CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, teğmenlerin 'kılıçlı yemin' nedeniyle disipline sevkini protesto için emekli askerleri eylem yapmaya çağırdığı gerekçesiyle hakkında açılan soruşturma kapsamında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ifade verdi.
30 Ağustos 2024’teki Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde, teğmenlerin "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" sloganları eşliğinde kılıçlı yemin etmelerinin ardından teğmenler hakkında soruşturma başlatılmış ve ihraç talebiyle disipline sevk edilmişlerdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, kendisi gibi emekli askerlere protesto çağrısında bulunmuştu. Bağcıoğlu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı.
“Bugünlerde olmaması gereken çok şey oluyor, çokça adliyelerdeyiz”
Bağcıoğlu soruşturma kapsamında bugün Savcılığa ifade verdi. Bağcıoğlu’na CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökçe Gökçen, Murat Bakan ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel destek verdi. İfadenin tamamlanmasının ardından adliye önünde basın açıklaması yapıldı.
Bağcıoğlu'nun ifadeye çağrılması hakkında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, "Teğmenlerle ilgili düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında ve onlara bir silah arkadaşı olarak destek noktasında yapılan bir basın toplantısına, açıklamasına çağrıydı" dedi. Soruşturma açılmasını gerektirir bir durum olmadığının altını çizen Bakan, "Ancak olmaması gereken oldu. Bugünlerde olmaması gereken çok şey oluyor. Çokça adliyelerdeyiz. Siyasi parti genel merkezlerimiz kadar zorunlu olarak adliyeleri ziyaret ediyoruz" şeklinde konuştu.
"Emekli askerler olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sadakat çerçevesinde onların sesi, sessiz çığlığı olmaya çalıştık"
Bağcıoğlu ise şunları şöyledi:
"Bu süreç biliyorsunuz 30 Ağustos günü teğmenlerin subaylık yeminlerini etmesi ile başlayan bir süreç. Devamında sosyal medya trolleri, bir kısım siyasetçiler, basın organları teğmenleri hedef göstererek; kadın teğmen Ebru Eroğlu'na haysiyetsizce cinsel taciz ve saldırıya varacak şekilde saldırıda bulundular. Teğmenlerin bunlara cevap verecek durumları yok ama biz emekli askerler olarak, askerlik onuru, silah arkadaşlığı ruhu ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sadakat çerçevesinde onların sesi, sessiz çığlığı olmaya çalıştık.
Bunları basın açıklamalarıyla yani Anayasa'nın ve ilgili kanunun vermiş olduğu hakla yapmaya çalıştık. Fakat bu yaptığımız basın açıklamaları biraz önce belirttiğim gibi teğmenlere saldıran odaklar tarafından mesnetsiz şekilde 'askeri vesayet', 'askerleri sokağa çağırıyor' gibi haksız, temelsiz iddialarla resen soruşturmaya dönüştü. Sayın Savcı son derece sıcak ve hukuka uygun bir ifade alma süreci yürüttü. Kendisine teşekkür etmek istiyorum.
"Buradan başka şeyler çıkarmak, kanun dışı ithamlarda bulunmak hakkaten ayrı bir basiretsizlik"
Ben CHP'nin, Türkiye'nin birinci partisinin Milli Savunmadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Gölge Milli Savunma Bakanıyım. Dolayısıyla sadece milli savunma politikaları değil, personel konularında sessiz çığlıklarını duyurmak benim görevim. Biz emekli astsubayların mitinglerine katılıyoruz, oraya insanları davet ediyoruz, onları destekliyoruz. Uzman çavuşların kadro sorunlarına değiniyoruz. Onların yasal ve uygun faaliyetlerini destekliyoruz.
OYAK önünde faaliyet gösteren Ordu Yardımlaşma Derneği'nin nöbetlerine gidiyoruz, onları destekliyoruz. Bu zaten asli görevimiz. Buradan başka şeyler çıkarmak, kanun dışı ithamlarda bulunmak basiretsizlik. Adliyeye geldik, elbette geleceğiz. Kanundan kimse üstün değil.
Şimdi burada şu soruyu sormak lazım: 31 Ağustos'tan itibaren teğmenlere haysiyetsizce saldıranlar, 'Bana getirin ben onları asacağım' diyenler, Atatürk'e Anıtkabir'i ziyaretlerini bile edepsiz şekilde değerlendirenler hakkında bir işlem yapılmıyor. Ama Anayasa ve kanunlardan doğan haklarını kullananlar için benim gibi bir soruşturma açılıyor. Bu da herhalde ayrı bir olay. Kaldı ki bunu ben bir gazeteden öğrendim. Bu da maalesef çok üzücü. Ama yine de ben hukuka güveniyorum. Bundan sonra uygun bir karar verileceğini değerlendiriyorum."