Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, cumhurbaşkanına hakaret ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamalarıyla 65 gündür Silivri’deki Marmara Cezaevi'nde tutuluyor. Özdağ’ı ziyaret eden NEFES yazarı Can Ataklı, görüşmeye dair dikkat çeken bilgiler paylaştı.
İşte Ataklı'nın aktardıkları:
“Özdağ 9 numaralı cezaevinde imiş”
Ümit Özdağ’ı ziyaret çok enteresan bir güne denk geldi. Önceden planlanmış değil. Görüşme trafiği çok hızlı gelişti. Ben Silivri’ye gidip Zafer Partisi’nin çadırını ziyaret etmek istedim. Dostum Zekeriya Metin “Özdağ ile görüşmek istersen bir dilekçe yaz. Genelde izin veriyorlar” dedi. Ben de TC Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne yazdım, kabul ettiler. Ekrem İmamoğlu daha önce 4 kez Özdağ ile görüşmek istemiş, izin vermemişler. O Adalet Bakanlığı’ndan izin istemiş sanırım ondan. Pazar sabahı İmamoğlu’nun tutuklama kararı çıkmadan kalktım Silivri’ye gittim. Yollar bomboştu. ‘İmamoğlu’nu buraya getirmeyecekler herhalde’ dedim kendi kendime. Giriş çok zor olmadı. Özdağ 9 numaralı cezaevinde imiş. Saat 12’yi 5 geçe açık görüş alanına alındım. 12’yi 10 geçe Özdağ geldi. Zayıflamış, hayli kilo vermiş. Sordum. “Gayet iyiyim. Kiloyu ben bilerek verdim. Yani buradaki şartlardan dolayı zayıflamadım” dedi.
"yüzde yüz beraat edeceğimi düşünüyorum"
“29 Nisan’da hakaret davasının duruşması var, yüzde yüz beraat edeceğimi düşünüyorum. Çünkü bir hakaret yok. Erdoğan’ın bir siyasetçi olarak söylediğine ben de bir siyasetçi olarak cevap veriyorum. Bunun tutuklaması yok. Tutuklama, Kayseri’deki Suriyelileri yönelik olaylarla ilgili. Bağlantı kurmaya çalışıyorlar. Kurdukları bağlantı benim olaydan iki gün sonra attığım iki tweet... Orada da tahrik eden değil tam tersi ‘Suriyelilerin buradan gitmesini istemek farklı, onlara fiili bir müdahale farklı. Aman provokasyonlardan uzak duralım’ dedim. 985 kişi gözaltına alındı, 48 kişi tutuklandı. Bir tane Zafer Partili ya da Zafer Parti ile ilişkili hiç kimse yok. Ayrıca valilikte bir rapor hazırlanmış; Zafer Partisi’nin ilgisinin olmadığı söyleniyor. Ben ısrarla o raporu istedim. Sonunda geldi. Bundan sonra en kısa sürede çıkarım. Çünkü suçlayacakları bir şey yok” dedi. Adalet Bakanı’nın hakkında 8 dava olduğunu söylediğini hatırlattım. Afalladı. “Nereden çıktı 8” dedi. “Ellerinde birtakım şeyler hazırladıklarını biliyorum ama 8 lafını ilk kez duydum. Onlar da bunun gibi işler. Başka türlü şeyler olsa çoktan üzerime gelirlerdi” dedi.
"Melih Gökçek’e dokunulmayan bir ülkede hiçbir belediye başkanı sorgulanamaz"
“Peki İmamoğlu’na ne diyorsunuz?” dedim. Dedi ki; “Melih Gökçek’e dokunulmayan bir ülkede hiçbir belediye başkanı sorgulanamaz kardeşim… Artık iki hukuk uygulanıyor. Bir; muhalefete karşı hukuk. İki; kendilerine karşı hukuk… Muhalefete karşı düşman hukuku. Kendilerine karşı kayırmacı hukuku…” Ümit Özdağ bunu hatırlattı. Ben Özdağ’ı umutlu ve moralli gördüm. Umarım kısa zamanda çıkar.
"Sözcü TV istedim, onu daha bağlamadılar. Halk TV var"
Dedim “Nasıl bir yerde yaşıyorsunuz?” Bir kroki çizdi. Giriş kapısının hemen arkasında yatak. Bir buzdolabı. Üstünde televizyon. “İzliyoruz ama mesela Sözcü TV istedim, onu daha bağlamadılar. Halk TV var. Birkaç kanal daha var. Buzdolabının yanında çalışma masası. Karşı tarafta bir tuvalet. Öyle Amerikan filmlerindeki gibi ortada klozet falan değil. Kapalı mekan. Duş imkanı var. Bir tür mutfak var. Tüp yok kettle var. Yemek 11.00’de dağıtılıyor. Kettelde su kaynatıyoruz, onun buharında ısıtıyoruz” dedi. Sabah kahvaltısı ise gece 23.00-24.00’te bırakılıyor. Odanın önünde bir avlu var. Saat 23.00’e kadar açık. Ama yüksek duvarlarla çevrili. Sadece bulutlar ve varsa güneş görülüyor.
İMAMOĞLU’NUN GELİŞİNİ GÖRDÜM
Özdağ ziyaretinden sonra cezaevinden ayrılırken Ekrem İmamoğlu’nu getirdiler. Onun cezaevine götürülmesine de tanık oldum.
