Türkiye'nin böylesine kritik bir dönemde iki ülke heyetlerini misafir etmekten ve barışı tesis etme yolundaki gayretlere katkı sağlamaktan memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan şöyle devam etti:
Liderlerinizin talimatları doğrultusunda yürüttüğünüz müzakere süreci barışa dair ümitleri yeşertmiş, tüm dünyayı heyecanlandırmıştır. Görüşmeleri bu kapsamda canı gönülden destekliyoruz. Ülkeleriniz adına büyük gayret gösterdiniz göstermeye de devam ediyorsunuz. Bu nedenle sizleri şahsım, milletim adına ayrıca tebrik ediyorum.
Beşinci haftasına giren çatışmalar dostunuz ve komşunuz olarak bizleri gerçekten derinden üzüyor. Krizin başladığı ilk günden itibaren tırmanmanın önüne geçilmesi amacıyla her düzeyde samimi gayret sarf ettik. Aramızdaki dostluk, komşuluk, insani yakınlık özellikle bu hukukun yerine getirmeye çalıştık. Şahsen kıymetli devlet başkanlarınız başta olmak üzere pek çok mevkidaşın nezninde yoğun diplomasi mesaisi yürüttüm. Dışişleri Bakanım, Milli Savunma Bakanım, Başdanışmanım İbrahim bey de muhataplarıyla sürekli temas halinde oldular. Söz sahibi olduğumuz tüm uluslararası platformlarda her iki tarafında hakkını, hukukunu, hassasiyetlerini koruyan, kollayan, gözeten adilane bir yaklaşım sergiledik.
Bölgesinde pek çok acıya şahitlik etmiş bir ülke olarak Karadeniz`in kuzeyinde benzer bir tablonun ortaya çıkmaması için çalıştık, çabaladık. Tükiye olarak barış ve istikrar için bölgemizde ve ötesinde sorumluluk üstlenmekten hiç bir zaman kaçınmadık kaçınmayız. Adil bir barışın kaybedeni olmayacağına inanıyoruz. Çatışmanın uzaması hiç kimsenin yararına değildir.
Ölen her insan, yıkılan her bina, refah yolunda harcanması gerekirken havaya savrulan toprağa gömülen her kaynak ortak geleceğimizden kopartılan bir değerdir. Bu trajediyi durdurmak tarafların elindedir. Bir an önce ateşkesin ve barışın sağlanması her kesin faydasına olacaktır. Artık görüşmelerden somut sonuçların alınması gereken bir döneme girdiğimizi düşünüyoruz. Gelinen aşama itibarıyla heyet üyeleri olarak sizler tarihi bir sorumluluk üstlendiniz. Tüm dünya sizlerden gelecek hayırlı ve müjdeli haberleri bekliyor.
Liderlerinizin yönlendirmesiyle barışın temelini atıyorsunuz. İşinizi kolaylaştıracak her türlü katkıya biz hazırız. Bugün Özbekistan`a resmi ziyarette bulunmak üzere bu konuşmamdan sonra Taşkent`e hareket ediyorum. Ancak Dışişleri Bakanımı ihtiyaç duymanız halinde sizlere gereken desteği vermesi maksadıyla İstanbul`da bırakıyorum. Her iki ülkenin meşru kaygılarını giderecek uluslararası toplumun muteber kabul edeceği bir çözüme ulaşılması mümkündür. Sizlerin barışın yeniden tesisi için insiyatif almaktan kaçınmayacağınıza inanıyorum. Malumunuz görüşmelerde ara buluculuk rolümüz bulunmuyor. Ancak sizler talep ettiğiniz müddetçe ihtiyaç duyduğunuz sürece kolaylaştırıcı imkanları sağlamaya devam edeceğiz.
Görüşmelerde zor ve çetrefilli konuları ele aldığınızın elbette farkındayız. Bununla birlikte masadaki önerilerin ve varılacak uzlaşmanın ileride sağlanacak nihai barışın temelini oluşturacağı da muhakkaktır. Sorumluluk duygusu, özveri ve yapıcı bir anlayışla kalıcı, hakkaniyete dayalı, sürdürülebilir bir çözüme ulaşabileceğinize eminim. Sizlerin müzakerelerde sağlayacağınız ilerleme bir sonraki aşama olan liderler düzeyindeki teması da mümkün hale getirecektir. Böyle bir görüşmeye de ev sahipliği yapmaya hazırız.
Konuşmasının ardından Rusya - Ukrayna heyetini selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayakta alkışlandı.