İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7521 %0
37,3298 %-0.54
102.308,77 %2.632
3.177,28 0,84
Ara
Muhalif. GÜNDEM Pınar Gültekin'in ailesinin avukatından flaş açıklama

Pınar Gültekin'in ailesinin avukatından flaş açıklama

Muğla'da eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı tarafından öldürülen Pınar Gültekin'in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, katil zanlısının iddialarıyla ilgili açıklamada bulundu.

Okunma Süresi: 3 dk

Muğla'da eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı tarafından öldürülen Pınar Gültekin'in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, Avcı'nın soruşturmanın başından bugüne, 'haksız tahrik' indirimi alabilmek için iddialarda bulunduğunu belirterek, tamamının gerçek dışı çıktığını ifade etti.

Pınar Gültekin'in ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, dava dosyasındaki adli tıp raporuna göre, Pınar Gültekin'in 16 Temmuz 2020 tarihinde katil zanlısı Cemal Metin Avcı tarafından, bir varilin içerisinde yakıldığını, üzerine beton dökülerek katledildiğini belirtti.

Soruşturmanın başından itibaren, mağdur aile vekili olarak bu cinayetin tek başına işlenemeyeceğini ifade ettiklerini söyleyerek "Cinayetin işlenmesine ve suç delillerinin gizlenip yok edilmesine yardım eden başkaca faillerin olduğunu iddia etmekteyiz. Yargılama dosyasına sunduğumuz iddia ve delillerimiz uyarınca, bu cinayetin tek başına işlenmesi hayatın olağan akışı, mantık ve fizik kurallarına aykırıdır" dedi.

Avukat Rezan Epözdemir, katil zanlısı Cemal Metin Avcı'nın, soruşturmanın başından itibaren haksız tahrik indiriminden faydalanmak için gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu belirterek, üç haksız tahrik savunmasının da gerçek dışı olduğunun net bir şekilde ortaya çıktığını söyledi. Katil zanlısı Avcı'nın gerçek dışı iddialarla cinayeti meşrulaştırmaya ve haksız tahrik indirimi ile alacağı cezayı indirmeye çalıştığını belirten Avukat Epözdemir, şu ifadeleri kullandı:

"Bu kapsamda soruşturma aşamasında 'Bana şantaj yaptı, menfaat talep etti, aileme söylemekle tehdit etti' şeklinde beyanlarda bulundu. Ortada ne bir mesaj, ne tehdit ne şantaj beyanı bulunamadı. Bu tutmayınca mahkeme aşamasında, kurgu haksız tahrik savunmasını değiştirerek bu sefer cezaevinden mahkemeye gönderdiği mektupta 'Benim hemcinslerimle videomu çekti, menfaat talep etti, bir savcı ile de ilişkisi vardı, beni tehdit etti' şeklinde akıl tutulması mahiyetinde bir beyanda bulundu. Dosyada, telefonlarda, maillerde herhangi bir video yok, ilişki yok. Disiplin soruşturmasında üniversite hocaları dahil bütün herkes dinlendi ve bu iddianın gerçek dışı olduğu ortaya çıktı. Bu yol da tutmayınca duruşmada 3'ncü kez 'haksız tahrik' savunması değiştirildi. Ceza Muhakemeleri Kanunu 201. maddesine göre çapraz sorgu yapılırken kendisine sorduğumuz sorulara cevaben; 'Çantasından bıçak çıkardı ve beni bıçakladı, bu durumun üzerine kendimi kaybederek hiddetlendim ve öldürdüm' şeklinde kurgu haksız tahrik savunması yaptı ama nafile. Bu değişen üçüncü haksız tahrik savunması da tutmadı. Çünkü ortada bıçak yok, adli tıp raporuna göre bıçak kesisi yok, adli tıp raporunu tanzim eden doktorun duruşmadaki beyanlarına göre koldaki yaralanma 'sıyrık' şeklinde ve bıçak kesisi ile oluşturulmasına imkan yok."

İDDİALAR TAMAMEN GERÇEK DIŞI

Bugünkü haberlerde bahsi geçen cezaevinden gönderilen mektuptaki iddiaların tamamının gerçek dışı olduğunu savunan Epözdemir, "Türkiye'nin en temel kanayan yarası olan 'kadın cinayetleri'ne karşı; yargı, siyaset, sivil toplum örgütleri, yazılı ve görsel basının birlikte, bütüncül, yeknesak bir mücadele vermesi gerektiği açıktır. Burada en önemli görev, yazılı ve görsel basın ile kitle iletişim araçlarına düşmektedir. Kadın cinayetlerini meşrulaştıran, normalleştiren ve özendiren bir dilin kullanılmaması ve bu konuda özen ve hassasiyet gösterilmesi gerekir. Bir kadını, önce varile koyup sonra diri diri yakıp, üzerine beton dökülerek gerçekleştirilen bu vahşeti, hiç bir şey meşrulaştıramaz" diye konuştu.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *