İstanbul
Orta şiddetli yağmur
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,4848 %0.01
36,6914 %0.27
3.493.600 %2.056
3.065,56 0,40
Ara
MUHALIF GAZETECILIK GÜNDEM Yanlış hakim görevden alınmış!

Yanlış hakim görevden alınmış!

Bu kadar benzerlik fazla diye bir analiz yapmıştım İmamoğlu davasının bir önceki celsesinde ve o analizde şöyle bir bölüm vardı. “Eğer, Ekrem İmamoğlu yargılandığı davada mahkum olursa, hele de bu mahkumiyet siyasi yasaklı olmasına neden olursa o zaman İmamoğlu’nun muhaliflerinin elinden çok büyük imkan alınmış olacak. İmamoğlu’nun göreve geldiği günden beri hiçbir başarılı icraatı olmadığını kendisini seçen İstanbulluların bin pişman olduklarını iddia edenlerin elinden iddialarını ispat etme şansı kaybolacak”

Şimdi oraya geldik, elbette süreç henüz sonuçlanmadı ama, artık nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın oraya geldik. Bu saatten sonra İstanbul’da metrolar, otobüsler çalışmasa, Halk Ekmek, ekmek üretmese, sokaklar su birikintileri ile dolsa İmamoğlu’nun muhaliflerinin bunları gündeme getirmesinin dahi bir anlamı kalmadı. Özellikle davanın bir önceki hakiminin görevden alınması ve dava konusunun aklı başında hiç kimse tarafından herhangi bir ceza için ikna edici olmaması İmamoğlu’nu bir anda siyaseten dokunulmaz bir hale getirdi. İmamoğlu’nun şahsında da 6’lı masaya çok önemli bir koz verdi.

Aslında davadan alınan ilk hakimin kıymetini bilemedi bazıları. Asıl şimdi bu kararı veren hakimi görevden almaları gerekiyormuş belki de siyaseten. O çok bahsettikleri dış güçler bile bugüne kadar Cumhur ittifakı tarafına bu kadar belirgin bir olumsuzluk yaratmayı başaramadılar.

Ama asıl acı olan hukukun konusu olan bu yargılama sürecini ülkece siyaseten konuşuyor olmamız zaten.

Biz bunları defalarca yaşadık. AK Parti de biz bunları yaşarken yaşadıklarına isyan eden halkın hassasiyetleri üzerinden iktidar oldu. 28 Şubat zulmü bu zorba tavrın muhatapları olarak muhafazakarları seçtiğinden demokrasi ve hukuk talebi o dönemde en çok o taraftan gelmişti. Allah var başlangıçta AKParti de bu özgürlükçü tavrını genele yaymayı başarmıştı.

İmamoğlu İstanbul seçimlerini ikinci kez kazandığında kesinlikle sadece Binali Yıldırım’a karşı seçilmemişti. Erdoğan İstanbul konusunda kendisini de terazinin bir kefesinde konumlandırmaktan çekinmemişti ama olmadı. İşte orada başladı İmamoğlu’nun geleceğinin Erdoğan’ın hayat çizgisiyle benzeşeceği söylentileri. Ancak bu şekilde düşünenlere karşı farklı düşünenler de az değildi. Farklı düşünenlerin en büyük argümanları da o zamanlar Erdoğan’ın karşısında bir Erdoğan olmadığı yönündeydi. Erdoğan ve çevresinin siyasi pratiklerinin İmamoğlu’nun öylesine kahramanlaşmasına müsaade etmeyecekleri yönünde bir ön kabul vardı bu kesimde.

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *