergisinde yayınlanan bir araştırma da fruktozun kalp kası hücrelerinin büyümesinde rolü olan KHK-C enzimini aktif hale getirdiğini gösteriyor. Araştırmacılar fruktoz içeren işlenmiş gıdaların kalp yetersizliğini artırabileceğini, buna karşılık doğal fruktoz içeren meyve tüketiminin meyveler posa, vitamin ve eser elementleri de içerdiği için zararlı olmadığını belirtiyor.
GDO'LU ÜRÜNLERDEN İMAL EDİLİYOR
Asıl problem, son dönemde teknolojide kaydedilen ilerlemenin gıda sektörüne de büyük ölçüde el atmasıdır. Piyasada diğer şekerlere oranla çok daha ucuza bulunabilen mısır şuruplarının çok büyük bir bölümü, henüz nasıl etkiler yaratacağı tam olarak kestirilemeyen GDO’lu yani genetiği değiştirilmiş ürünlerden elde ediliyor.
Yüksek fruktozlu mısır şurubunun (YFMŞ) yüzde 76’sı karbonhidrat, yüzde 24’ü ise sudan oluşuyor ve 100 gramı 281 kcal enerji sağlıyor. YFMŞ; fruktoz içeriği %55, %42 veya %90 olarak üretiliyor. YFMŞ-55 alkolsüz içeceklerde; YFMŞ-42 alkollü içkilerde, işlenmiş gıdalarda, mısır gevreğinde ve fırınlanmış gıdalarda; YFMŞ-90 ise genelde YFMŞ-42 ile karıştırılmak suretiyle YFMŞ-55 üretilmesinde kullanılıyor.
Vücudumuza aldığımız her şeker türünü metabolizmamız aynı mı algılıyor? Yani glikoz ve fruktozdan ibaret şeker ile nişasta bazlı şeker arasında hormonlarımız açısından (tokluk duygusu, insülin salınımı) bir fark yok mu?
Bilimsel çalışmalara göre glukoz, vücudun tüm hücrelerinde kullanılırken fruktoz sadece karaciğer için gerekli olup günde 15 gram tüketilmesi yeterli oluyor. Yapılan çalışmalar vücudun fruktozu glukozdan farklı şekilde metabolize ettiğini de ortaya çıkardı. Fruktoz metabolizması birincil olarak karaciğerde, insülinden bağımsız olarak gerçekleşiyor ve çabucak yağa dönüşüyor. Fruktozun fazlası ürik asit düzeyini yükseltiyor, obeziteye, karaciğer yağlanmasına, hipertansiyona, kan yağlarının yükselmesine, metabolik sendroma ve tip 2 diyabete yol açıyor. Hatta pankreas kanseri, siroz, karaciğer kanseri, safra kesesi iltihabı, pankreas iltihabı, koroner kalp hastalığı, diş çürümesi, depresyon, gut, böbrek yetersizliği, migren ve varis gibi hastalıklara zemin hazırlıyor. Ek olarak fruktoz beyindeki besinlerle ilişkili sinirleri güçlü bir şekilde uyararak bağımlılık yapıyor ve bu da daha çok fruktoz tüketimiyle sonuçlanan kısır bir döngü yaratıyor.
DAHA HIZLI YAĞA DÖNÜŞÜP HASTA EDİYOR
Bazı bilim çevreleri fruktozun bir gıdada kendi başına kullanılmasının insülin salınımı üzerinde etkili olduğunu ancak glikoz ile fruktoz birlikte kullanıldığında bu etkinin ortaya çıkmadığını ifade ediyor. Bu ne anlama geliyor?
Yüksek fruktozlu mısır şurubunda bulunan fruktoz glukozla karşılaştırıldığında glukoza göre daha hızlı yağa dönüşüyor. Ayrıca daha az insülin ve leptin salınmasına, dolayısıyla tokluk hissinin de baskılanmasına neden oluyor. Bununla birlikte serbest yağ asitlerinin yağa dönüşmesini artırıp obeziteye yol açıyor. Makul düzeyde fruktoz tüketiminin ise öğün öncesi tüketilmesi durumunda iştah baskılayıcı, kan şekeri düşürücü ve egzersiz öncesi alınırsa yorgunluğu geciktirme gibi olumlu etkileri var. Örneğin bir bardak doğranmış domateste sadece 2.5 gram civarında fruktoz bulunurken gazlı içeceklerde bu miktar yaklaşık 10 kat artıyor. Avrupa İlaç Güvenliği Otoritesi ve Codex Alimentarius-European Commission’a göre yüzde 5 ve üzerindeki mısır şurubu varlığında, sağlık üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı paket üzerinde mutlaka bilgilendirme olması öneriliyor.