İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4679 %-0.04
36,6762 %0.23
3.511.629 %2.251
3.057,91 0,15
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Sol medyada adaylık karmaşası!

Sol medyada adaylık karmaşası!

PolitikYol Haber Sitesi’nde bir gün arayla ‘Kemal Bey’in adaylığı’ başlıklı iki yazı yayınlandı. 17 Ekim’de paylaşılan Soli Özel’in kaleme aldığı yazı Kılıçdaroğlu’nu eleştirir nitelikteyken, bugün yayınlanan Bilgehan Uçak’ın yazısı Özel’e adeta bir cevap olarak yazılmıştı. İktidar ve muhalefet arasında eleştirel nitelikteki karşıt yazılara alışık olsak da; CHP'ye yakınlığı ile bilinen Ali Haydar Fırat'ın sahibi olduğu bir sitede Kılıçdaroğlu'nun adaylığına ilişkin olarak karşıt görüşlü böyle sert iki yazının kaleme alması oldukça şaşırtıcı ama medya özgürlüğü adına sevindirici nitelendirilebilecek bir durum...

Soli Özel, “Kemal Bey’in adaylığı” başlıklı yazısında Kılıçdaroğlu’nu çeşitli örnekler de vererek sert bir biçimde eleştiriyor.

Özel yazısında öncelikli olarak Kılıçdaroğlu’nun ABD gezisine eleştiri yapıyor; “Bugün asıl tartışmak istediğim konu aslında Kemal Kılıçdaroğlu’nun anlamsız bulduğum, anlamsızdan öte zamanlaması açısından feci, içeriği açısından sorunlu, yapılış tarzı açısından da yanlış bulduğum ABD gezisinin ardından onun olası Cumhurbaşkanı adaylığı.” Sonunda ise lafı Kılıçdaroğlu’nun adaylığına getiriyor.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığını; “Sonda söylenecek olanı başta söyleyeyim. Kemal Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki seçimlerde Cumhurbaşkanı olmasını yanlış, daha da ötesi fazlasıyla riskli ve bu seçimlerin varoluşsal niteliğine uymayan bir sorumsuzluk olarak görüyorum.” değerlendiriyor.

Adaylığına dair tartışılması gereken asıl noktayı ise, “Ne var ki bu seçimlerdeki derdimiz ve tartışmamız gereken şey -oy alabilir mi alamaz mı tartışmalarına hiç girmeden- Kemal beyin bu makamı hak edip etmediği ya da en azından bu makama ulaşabilmek için gerekli niteliklere sahip olup olmadığı.” olarak vurguluyor.

Asıl bakılması gereken nokta olarak ise, “Kemal Bey’in bir bakıma paraşütle indiği genel başkanlık makamına oturduktan sonra yaşananlar, partisinin siyasi kimliğine ne katkılar yaptığı ya da yapmadığı, bugünkü büyük mücadeleye girerken partisine bir şevk, enerji, “rant toplama sırası bize geldi” dışında bir iktidar hırsı zerkedip edemediğidir. Zorlu ve sert geçecek bir mücadele için, partinin o mücadelenin gerektirdiği azme sahip olup olmadığı, “geliyor gelmekte olan” rehavetinin dışına çıkıp çıkamayacağı, bir örgüt olarak inandığı bir değerin, uğruna her şeyi göze alabileceği bir “dava”sının bulunup bulunmadığı” sorularını yöneltiyor.

Özel yazısının devamında da; Kılıçdaroğlu’na sert sorular yöneltiyor. Bunlar arasında; Referandumda yaşanan damgasız oy pusulasına tepki verilmemesi, umut aşılayacak söylemler üretilememesi, dezenformasyon yasasının Meclis’ten geçmemesi için mücadele verilmemesi gibi noktalar mevcut.

Bilgehan Uçak’ın Kemal Bey’in adaylığı başlıklı yazısı

Uçak’ın yazısı tamamen Soli Özel’in yazısına karşı çıkar nitelikte. Özel’in metninde yer alanları insafsızlık ve hiçbir öneri sunmamak olarak nitelendiriyor.

Özel’in yazısında Kılıçdaroğlu’na verip veriştirdiğini söyleyen Uçak, Özel’in sorduğu;

“CHP’nin üst üste yaşadığı ve kendisini destekleyenlere yaşattığı hayal kırıklıklarının, dijital sistemin iflası faciasının, Ankara’da kazanılmış bir belediye başkanlığı seçiminin çalınmasına seyirci kalınmasının, iki kez beğensek de beğenmesek de Cumhurbaşkanı adayı diye öne çıkardığı isimlere destek vermemesinin hesabı verilmiş midir? Genel Başkanın siyasi utanç tarihine kazınması gereken ‘anayasaya aykırı olduğunu biliyoruz ama evet oyu vereceğiz’ diyerek dokunulmazlıkların paspas edilmesine yeşil ışık yakmasının, anayasayı ve Meclis’i anlamsızlaştırmasının muhasebesi yapılmış mıdır? Kendisi bunun ayıbını nasıl taşımaktadır?” sorularını insafsızlık ve hiçbir öneri getirememek olarak değerlendiriyor.

Uçak yazısının ana fikrini ise, “Herkese verdiğimiz değişebilme hakkının neden Kemal Kılıçdaroğlu’na asla verilmediğini ben şahsen anlayamıyorum.” diyerek belirtiyor.

Yazısının devamında ise Kılıçdaroğlu’nun olumlu gördüğü yönlerini paylaşıyor: Roboski’ye gitme, Şenyaşar ailesine ziyaret, Helalleşme yolculuğu, Altılı Masa vb. durumlar.

Özel’in, “CHP’nin sosyal demokrat bir kimliğin gerektirdiği özellikleri taşıyan bir parti olamamasının, sınıfsal meseleleri gündeme getirememesinin, bu ekonomik ortamda kitleye bunlar ülkeyi yönetebilir hissini yaşatamamasının, toplumu cezbedememesinin…” ifadelerine yanıt olarak ise; “CHP’nin toplumu cezbedememesinin hesabını herhalde en son Kılıçdaroğlu’na sorabiliriz.” diyor Uçak.

Aynı haber mecrasında; yazılan bir yazıyı direkt eleştirel nitelikte başka bir yazının yayınlanması sık görülen bir durum değil. Ancak aynı mecrada birebir aynı başlık ve görsel ile iki yazarın karşı karşıya gelmesi ise  hiç karşılaşılan bir durum değil.

Kılıçdaroğlu'nun 13. Cumhurbaşkanlığına aday olma ihtimali sadece iktidara yakın medyada değil, CHP'ye yakınlığı ile bilinen Ali Haydar Fırat'ın sahibi olduğu Politikyol internet sitesinde bile fikir çatışmalarına neden olmuşa benziyor. Medyanın yandaş değil tarafsız olması esas dediğimizde ise bu karşılıklı yazılara ve yazıldığı alana şaşırılması da işin trajikomik yanı..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *