İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
36,4900 %-0.01
37,9772 %0.2
3.361,97 % 0,36
91.876,23 %6.953
Ara
Muhalif. GÜNDEM Tugay Uluçevik: PKK'nın ateşkes ilanı, teröristbaşının çağrısına tam uygun değil

Tugay Uluçevik: PKK'nın ateşkes ilanı, teröristbaşının çağrısına tam uygun değil

Tugay Uluçevik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "terörsüz Türkiye" hedefinin ardından, PKK'nın ateşkes ilanını ve Abdullah Öcalan'ın çağrısına uygunluğunu değerlendirdi. Uluçevik, PKK’nın açıklamasının, yapılan çağrılarla örtüşmediğini belirtti.

Okunma Süresi: 4 dk

Tugay Uluçevik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "terörsüz Türkiye" vurgusu ve terörle mücadelenin önemine dikkat çekerken, 27 Şubat'ta PKK'nın ilan ettiği ateşkesin Öcalan'ın çağrısıyla nasıl örtüştüğünü ele aldı. Uluçevik, ateşkesin, PKK'nın "silah bırakma" çağrısıyla tamamen aynı anlama gelmediğini ve bu konuda önemli farklar bulunduğunu ifade etti. İşte Tugay Uluçevik'in yazısı:

Cumhurbaşkanı Erdoğan “terörsüz Türkiye’nin kazananı 85 milyon” demiş.

Gerçekten hepimizin beklediği, içten temenni ettiği elbette “terörsüz” bir Türkiye’dir.

Daha önce de Sayın Cumhurbaşkanı “Bölücü caniler ya bir an önce silâhlarını gömecekler ya da silâhlarıyla birlikte toprağa gömüleceklerdir. Bunun dışında üçüncü bir yol yok” ifadesini dile getirmişlerdi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “PKK'nın silahlarını gömmesi ya da silahlarıyla birlikte teslim olması gerektiğini” ifade etmiş ve aksi takdirde örgütün "kaçınılmaz sonla" karşılaşacağını söylemişti. Bahçeli ayrıca "Altını kalın bir şekilde çizerek ifade ediyorum ki terörle pazarlık olmaz, müzakere yapılmaz, yalnızca ve yalnızca mücadele edilir” demişti.

Bugünkü basında (1 Mart) Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un terör elebaşısı ile ilgili olarak "Bir pazarlık süreci yok. Hukuk Devleti pazarlık yapmaz. Ya silâh bırakacaklar, ya silâhları ile gömülecekler" dediğini okudum.

Bugünkü medyada (1 Mart), ayrıca, teröristbaşının "PKK’nın silâh bırakması ve kendisini feshetmesi" yolundaki çağrısının 27 Şubat günü DEM üyeleri tarafından okunmasından sonra PKK’nın “ateşkes” ilan ettiğine dair haberleri gördüm.

PKK’nın bu konudaki açıklamasına dair çeşitli kaynaklardaki haberlere göre, PKK, teröristbaşının çağrısına üzerine “ateşkes” ilan etmiş ve “kendisine saldırılmadığı takdirde herhangi bir askerî harekette bulunmayacağını” açıklamış.

Açıklamada PKK “çağrının muhtevasına uyma konusunda kararlılık” ifade etmiş ve "çağrının özüne tamamen uyuyoruz ve uygulanması için çalışacağız. Ancak sürecin başarıya ulaşması için demokratik siyasi koşulların ve yasal çerçevelerin sağlanması gerekiyor” demiş.

PKK ayrıca “kendisini feshetme kararını almak üzere kongre toplayabilmek için uygun şartların oluşması gerektiğini; kongrenin ancak bizzat Abdullah Öcalan'ın liderliğinde başarılı olacağını” vurgulamış.

Çeşitli kaynaklarda ve TV’de izleyebildiğim bazı tartışma programlarında PKK’nın “ateşkes” ilan etmekle teröristbaşının çağrısını yerine getirmiş olduğundan söz edildiğine tesadüf ettim.

Şunu ifade etmeliyim ki teröristbaşı adına 27 Şubat günü TV önünde okunan çağrının resmî dilimizdeki metninde “ateşkes” deyimi, kavramı yer almış değildir. Türkçe metinde iki defa “silâh bırakma” kavramı kullanılmıştır.

“Silâh bırakma” ile “ateşkes” kavramları askerî, hukukî ve siyasî mahiyetleri ve sonuçları, yöntemleri itibariyle birbirinden farklıdırlar.

Bu sebeple “ateşkes” ilan etmekle, PKK, teröristbaşının çağrısına tam olarak uygun hareket etmiş kabul edilemez; edilmemelidir.

Diğer taraftan teröristbaşının 27 Şubat çağrısının metninin 4 dilde (Türkçe, İngilizce, Arapça ve Kürtçe) hazırlanmış olduğu olgusu karşısında hangi dildeki metnin esas alınacağının da belirlenmesi gerekir. Bu elbette Türkçe metin olmalıdır.

Türkçe ve İngilizce metinleri mukayese ettim.

Türkçe metinde iki defa “silâh bırakma” kavramı kullanıldığı halde İngilizce metinde birincisinde “disarmament”, ikicisinde “lay down arms” deyimleri kullanılmıştır.

Her iki deyim arasında anlam ve mahiyet farkı vardır.

Türkçe metindeki “silâh bırakma” deyiminin İngilizce’deki uygun karşılığı “lay down arms” kavramıdır.

“Lay down arms” deyimi kaynaklarda “askerlerin çatışmayı durdurup silâhlarını bırakmaları” şeklinde tarif edilmektedir.

PKK "silâh bırakmadan" teröristbaşının çağrısına uygun hareket etmiş kabul edilmemelidir.

PKK'nın sözde "ateş kes" ile Türkiye ile bir "ateşkes" müzakeresi başlatma hayali içinde olduğu düşünülebilir.

Türkçe ve İngilizce metinlerde öze taallûk etmeyen semantik mahiyette başkaca farklılıklar da vardır.

Örneğin, Türkçe metinde “Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin” ibaresindeki “kapsamlı” sözcüğü İngilizce metinde “extensive” kelimesiyle ifade edilmiştir. “Extensive” kelimesinin Türkçe karşılığı “kapsamlı” değildir. "Comprehensive" dir. "Extensive" karşılığı olarak "geniş, yaygın" kelimeleri uygun düşer.

Türkçe metinde geçen “uzlaşı” kelimesinin karşılığı olarak İngilizce metinde “consensus” kelimesine yer verilmiştir. “Uzlaşı” kelimesinin uygun karşılığı “compromise” olmalıdır.

Türkçe metin ile İngilizce metin arasında birkaç tutarsızlık daha vardır ama bunlar tâli mahiyettedir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *