İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,7508 %0.01
37,3191 %-0.56
103.034,54 %3.513
3.172,74 0,69
Ara
Muhalif. GÜNDEM Yalçın Bayer kaleme aldı: Sezgin Baran Korkmaz olayı Karslıların ağrına gitti

Yalçın Bayer kaleme aldı: Sezgin Baran Korkmaz olayı Karslıların ağrına gitti

Hürriyet Gazetesi'nin çok okunan Yazarı, Türk basının duayen ismi Yalçın Bayer, bugünkü köşesinde Sezgin Baran Korkmaz'ın memleketine vurgu yapılmasının Karslıların ağrına gittiğini yazdı.

Okunma Süresi: 6 dk

Bayer'in bir önceki yazısında yer verdiği, "Tabii Sezgin Baran Korkmaz’la irtibatlı olduğuna göre güçlü bir hemşeri grubuna sahip; Iğdır-Kars, Ardahan yöresinde 500’e yakın gazeteci kartı olduğunu belirtmek gerekiyor" cümlesi Karslıları, bilhassa da Karslı gazeteceleri çok üzdü. Duayen gazeteci Bayer, "Gazetecilerin Abisi" sıfatıyla ve Karslı belki de en iyi tanıyan bir isim olarak bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için bugünkü köşesinde, 20. Dönem İstanbul Milletvekili ve İkinci Yüzyıl Derneği Başkanı Metin Işık'ın mektubuna geniş bir yer verdi.

Yalçın Bayer'in bugünkü köşesinin bu konuyla alakalı, Işık'ın mektubunu içeren bölümü şöyle:

Baran Korkmaz olayı Karslıların ağrına gitti

Yalçın Bey, dünkü Karslı 500 gazeteci unsurunu da içeren yazınızı okudum.
Öncelikle o bölgeyi çok iyi bilen bir yazar olarak, verdiğiniz mesaj için teşekkür ederim. Aktif siyasetle ilgilendiği için 15 yıldır 60 yıllık aile mesleği gazetecilikten uzak kalan ve medyayı asgaride kullanan bir kişi olarak, böylesine bir konuda huzurlarınızda olduğum için de üzüntülerimin kabulünü peşinen rica ediyorum.

Öncelikle “Kars neresidir?” sorusuyla başlamak isterim. Kars sadece bir ilin adı değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmadan önce Cenub-i Garbi Kafkas Cumhuriyeti’nin, ardından Kars Milli Şura Devleti’nin başkentidir. Livane (Artvin), Batum, Karaköse (Ağrı) Sürmeli Sancağı (Iğdır) Ardahan-Çıldır Sancağı (Ardahan) illerinin toplamıdır. Bu devletler kendi rızasıyla Atatürk’ün önderliğindeki Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmıştır.

Malumunuz “93 Harbi” denilen Osmanlı Rus Savaşı’nda Ruslar İstanbul Yeşilköy’e kadar geldiler. Kars savaş tazminatı olarak Ruslara verildi. Osmanlı Sultanı Abdülmecid tarafından üç yıl vergiden muaf olarak verilen Gazilik Madalyası da olan Kars’ın binlerce evladı yollara düştü. Sivas binlerce insana 20-30 sene süren bir zaman diliminde ev sahipliği yaptı. Bugün aralarında Yozgat, Kayseri, Tokat, Amasya, Samsun, Balıkesir, Hatay dahil 12 ilde 93 muhaciri yaşamaktadır. 1960’li yıllarda İstanbul, Ankara, İzmir, Adana’ya yapılan göçlerle en az üç milyon insan yaşamaktadır ülkemizde.

Biz Kars’ta Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Azeri gibi etnik ayrımcılığı bilmedik. Bu sebeple aşiret, Türkmen, terekeme, yerli diye seslendik birbirimize. Farklılıklarımızı muhafaza ederek kardeşçe yaşadık. Kültürümüze sahip çıktık. Ama bölgeciliği de bir anlamda bölücülük saydık. Göç ettiğimiz yörelerde evlilikler yaptık, iş kurduk. Atatürk, bayrak, toprak sevgimizden ödün vermedik.

Niye bu kadar çok gazeteci var? Okuryazar bir bölgeyiz. Kars’ın kültür sınırları Tebriz’den, Bakü’den başlar. Yeni değil ki bu. Anadolu Ajansı’nın bir numaralı kurucusu Ahmet Ağaoğlu’ndan mı, Bahadır Dülger’den mi, Ataol Behramoğlu’ndan mı, Ercan Arıklı’dan mı, Mevlüt Işık’tan mı, Cengiz Ekinci’den mi, Fikret Ercan’dan mı, Dursun Akçam’dan mı başlayalım? Yoksa günümüzde hepimizin göğsünü kabartan Doğan Şentürk’ten, İsmet Orhan, Ercan Sarıkaya, Barış Yarkadaş, Adnan Bulut, Erhan Öztürk, Deniz Zeyrek’ten, Mahmut Övür’den mi? Sizin dediğiniz abartılı değil, sayısı 500’ü bulan gazeteci değerlerimizden mi? Hangisini sayalım?

Karslı gazeteciler ne demek? Hadi Özışık’ın kendisi bile Türkiye’de rahmetli Ufuk Güldemir ile birlikte internet gazeteciliğinin babası olduğunu inkâr edemez. Çekirdekten gazetecidir. Tabii bugünkü konumunu çok tartışmalı ve gazetecilik etiğine uygun olmadığının altını çizerek. Bu konuda en keskin eleştirileri yapan birisi olarak söylüyorum. Bir gazeteciyi, siyasetçiyi memleketine göre tasnif etmek ayıptır. Hele bunu diyenlerin adı gazeteciyse daha büyük ayıptır. Gelelim Sezgin Baran Korkmaz’a, o otelde kaç Karslı kaldı? Yok. Sezgin Baran Korkmaz’ı tanımam, birçoğumuz gibi işimiz de olmaz. Adamı muteber bir iş insanı gibi bazı sanayici, gazeteci, vali, emniyet müdürü ve bürokratları gezdirip birlikte boy boy resimlerini basacaksınız, bazı gazeteciler Sezgin Baran Korkmaz’ın ablası olunca iyi ama başkaları için “Vayy Karslılar” olacak!

Ya Korkmaz Karaca? Adamın yedi düvel ile arkadaşlığı var. Sonra ne olacak? Eşinin resmini birlikte basarak p... ilan edilecek? Ya o resimlerdeki diğer taraflar? Her partiden, görüşten insan ile sarmaş dolaş! Şahsen benim dün de bugün de bu isimlerle bir müşterekim olmadı. Binlerce hemşerimiz gibi. Tam tersine ne yaptıklarını tasvip ediyorum ne de savunuyorum. Ama dedim ya, bölgecilik de bölücülüktür. Kısacası ayıptır, günahtır. Ağırımıza gidiyor. Mesleki kıskançlıkları bir yana bırakalım. İnsanların ve illerin değil, yolsuzlukların, olayların peşine düşelim.

Metin IŞIK - 20. Dönem İstanbul MV., İkinci Yüzyıl Derneği Başkanı

YALÇIN BAYER BİR GÜN ÖNCE NE YAZMIŞTI?

Yalçın Bayer'in, 20. Dönem İstanbul Milletvekili Metin Işık'ın mektubuna konu bir gün önceki yazısındaki ilgili bölüm şöyle: 

KARACA VE TOPAÇ SİYASETİ

YAKLAŞIK 10 gündür Türk siyasetinde Korkmaz Karaca ismi tartışılıyor. Parlak bir eğitimi yok, 43 yaşında. Baba tarafı Ardahanlı, ana tarafı mübadil bir aileye mensup. Tabii Sezgin Baran Korkmaz’la irtibatlı olduğuna göre güçlü bir hemşeri grubuna sahip; Iğdır-Kars, Ardahan yöresinde 500’e yakın gazeteci kartı olduğunu belirtmek gerekiyor. Önce ANAP’a yakın durdu, daha sonra Arı Grubu ve Cem Boyner gruplarının yanında boy gösterdi. Mustafa Sarıgül’e yaklaştıktan sonra birisi onu kolundan çekip Deniz Baykal’a götürdü. CHP’den itibaren Korkmaz Karaca’nın ismi ya Çukurova Holding ya da Mehmet E. Karamehmet’in isimleriyle anılması da ilginç bir durum. Önder Sav’la birlikte Kılıçdaroğlu ile karşı grupta yer aldı.

Siyaset lobisi onu bu kez AKP’ye kadar sürükledi, Erdoğan kendisini Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politik Kurulu üyeliğine seçti. Ve Saray’ın güçlü ekibiyle iç içe oldu. Her türlü siyasi oyunu iyice öğrendi. CHP’de de AKP’de de partinin ileri gelenleriyle çabucacık ‘dost’ olmayı biliyordu! Ne gariptir ki 40 yıl partiye emek vermiş kişilerin il delegesi olamadığı partide CHP PM üyeliği yaptı; o dönem Deniz Baykal’ın prensi Önder Sav’ın manevi oğlu diye anılırdı. Deniz Baykal genel başkanlığa devam etseydi kesin milletvekili olur gözü ile bakılıyordu. Daha sonra birden AKP çevrelerinde anılmaya başlandı. SBK Holding’in sahibinin kendisine lüks araç ve Beylerbeyi’nde milyonluk yalı tahsis ettiği ortaya çıktı; hatta kendi beyanı ile SBK Holding’e 50 defa gittiğini açıkladı. Bizi arayanlar çok firmaya danışmanlık yaptığını, kısa zamanda servetini hatırı sayılır bir biçimde büyüttüğünü anlatıyorlar. Ancak Baykal’a şah damarı kadar yakın olan Mehmet Sevigen’den hâlâ bir tepki yok. Kaldı ki AKP’li siyasetçilere her fırsatta tepki koyan CHP’li vekillerin Korkmaz Karaca’ya hatırı sayılır bir tepki koyduklarını göremiyoruz.
 

https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/yalcin-bayer/baran-korkmaz-olayi-karslilarin-agrina-gitti-41843620

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *