İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4661 %-0.06
36,5420 %-0.16
3.550.537 %3.58
3.073,62 0,66
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Önder Algedik: Marmara Denizi'ni hemen hemen kaybettik gözüküyor

Önder Algedik: Marmara Denizi'ni hemen hemen kaybettik gözüküyor

Enerji ve iklim uzmanı, aktivist Önder Algedik, Marmara'daki müsilaj sorunu ile ilgili Muhalif'e konuştu. Müsilaj sorununa ilişkin bilimin her şeyi ortaya koyduğunu ancak siyasetin gerekli adımları atmadığını belirten Algedik, "Şu an Marmara Denizi canlı yaşamını barındırmayan bir deniz. Arıtılamayan şeyler üretilmemeli ve denize de hiçbir şey boşaltılmamalı. Arıtamadığın şeyi üretmeyeceksin, çünkü deniz kimsenin çöplüğü değil. Zaten Marmara Denizi'ni hemen hemen kaybettik gözüküyor" dedi.

Muhalif Özel: Ardıl BATMAZ 

Enerji ve iklim uzmanı, aktivist Önder Algedik, Marmara Denizi'nde ortaya çıkan ve günlerdir ülke gündemini meşgul eden müsilaj sorununa ilişkin açıklamalarda bulundu.

"MARMARA DENİZİ KOMADA"

Marmara Denizi'nde yaşan müsilaj sorununun sebeplerini açıklayan Algedik, "Marmara Denizi'nde müsilaj sorununun bu zamanlarda yaşanacağı 2007’deki bilimsel çalışmalarda ortaya konulmuştu. Bu konuda yapılan çalışmalara göre, müsilaj sorununun en büyük sebebi olarak karasal yükler gözüküyor. Bu karasal yükler; Ön arıtma, Marmara derin denizinin deşarj ile boşaltılması, sanayi atıkları, ırmaklar, nehirler gibi Marmara'ya açılan yerlere boşaltılan atıklar olarak biliniyor. Marmara Denizi'nin dibinin çöplük haline gelmesi de bu karasal yüklere eklenebilir. Bütün bunlara mekanizma olarak bakıldığı zaman; Canlı yaşama ortamı ortadan kaldırılıyor, çok ciddi fosfor ve azot patlaması ve bulanıklıklara yol açılıyor. Bu bulanıklık da sıcaklık artışını etkiliyor. Bu fosfor ve azottaki patlama da müsilaj dediğimiz şeyin yaşanmasına yol açıyor. 'Marmara Denizi komada' tanımı çok doğru. Şu an harekete geçsek bile 6-7 yıl sonra Marmara Denizi’nin kendini kurtaracağını söyleyemiyoruz. Bazı senaryolara göre şu an kirliliği sıfırladığımız zaman 6-7 yıl sonra toparlanılmasının mümkün olacağı gözükülü0rken, başka senaryolara göre ise bu kirlilik yükünü hemen hemen yarıya yakın azaltmamız durumunda 6-7 yılı geçen bir sürede toparlanmanın mümkün olabileceği söyleniyor" dedi.

"DETERJAN FİRMALARI PARA KAZANACAK DİYE MARMARA DENİZİ’Nİ ÇÖPE ATAMAYIZ”

Fosforlu deterjan kullanımının yasaklanması ya da kısıtlanması gerektiğini belirten Algedik, müsilaj sorununun çözümüne yönelik atılması gereken adımlara ilişkin, "Arıtması olmayan hiçbir şeyin denize boşaltılmaması gerekir. Arıtması olmayan bir sanayi varsa kapatılması gerekiyor. Şimdiye kadar arıtma olmadan çalışan firmaların ceza alması gerekiyor. Kanunları uygulamadığın zaman bu iş olmaz. Çok ciddi fosfor patlaması yaşanmasının bir diğer sebebi ise kentlerde kullandığımız deterjanlar. Fosforlu deterjan kullanımı yasaklanmalı ya da kısıtlama getirilmeli. Deterjan firmaları para kazanacak diye Marmara Denizi'ni çöpe atamayız. İller Bankası, bütün derin deniz deşarj projelerini durdurmalı, yerine tam arıtma yapmalı. Ve bu arıtılmış suyu da denize boşaltmak yerine karalarda kullanmak gerekiyor. Biz susuzluktan bahsediyoruz. Bu suyun tarımsal kullanım kalitesine çekilip tarımda kullanılması gerekiyor.  Dolayısıyla bizim tam arıtmaya ihtiyacımız var. Arıtılamayan her şeyin üretimini durdurmamız gerekiyor. Arıtma yapmayan her tesisin kapatılması gerekiyor. Ve bu sürece kadar bizim de kentlerde fosfor yükünü azaltmamız gerekiyor" diye konuştu.

"NE OKSİJEN VAR NE CANLI YAŞAMINA İZİN VERİLECEK ORTAM VAR"

Algedik, sözlerine şöyle devam etti:

"Marmara Denizi'nde, Çanakkale Boğazı'nı geçtikten sonra oksijen miktarı deniz tabanında sıfır. Deniz yüzeyine 10 ya da 20 metre kala çok ince bir tabakada, minimum balık yaşamını sağlayacak kadar oksijen var. Şu an Marmara Denizi, canlı yaşamını barındırmayan bir deniz. Bilimsel çalışmalarda zaten kasımdan beri bu işin patladığı söyleniyor. Özellikle İzmit körfezi, Erdek tarafları, İstanbul Boğazı ve Marmara'ya bakan kısımlarda çok ciddi bir şekilde ne oksijen var ne canlı yaşamına izin verilecek ortam var."

"BİLİME ÖNEM VERMEMELERİ YÜZÜNDEN BU NOKTALARA GELDİK"

Marmara Denizi'nin hemen hemen kaybedildiğini belirten Algedik, "Bilim her şeyi ortaya koymuş fakat siyasetin umurunda olmadığı için 89’da Derin Deniz Boşaltım Sistemi'ni bilime rağmen kabul etmişiz. 2007’de müsilaj olmasına rağmen ve 2010’larda bakanlığın da çalışmasının olmasına rağmen bunlara bir değer verip işlem yapılmamış. Marmara Denizi'ni hemen hemen kaybettik gözüküyor. O gün bilime önem vermemeleri yüzünden bu noktalara geldik. Bugün halkın sesine kulak verilmiyor. Durum çok daha zor. 10 yılı aşan bir süreçten bahsediyoruz. Ve bizim geriye dönebilmemiz için bütün yanlışları en kısa zamanda sıfırlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *