1.Yeni Tip Denizaltı Projesi-YTDP Yani Reis Sınıfı Havadan Bağımsız Tahrikli Denizaltı Projesi ve HBT Kabiliyetinin Stratejik Önemi.
Yeni Tip Denizaltı Projesi (YTDP) kapsamında üretilecek olan altı adet Reis sınıfı denizaltılardan ilki TCG Piri Reis S-330 denizaltısı 22 Aralık 2019 tarihinde havuza çekildi. Aynı törende projenin 5’inci denizaltısı olan TCG Seydi Ali Reis’in de ilk kaynağı yapıldı.
Alman U-214 sınıfı İngilizce kısaltması AIP olan bundan sonra kısaca HBT diyeceğim havadan bağımsız tahrik sistemli denizaltıların Türkiye’ye yönelik ihraç versiyonu olan ve Almanların Tip 214TN olarak sınıflandırdığı denizaltılar Türkiye’de “Reis“ Sınıfı olarak isimlendirilmekte. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki: aynı tip denizaltıların Yunanistan, Güney Kore ve Portekiz’in yaşadığı sorunlar bir zaman çok konuşulmuştu. Ancak Türkiye’nin denizaltıları inşa edilmeden önce tüm stabilite ve yapısal hesaplamaları Türk subay ve mühendisleri tarafından dizayn ofisinde yeniden tasarlanıp düzeltilerek denizaltılarının sorunsuz olması sağlanmıştır.
YTDP ile HBT/AIP kabiliyetli altı adet Reis Sınıfı denizaltının HDW Tersanesi tarafından sağlanacak teknik destek ve teknoloji transferi ile Gölcük Tersanesi Komutanlığı’nda inşasının planlandığı projeye göre; 2022 yılında Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na teslim edilecek olan S-330 TCG Piri Reis denizaltısını sırası ile,
-2023 yılında S-331 TCG Hızır Reis,
-2024 yılında S-332 TCG Murat Reis
-ve yine her yıl bir tane olmak üzere 2027 yılına kadar
-S-333 TCG Aydın Reis,
-S-334 TCG Seydi Ali Reis,
-S-335 TCG Selman Reis denizaltı gemileri takip edecek.
HBT sistemi yakıt hücreleri dâhil olarak Alman firmasından tedarik edilen denizaltının tasarımı da Alman firmasına ait olup üretimi Türkiye’de yapılmaktadır. Bu açıdan denizaltı milli denizaltı değil, sadece büyük oranda yerli üretimdir. Ancak içinde bazı milli sistemler de vardır ki info-grafiklerde görülmektedir.
Proje kapsamında denizaltının beyni denebilecek Denizaltı Bilgi Dağıtım Sistemi HAVELSAN tarafından geliştirilmiştir. Ayrıca ASELSAN, AYESAŞ, STM, KOÇ BİLGEM, TÜBİTAK-BİLGEM ve MİLSOFT firmaları tarafından çeşitli sistemler geliştirilmiş ve uygulanmıştır.
Havadan bağımsız tahrik sistemine sahip denizaltı gemileri suyun altına iken gücünü elektrik üretiminden veya akülerden alıyor. Bu sırada dizel motorlar kullanılmadığı için personelin hava ihtiyacı dışında dizel motor için havaya ihtiyaç duymuyor. Su altında yani şnorkel ile veya su üstünde yüksek hızda seyir sırasında dizel motorlarını kullanırken, düşük hızda sessiz seyir için HBT Sistemi’nden yararlanıyor. Dolayısı ile personel hava ihtiyacı hariç 3-4 haftaya kadar hava şnorkeli çıkarmadan seyir yapabildiği söyleniyor.
HBT sistemin bileşenleri şunlardır:
-PEM Yakıt Pili Modülü
-silindir şeklindeki metal hidrid tüpleri
-sıvı oksijen tankı ve kontrol ünitesi.
Metal hidrid tüplerinde depolanan hidrojen ile sıvı haldeki oksijenin yakıt hücresi modülünde kimyasal reaksiyonu sonucunda oluşan elektrik enerjisi ile denizaltı su üstüne çıkmadan seyir yapabiliyor. Yani özetle denizaltı dizel motorun yakıtı olan motorin yanında tonlarca sıvılaştırılmış oksijen ve özel yakıt hücrelerinde hidrojen depoluyor.
Bu kadar tehlikeli kimyasalları depolamasına rağmen HBT teknolojisi, konvansiyonel yani nükleer reaktör barındırmayan denizaltılar için artık lüks sayılmıyor. HBT teknolojisinin su altındaki rekabetin gerekliliği olduğu günümüzde, denizaltının hava ile temasının olmadığı durumlarda bataryalara kıyasla çok daha uzun süre ve menzilde güç üreterek hem denizaltının sevkini hem de bataryaların doldurulması sağlamaktadır.
Klasik dizel elektrik denizaltılarına göre en önemli farkı HBT sistemlerinin denizaltı dalmış durumdayken de dizel motoru çalıştırmadan elektrik üretimi gerçekleştirmeleridir. Oksijen ve hidrojen sayesinde oluşturulan elektrik enerjisiyle bataryalar şarj edilmekte, tahrik sistemleri çalıştırılmakta ve elektronik ekipmana güç sağlanmaktadır. HBT sistemine sahip olan denizaltılar, dünya genelinde nükleer tahrikli denizaltılardan sonra en stratejik denizaltı gemileri olarak kabul edilirler.
Bunun iki sebebi vardır:
-Birisi daha sessiz olmaları
-Diğeri ise nükleer güçlü yani içindeki nükleer reaktörden güç alan denizaltılardan sonra en uzun süre su altında kalan denizaltılar olmalarıdır.
Denizaltı Savunma Harbi yani denizaltıların tespiti ve imhası açısından çok kritik öneme sahip olan düşük sesli seyir yeteneği ve uzun süre gövdesini veya hava alma şnorkelini su yüzeyine çıkarmadan seyir kabiliyetine sahip olan HBT sistemli denizaltılar en tehlikeli denizaltı türlerinden biridir. Eski model nükleer güçlü denizaltılardan sessizdir. En son üretilen bazı Rus/Amerikan nükleer güçlü denizaltılarından daha sessiz olduğuna tartışmalıdır ama tartışılması bile ne kadar başarılı olduğunun göstergesidir.