İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7549 %0
37,3001 %-0.61
101.854,42 %2.576
3.176,44 0,81
Ara

Son viraj

Emel Seçen yazdı: Son viraj

Okunma Süresi: 3 dk

Evet, hepimiz uzun soluklu bir yokuşu çıkıyoruz. Bu yokuş yaman bir yokuş, her parkurlarda verilen, en basitinden su desteği gibi temel ihtiyaçlarda yok, üstelik. Yapayalnızız, bize sadece sağduyumuz, vicdanımız ve geleceğe olan inancımız eşlik ediyor.

Son beş gün kala, aklımızın ucundan geçmeyen olaylar yaşanıyor. Bıraktık, geçmişte TV ekranına çıkan ve bir medeniyet göstergesi olarak, saygıyla münazara kabiliyeti ile konuşabilen siyasetçileri, şimdi önceden işlenmiş, zararlı hazır gıda ürünleri gibi halk kullanılıyor. Kendi rakibini “şeytan” sıfatı ile kendi halkına taşlatılıyor. Bu hangi çağın göstergesidir, okuyanlar, hatta en basit tabir ile bin bir emek ile çekilmiş filmleri izleyenler anlayacaklardır. En son Çağrı filminde Müslümanlığın doğuşu, her filminde olduğu gibi müthiş performansı ile Hamza karakteri olarak Antony Quin’li, unutulur mu? Putlaştırmak, putlaştırmaktan kurtulmak! Karşı rakibe, taşla saldırmak ve onu izleyen diğer halkı da yaralamak. Zaten yaralananları da gördük. Peki, taş atanlar gerçekten taşladıklarınızın günahlarına şahit misiniz? Yanında mıydınız? Şahitlik edebilir misiniz? Soracaklar size ve her ölümlünün tadacağı hatırlatma ile ince ve soğuk bir musalla taşında, elbet sizin içinde sorulacak, nasıl bilirdiniz? Evet, aldığınız ahları bırakın, taşladığınız o topluluğun, varsa günahlarını bilmeye bir tek ömrünüz yetmez! İnsan, hayata sevmek, paylaşmak ve kendisini diğer yaratılmış mahlûkattan ayıran “insan olma” olabilme, özelliği, sıfatı ile ayırır. Bu kadar kini, hangi arada biriktirdiniz? Hayır, taşladıklarınızı dinsizlikle yargılıyorsanız; namazında, orucunda, bırakın kalbinden geçenlerin içinde miydiniz? Elbette, değil! Yaptıklarınız, önce insanlık sonra o güzel Müslümanlık özünün dışında. Hani güzel bir eser, şarkı var sözleri anlamlı, o kadar zulüm çekiyor ki : “ Ben affetsem, Tanrı affetmez!” Düşünebiliyor musunuz, bir kez olsun acaba sağduyu ile o taş attıklarınız, yaraladıklarınız, kalbini kırdıklarınız, ağlattıklarınız, yaptıklarınız ile hayal kırıklıklarına uğrattıklarınız, ya ALLAH’ ın, en sevdiği kulu, ise? Öyle ya bu kadar dine sahip iseniz çok iyi bilirsiniz ki herkeste Yaratanın özellikleri vardır. Birde Yaradanın en sevdikleri… Bu günah, günahı işleyenlerin, varsın onlar düşünsünler. Çıktıklarında da, çözerlerse zaten her şartta ilk önce olması gerekenin insanlık, onun olması için de medeniyet, kültür, edep gerektiğini anlayacaklardır.

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *