İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4690 %-0.06
36,5214 %-0.22
3.518.876 %3.201
3.069,86 0,54
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Türümüz nereye gidiyor, yoksa sona mı?

Türümüz nereye gidiyor, yoksa sona mı?

Prof. Dr. Ahmet Özer’in kaleme aldığı makale; Türümüz nereye gidiyor, yoksa sona mı?

Prof. Dr. Ahmet Özer’in  10.07.2022 tarihinde Independent Türkçe’de yayımlanan yazısı:

Homo Sapiens değişecek mi?

Genetik mühendisliği, nanoteknoloji ve beyin-bilgisayar ara yüzleri vasıtasıyla, 21'inci yüzyılın ana ürünleri "zihinler" ve "bedenler" olacak gibi görünüyor.

Gelecekten bahsederken, bizden sonraki insanları bizimle aynılarmış, sadece teknolojileri daha iyiymiş gibi düşünüyoruz.

Lazer silahları, sürücüsüz arabaları,  zeki robotları ya da ışık hızıyla seyahat etme gibi...

Ama değişiklik sadece bu değil, gelecekteki teknolojiler Homo Sapiens'in kendisini de değiştirecektir.

Geleceğin en heyecan verici şeyi uzay gemisi falan değil, onu hangi türün uçurduğu olacak...

Öyle ki sınıfsal yapı da buna göre şekillenecektir.

21'inci yüzyılda, insanoğlu muhtemelen teknolojik devrimlerden ne kadar yararlandığına göre kastlara ayrılacak.

Kimisi gelişmelerden epey çıkar sağlarken, kimisi eziyet görecek.

Geçen yüzyılın tüm hikayesine dinler, mezhepler, ırklar, cinsiyetler, sınıflar ve etnik gruplar arasında eşitsizliğe son verme mücadelesi olarak bakabiliriz.

Özellikle Soğuk Savaş'tan sonra, herkes bu konuda daha da iyimser olmuştu;

Küreselleşmenin tüm dünyaya kademe kademe ekonomik refah ve demokrasi getireceğini düşündük.

Tüm insanlar eşit hak ve imkanlara sahip olacaktı.

Ama böyle olmadı, neden?

Çünkü bu vaat bir yalandı.

Küreselleşme, büyük toplulukların/zenginlerin işine yaradı ama eşitsizlik arttı, yoksullar daha da yoksullaştı.

Dünyanın en zengin 85 insanı, insanlığının yarısından, yani 3,5 milyar kişinin toplamından daha zengin.

Yapay zeka bu problemi azaltmayacak, aksine daha da artıracak; dijital oligarklara göre birkaç on yıl içinde birçok insan 'işe yaramaz' hale gelecek.

Bu da işin başka ilginç bir tarafı. 
Nasıl olacak bu?

"Hayvanlardan Tanrılara Sapiens, İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi" adlı yapıtın genç yazarı Yuval Noah Harari (ki kendisi henüz 40 yaşında ve şimdilerde yeni kitabı 'Yarının Tarihi'ni yazıyor) bu konuda şu tespiti yapıyor:  

İnsan değil algoritma güçleniyor. Geliştirdiğimiz yazılımlarla beraber yapay zeka çok fazla işi bizden daha iyi yapmaya başladı. Kaza yapıyorlar belki ama daha iyi araba kullanıyorlar; hastalıkları daha iyi teşhis ediyorlar. Böylece birçok meslek daha şimdiden ıskartaya çıktı. Bu daha da artacak ve  önümüzdeki 20-30 yıl içinde tüm işlerin yüzde ellisi bilgisayar tarafından yapılacak. 


Yeni işler, yeni sınıflar, yeni işsizlik dalgası

Tabi bu arada yeni işler de çıkacak, ama bu sorunu çözemeyecek. İnsanlarda temel olarak iki yetenek vardır: Fiziki yetenek ve bilişsel yetenek.

Robotların zaten iki alanda da bizi geçtiğini düşünürseniz; yeni işlerde de bizi geçeceklerini anlarsınız.

Nasıl ki tarıma makinenin girmesi işsizliği artırdıysa yaşama dijitalin girmesi bunun kat be kat daha artıracaktır.  

Makineler, nüfus mobilitesi ve özellikle de işsizlik konusunda nasıl bir alt üst oluşa yol açtıysa yarın robotların tam kadro devreye girmesi ile belki de etkileri daha karmaşık olacak karmaşık bir boş işgücü ortaya çıkacaktır.  

İşte o zaman birçok insan, bir nevi "ıskartaya" çıkmış olacaktır...

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *