İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,5014 %0.06
36,6793 %0.24
3.533.750 %2.973
3.076,93 0,08
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Nursun Erel Paramount Otel'deki 5 dakikanın hikayesini yazdı

Nursun Erel Paramount Otel'deki 5 dakikanın hikayesini yazdı

Yzaarımız Nursun Erel, organize suç örgüt ülideri Sedat Peker'in 9. videodaki iddialarının ardından yeniden gündeme gelen Paramount Otel'de 5 dakika geçirdiğini açıkladı!.. "Nee? Sen de mi? Sedat Peker’in ifşa ettiği gazeteciler gibi bedavadan lüks hayat sana yakışır mı?" diye soranlara da bakın ne cevap verdi...

-O meşhur Paramount Otelde ben de bulundum!

Desem, biliyorum hemen:
-Nee? Sen de mi? Sedat Pekerin ifşa ettiği gazeteciler gibi bedavadan lüks hayat sana yakışır mı? diyeceksiniz biliyorum, ama durun anlatayım “Paramount’a toplam 5 dakikalık” ziyaretimizi...

Bodrum’da bir gün telefonumuz çaldı, yurtdışından bir arkadaşımız:
-Nasılsınız? Yazları Bodrum’dasınız biliyorum, beni de hep davet etmiştiniz, ama yakın bir dostum şu an orada, karısı ve çocuklarıyla tatil geçiriyor. Kimseyi tanımadıkları için sıkılmışlar, ben de düşündüm -acaba bir gün olsun ilgilenebilir misiniz?- diye. Telefonlarını versem arayabilir misiniz?
Tabii dedik, arkadaşımız “Suudi Arabistanlı diplomat” dostunun telefonunu verdi, bir gün buluşmak üzere sözleştik... Bu arada Paramount Otelinde kaldıklarını öğrendik. Tabii “Suudi misafir” söz konusu olunca, “acaba nasıl bir ortam ayarlasak?” sorusu vardı aklımızda, ama misafir bizi rahatlattı:
-Önce gelin bizi otelimizden alın, beach club’da misafirimiz olun, sonra da biz size misafiriniz olalım...

Eh, dedik “madem plaja davet edildik” mayolarımızı, havlularımızı filan çantamıza koyduk çıktık yola... Havaalanı yolu üzerindeki Paramount Otelin som altınla kaplanmış gibi pırıl pırıl parlayan görkemli girişine ulaştık, epey bir sorgu sual sonrası, görevliler lütfedip bizi içeri aldılar, gümüş tepside birer şişe buz gibi içecek ikram edip, önümüze bir kılavuz verdiler, konukların kaldığı yere kadar gittik. Baktık, Suudi konuklar” bizi karşılamaya çıkmışlar, selamlaştık, arabaya bindiler, Suudi konuk:
-Geldiğiniz için teşekkürler, şimdi Bodrum yönüne ilerleyelim, bizim denize girip güneşlendiğimiz kulübe gidelim.

Konuklar Avrupai giyimli, hatta diplomatın hanımı “pırlantalar içinde” olmakla birlikte dekolte bluzlu, kısacık şortlu filan, hani insan Suudi olduklarına ihtimal vermez, bahsettikleri beach-club’dan içeri girdik, 3 haftadır süren tatilleri sırasında denize ve havuza hep aynı yerden girdikleri için, belli ki tanınıyorlar hemen buyur edildik, havuz kenarında hazırlanan güzel masaya geçtik ve müthiş bir ikram ve sohbetin içine daldık. Suudi diplomat önce ilk Bodrum deneyimini anlattı:
-Havaalanından bindiğimiz taksinin şoförü ilk başta “havaalanına 20 kilometre uzaktaki otelimize gideceğiz, ne kadar?” diye sorunca “100 lira” demişti ama, Paramount’a varınca, -ben size 100 Euro demiştim- demez mi?

Bunu duyunca utandık, ne diyeceğimizi şaşırdık.

Diplomat bu arada garsonlara talimat verdi, “bardaklarımızı sakın boş bırakmayın” diye... Meğer, Suudi misafir sek-beyaz bir İsviçre şarabını severmiş, garsonlar boşalan kadehleri sürekli dolduruyor. Diplomat da eşi de çakır keyif oldular, Bodrum izlenimlerini anlatmayı sürdürüyorlar, otel maceralarına da sıra geldi:
-“Biz oteldeki rezervasyonumuzu, görüntüden beğendiğimiz bir villayı seçerek yapmıştık. Tamam yerleştik, ilk günler her şey yolundaydı. Hatta sizin meşhur Nusret bir gün gelip, gösteriyle karışık et sunuşu yaptı, biz onu daha önceden Dubai’de kazıklanarak zaten tanımıştık. Sonra yanımızdaki villaya bir Rus adamı yerleşti. Adamın her gece 7-8 kadın misafiri geliyor, müziği sonuna kadar açıyorlar, kahkahalar, bağırışlar... Çılgın eğlenceler sabaha kadar sürüyor. Çok rahatsız olduk, defalarca rica etmemize rağmen durum değişmedi... 3 haftalık tatilimiz, sinir bozukluğu ve aptalca kazıklanmalarla geçip gitti. Düşünebiliyor musunuz? Bu tatilin bana faturası 35 bin Euro. Ne yazık ki Türkiye ve özellikle de Bodrum’u hiç de iyi anmayacağız.”

Diplomatın eşiyle de sohbeti koyulaştırdık, plajda, havuzda güzel resimler çektik, bana dedi ki:
-Bakmayın bizim şimdiki durumumuza. Memlekete dönünce tabii ki yeniden çarşafa gireceğim, bu resimleri de tanıdık fotoğrafçıma teslim edeceğim, o hem benim mayolu pozlarımı ayıklayacak hem elimizdeki, masadaki şarap kadehlerini silecek...

Konuklarımızı bir sonraki gün biz, küçük balkonumuzda ağırladık, hazırladığım zeytinyağlıları, Türk mutfağı örneklerini ve eşimin ikram ettiği rakıyı çok beğendiler...

İşte Paramount Otelindeki 5 dakika ile başlayan öykümüz böylece son buldu...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *