İstanbul
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,8140 %0.02
37,4509 %0.34
104.618,05 %2.658
3.176,90 0,20
Ara
Muhalif. GÜNDEM Prof. Dr. Kozanoğlu: Zemin değil, ihmaller yıkıyor

Prof. Dr. Kozanoğlu: Zemin değil, ihmaller yıkıyor

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde enkaza dönen çok sayıda binanın proje, malzeme ve uygulama hataları nedeniyle yıkıldığını söyledi. Prof. Dr. Kozanoğlu, “Maalesef bilinçlenmiyoruz, kötü alışkanlıklarımızdan vazgeçmiyoruz. Duvarı yıkıp cam takarsan, estetik görünsün diye binaya izinsiz eklemeler yaparsan, maliyet düşsün diye gerekli malzemeyi kullanmazsan, bina yeni de olsa depreme dayanmaz. Binanın yaşı değil, nasıl yapıldığı önemli; ayrıca zeminin kötü olması, yıkıma bahane olamaz” şeklinde konuştu.

Okunma Süresi: 3 dk

Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 şehrimizde büyük yıkıma yol açan 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem, binlerce kişinin yaşamını yitirmesine yol açtı. Türkiye’yi yasa boğan deprem felaketinde yeni binaların dahi çökmesi, özellikle inşaat aşamasında yapılan hataları ve yapı güvenliği konusunu yeniden gündeme getirdi. 

“Zemin kötü demek bahane olamaz”

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, yıkılan binalarla ilgili dikkat çekici değerlendirmeler yaparak, “Deprem, maalesef acı yüzünü yine gösterdi. Kaybettiğimiz binlerce vatandaşın acısı yüreğimizde. Deprem; bina yapımında yaptığımız yanlışları, ihmalleri maalesef affetmedi. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, zemine göre proje hazırlayıp doğru bir şekilde uygularsanız, binanız depreme dayanır. Zeminin kötü olması, binanın yıkılışına bahane olamaz. Günümüzde 15 katlı gemi yapıyoruz ve suyun üstüne koyuyoruz. Çünkü suyu çok iyi biliyoruz. Binanın yapılışında 3 kilit nokta var. Bunlar; doğru proje, doğru malzeme, doğru işçilik. Bunlardan biri bile aksarsa, bina depremde hasar alabiliyor. Maalesef kötü alışkanlıklarımız da mevcut. ‘Duvar taşıyıcı değil’ diyerek zemin katları dükkan, market yapıyoruz. Duvarı kırıp cam takıyoruz. Bu durum binanın sistematiğini bozar, deprem anındaki dayanım gücünü azaltır. Binada yumuşak kat dediğimiz duruma yol açar. Yıkılan binalara bakınca bu noktada birçok ihmali görüyoruz” diye konuştu.

“Ezberi bırakıp gerçeğe odaklanmalıyız”

‘Yeni bina kolay kolay yıkılmaz’ algısının da bu depremde çöktüğünü belirten Prof. Dr. Kozanoğlu, “Halk arasında doğru bilinen ilk yanlış, düşük katlı binanın daha güvenli olduğu görüşü. Yok böyle bir şey. Böyle bir genelleme yapmamız mümkün değil. Deprem öyle bir frekansta gelir ki, yüksek katlı binaların hepsi ayakta kalırken düşük katlı binalar yıkılır. Bir diğer hata ise, 20-25 yılı aşkın her binanın riskli olduğu görüşü. Bu da kesinlikle doğru değil. Bırakın 30 yılı, 100 sene dahi betonarme bina için çok eski değil. Eğer üretim sırasında doğru beton bakımı yaparsanız, binayı da zaten doğru zemin etüdü ve kaliteli malzeme ile inşa ederseniz, 100 yıllık bina dahi risk teşkil etmez. Bu depremde de eski olan birçok binanın ayakta durduğunu gördük. Projeyi tam olarak uygulamazsanız, betonu doğru dökmezseniz, bina genç de olsa sizi kurtarmıyor. Gördüğüm o ki binalardaki bitişik nizam hataları da yıkımlara neden oluyor. Artık ezberleri bırakıp gerçeğe odaklanmalıyız” ifadelerini kullandı.

Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti

Prof. Dr. Kozanoğlu, şöyle devam etti: “Depremin oluşturacağı hasarları önlemek bizim elimizde. Bina yapımı ciddi, hayati bir iştir. Dünyanın en iyi deprem yönetmeliklerinden birine sahibiz. Ama uygulamada hatalar yapılabiliyor. Artık bina yapımını önemsemeliyiz, yaptığımız hatalar canlarımızı yitirmemize neden oluyor. Bina güvenliği, can güvenliği demektir. Halkımızdaki bilinç düzeyini artırmalıyız; eğitimler vermeli, durumun önemini aktarmalıyız. ‘Kolonla oynayan, canıyla oynar’ diye söyleye söyleye dilimizde tüy bitti. Hala binalarda kolonların kesildiğini duyuyoruz. Artık bunlara son vermeliyiz.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *