Yıllar önce, bir ülkede Halkla İlişkiler (Hİ) konusunda kafa patlatan iki meslektaş ve dost arasında-biri pratikten gelme ve aynı zamanda yarı zamanlı akademisyen-yazar ve TV programcısı, diğeri de akademik kariyerden gelme, tam zamanlı akademisyen-yazar- Hİ’in sonuçlarının ölçülüp ölçülemediği konusunda fikir ayrılığı gazete sütunlarına yansıdı. İkincisi birincisini Hİ sonuçlarının tam ölçülemeyeceği gibi fikirlere sahip olmakla tanımlayıp onun araştırma yöntemleri bilmediğini ima etti. Buna yanıt veren ilk meslektaş ise kendini suçlayan görüş sahibinin yıllar önce yaptığı bir konuşmada bizzat kendisinin Hİ sonuçlarının ölçülemeyeceğini belirttiğini yazdı. Her ikisi de sevdiğim ve görüşlerine saygı duyduğum meslektaşlarım. Bana göre konu haklılık veya haksızlık olayı olmaktan öte, halka ilişkilerin bir akademik araştırma konusu olarak ulaştığı nokta ve geldiği yer.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *