İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4606 %-0.01
36,6230 %0.17
3.523.671 %2.342
3.087,75 0,43
Ara
Muhalif. GÜNDEM Nursun Erel yazdı: Yahşi’deki İslami Külliye ve çocuklarımız

Nursun Erel yazdı: Yahşi’deki İslami Külliye ve çocuklarımız

İnşaat yasağının devam ettiği günlerde bile, hatta yaz boyunca beton pompası sahilde “harıl harıl” çalışıp, resmi adıyla “İslam Tanıtım Merkezi” (*) olarak bilinen külliyeyi tamamlama telaşındaydı...

Bodrum’un “en güzel plajları”nın yer aldığı Yahşi Sahilinde devam eden İslami Külliye inşaatını başından bu yana yakından izledik. Önceleri “küçük bir mescid!” diye başlanan, sonra “dev! binalara dönüşen yapılar grubu”, Bodrum halkının yasal yollarla itirazlarına ve protestolarına rağmen bitmek üzere. İnşaat yasağının devam ettiği günlerde bile, hatta yaz boyunca beton pompası sahilde “harıl harıl” çalışıp, resmi adıyla “İslam Tanıtım Merkezi” (*) olarak bilinen külliyeyi tamamlama telaşındaydı...

“Tanıtım Merkezi” deyince insanın aklına ne geliyor?

-Yöre insanı İslamiyet üzerine hiçbir şey bilmiyormuş da onlara mı tanıtılacakmış İslam?

-Yoksa başka ülkelerden gelen turistlere, şu hiç bilmedikleri İslam, denize girip güneşlenmeye ara verdikleri sırada külliyede mi öğretilecekmiş?

Başka ne gibi bir nedenle böyle bir merkezi “kumsalda” inşa ederler diye düşünmez misiniz?

Bugün plajda güneşlenip, tam karşımda çalışan beton pompasını izlerken aklımdan bunlar geçiyordu. Şezlongda uzanmış Cumhuriyet’i okuyordum, Erdal Atabek,(**) “Diyanetin yeni girişimi” için diyordu ki:

“Yeni girişim şuymuş: 4 ile 6 yaş arasındaki yuva çocuklarına Kuran kursları ve değerler eğitimi yoluyla dinini öğretmek, bu eğitimi alan çocuklara da okul öncesi eğitim almış olma hakkını vermek... Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı bu yaş çocuklarını hedef alıyor, gelişmek üzere çalışan çocuk zihinlerine dinsel kalıp yargılarını yerleştirmeye çalışıyor. Dinsel kalıp yargılar, günah-sevap, haram- helal, cennet-cehennem kavramlarını çocuk zihinlerine yerleştirerek onları koşullandırmayı hedefliyor. Bu yaş çocuklarının bilinçaltına yerleştirilecek kalıp yargılar artık oradan çok zor çıkarılır. Böylece koşullanmış zihinler, bu çocukları geleceğin düşünmeden , sorgulamadan inanan yetişkinlerine dönüştürecek. Onlar da şeyhin, emirin, imamın her dediğine itaat edecek, yap dediğini yapacak, yapma dediğini yapmayacak kulları olacak...”

-Çocuklarla İslami Külliye’yi nasıl mı bağladım?

-Bir ara okullarda başarılı çocuklar, hatta kimi ana okullarından çocuklar “yarıyıl armağanı” olarak “Hac farizası” için Mekke’ye Medine’ye de götürülmemiş miydi? Artık Suudi’ler Türkiye’yi bu kapsamdan çıkardıklarına göre, Diyanet belki Külliye tamamlandığında Mekke Medine yerine başarılı çocukları burada ağırlayıp “İslam tanıtımı” yapabilir diye düşündüm.

Bodrum Kaymakamlığının “İslam Tanıtım Merkezi” başlıklı sayfasına girdiğinizde hem dev külliye projesinin fotoğrafını hem de merkezde yer alacak bölümler, 10 maddede detaylı biçimde anlatılıyor:

1-Görsel eğitim ve uygulama mekanları,

2-Çeşitli konularda yapılacak çalışmaların eğitim mekanları,

3-Camii ve müştemilatı,

4-Konferans Salonu,

5-Çeşitli Türk İslam eserlerinin görsel olarak tanıtılacağı küçük cep sinemaları,

6-Seyir mekanları,

 7-İdari Binalar,

 8-Turizm tanıtma mekanları,

9-Halk Eğitim Kurslarının uygulanacağı mekanlar (el sanatları, tezhip,hat, kilim)

10-Türk İslam eserlerinin sergilendiği milli müze...

Bu mekanlarda ayrıca “lokma, gözleme, mantı, yaprak sarma” gibi geleneksel lezzetlerin yapımı yabancı misafirlere öğretilecek ve hatta “bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” sözünden hareket edilerek, uzun yıllar hatırda kalınması sağlanacakmış...

 Peki, kumsalda inşaa edilen külliye için yukarıda sayılan 10 madde arasında unutulanlar yok mu?

Olmaz olur mu?

Nerede tahta perde ile güneşlenmek isteyen kadın ve erkekler için ayrılmış plajlar? Nerede kadın ve erkeklerin denizde ayrı ayrı “İslami kurallara uygun biçimde yüzebilecekleri” bölünmüş alanlar? Ha, geleneksel lezzetler deyince Bodrum’da aklınıza sadece mantı ve dolma mı gelir yahu? Hem, yaprak sarma yerine bari kabak çiçeği dolması deseydiniz, Bodrum’a bu kadar mı uzaksınız? Yabancı misafir, haydi geçtik günah sayılan bir kadeh rakıyı, Bodrum’a gelmişken çıtır çıtır ızgara edilmiş enfes bir dil balığını tatmak istemez mi?

Çocukların kampa alındığını farz edelim... Kaymakamlık açıklamasında “seyir mekanları” deniliyor ya, çocuklar denizi uzaktan o mekanlardan mı seyredecekler? Orada vızır vızır jetskilere binen, yelken öğrenen, denizde özgürce kulaç atan diğer çocukları gördükçe, “ben de, ben de” demeyecekler mi?

“Bir zamanlar Boğaziçi’nde “İslam Felsefesi” dersleri vermiş olan sevgili Hilmi hocamızı bulsam, bunu sorsam acaba ne derdi?” Diye düşündüm de, sanırım şöyle derdi:

-O çocuklara, -siz sakın onlara özenmeyin, size her şeyin en iyisi öbür dünyada bahşedilecek... Haydi Arapça surelerin ezberine devam- diyeceklerdi tabii...

(**)https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/erdal-atabek/dusunmeyi-engellemek-1870214
(*)http://bodrum.gov.tr/islam-tanitim-merkezi

https://bennursunerel.blogspot.com/

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *