Sıkı denetim ve yaptırımlarla önemli ölçüde engellenen korsan mal ticareti, sosyal medya ve e-ticaret platformları üzerinden yeniden artışa geçti. Özellikle ikinci el ürün satan platformların büyük oranda sahte ürün pazarına dönüştüğü belirtiliyor.
Dünya gazetesinden Yener Karadeniz'in haberine göre, sadece markaların değil tüketicinin de aldatıldığına işaret eden perakende sektörü temsilcileri, Ticaret Bakanlığı’nın taklit ve sahte ürün satışlarının önlenmesi için bir an önce harekete geçmesini istiyor. Online pazar yerlerinin daha fazla sorumluluk almasının sorunun çözümüne katkı sağlayacağı belirtiliyor.
Pandemi öncesi özellikle İstanbul’da Zeytinburnu, Merter, Güngören, Kapalı Çarşı ve Aksaray’ı; Güney’de ise Bodrum’u mesken tutan sahte ve taklit ürün satıcıları, kapanmalar ile birlikte online satış kanallarına yöneldi. Daha önce alıcının da, satıcının da bilerek yaptığı sahte ürün alışverişi, online ticaretin hızla büyümesiyle taktik değiştirdi. Taklitçiler internet ortamında; ihaleyle, artırma usulüyle satış, abonelerine tanıtım, kredi kartı ile tahsilat işlemlerini alenen yaparak ürünleri orijinalmiş gibi göstererek tüketiciyi aldatmaya başladı. İkinci el ürün satan platformların bazıları ise sahte ürün pazarına döndü.
TOBB DEVREYE GİRDİ
Sektör temsilcileri Türkiye’de 3-4 milyar dolar büyüklüğe ulaşan sahte ürün satışının online tarafta yüzde 40’tan fazla arttığına dikkat çekti. Konu, geçtiğimiz günlerde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) gündemine de taşındı.
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun online platformlarda milyarlarca liraya ulaşan sahte ürün ticaretinin engellenmesine yönelik Ankara ile temas halinde olduğu belirtildi. Sektör temsilcileri artık sadece markaların değil tüketicinin de aldatıldığını belirterek Ticaret Bakanlığı’nın bir an önce harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
Taklitten en fazla zarar gören Gucci, Armani, Louis Vuitton gibi onlarca markanın da üyeleri arasında yer aldığı Tescilli Markalar Derneği’nin (TMD) Başkanı İzzet Stamati, taklit ve sahte ürün pazarının pandemi ile birlikte online tarafta günden güne katlanarak büyüdüğünü söyledi. Stamati, “Markalar olarak ithal ettiğimiz ürünlerimiz çeşitli testlere giriyor. Bu işlemler için ciddi bedeller ödüyoruz. Bunlar ise herhangi bir denetim olmadığı için sahte ürünü orijinal fiyatına yakın fiyata satıyor. Tüketici de taklit ürünü orijinal varsayarak yüksek bedelle satın alıyor. Sadece markalar değil tüketici de zarar görüyor. Bakanlığın artık tüketiciyi korumak için harekete geçmesi gerekiyor” diye konuştu.
SERTİFİKASYON GELEBİLİR
Bilindiği üzere markalar yıllardır daha çok fiziksel ortamda süren sahte ürün satışı ile ilgili savaş veriyordu. Ancak sanal ortamda şartlar biraz daha farklı gelişiyor. Stamati, bu alana yönelik olarak sertifikasyon önerisini sundu. Pazar yerlerinin taklit ürün satanlarla ilgili olarak sorumluluk alması gerektiğini dile getiren Stamati “Pazar yerleri ‘bu ürünler orijinaldir, orijinal değildir ya da orijinalliği teyit edilememiştir’ diye bir ibare koyabilir” dedi. Pazar yerlerine yönelik baskın için mahkeme kararı gerekliliği bulunduğunu dile getiren Stamati, makamların bu kararı almaktan imtina ettiğini söyledi.
MEVZUAT YETERSİZ KALIYOR
Kategori Mağazacıları Derneği (KMD) Başkanı Serhan Tınastepe de pazaryerlerine girmenin ve burada mağaza açmanın oldukça kolay hale geldiğini belirterek, sahte ve taklit ürünle mücadelede mevcut mevzuatın yetersiz kaldığına dikkat çekti. Tınastepe, şöyle devam etti: