”Altyapıda ilk iş, sporcuyu bulmaktır. Bu Türkiye’de biraz zayıf. Onu bulan şahsın de karşılığını alması lazım.” ”Çocuklar 12 yaşından sonra yarışmacı olmak zorunda. Biz de zaten hep yarışmacıyız. 12 yaştan sonra bizde olan bir baskı sistemi var. Zaten iyi oynaması lazım, her şeyi yapması lazım, şampiyon olması lazım. Bu baskıyla yetiştiriyoruz çocukları” ”Sadece iki oyuncuyu A takımda oynatıyoruz. Ya sporcu olamazsa ne olacak? Cebinde başka şeylerin de olması lazım. Bizim en büyük projemiz bence eğitim projesi”
İSTANBUL (AA) MURAT KAYA Anadolu Efes Spor Kulübü Altyapı Sorumlusu Erdal Bibo, altyapıda ilk önemli işin sporcuyu bulmak olduğunu söyledi.
Türkiye'de kurulduğu 1976'dan bu yana ülke basketbolunun en büyük markalarından biri haline gelen, ulusaluluslararası düzeyde çok sayıda başarıya imza atan ve altyapıdan yetiştirdiği yüzlerce oyuncuyu basketbol takımlarına kazandıran Anadolu Efes, ülke basketbolu için bir okul ve lokomotif olma özelliğini sürdürüyor.
Anadolu Efes'in bu başarısında payı olan eski milli oyuncu ve altyapı sorumlusu Erdal Bibo, kulübün Bağcılar'daki tesislerinde AA muhabirine, lacivertbeyazlıların dünübugünü, altyapı çalışmaları ve ülke basketbolunun geleceğiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
"Altyapıda ilk iş, sporcuyu bulmaktır"
Altyapıda ilk işin sporcuyu bulmak olduğuna dikkati çeken Bibo, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkes gelen her çocuğu, sporcuyu oyuncu yapıyoruz diye düşünebilir. Altyapıda ilk iş, sporcuyu bulmaktır. Bu Türkiye'de biraz zayıf. Onu bulan kişinin de karşılığını alması lazım. Yoldan geçen herkesi basketbolcu ya da futbolcu yapamazsın. Bir yetenek olması lazım. Türk sporunda bu büyük bir eksiklik. Amerika'da mesela bunu iyi oturtmuşlar. Okullarda üç tane spor çeşidi var her sezon. Örneğin, kışın basketbol, baharda futbol, sonbaharda başka şey oynuyor. Üç tane spor yapan çocuğu antrenörleri izliyor. Diyelim ki futbola veya basketbola yeteneği var. Havuz büyüyor. Altyapıda havuzu büyütmek lazım. Havuz büyüdükten sonra tabanı oturtuyorsunuz. Sonra zaten o yavaşça piramit gibi yukarı doğru çıkıyor."
Bibo, dünya genelinde daha popüler bir spor olan futbol ile basketbol altyapılarını da karşılaştırarak, "Futbol dünyada popüler zaten. Futbol birse, en yakını yirmidir, basketbol falan. Avrupa'da da böyle. Şimdi Amerika'da da futbolu yavaş yavaş geliştiriyorlar. Ben Frankfurt'ta bir seminere gitmiştim. 'Seçmeleri nasıl yapıyorsunuz?' diye sormuştum. Birisi bana, 'En büyük rakibimiz futbol' demişti. 'Basketbolcuyu futboldan çalman lazım, bu çok zor bir şey, o yüzden her yere yatırım yapıyoruz, saha açıyoruz, küçük çocuklar oynayabilsin diye potaları alçaltıyoruz' dedi. Zor yani. Türkiye'yi geçtim dünyada futbol ön sırada." şeklinde konuştu.
"Sporcularımız en modern tesiste antrenman yapıyor"
Anadolu Efes'in altyapı çalışmalarını yaptığı tesisi değerlendiren Bibo, "Buraya pandemi zamanı taşındık. Modern bir tesis. Bence altyapı olarak da Türkiye'deki en modern tesiste, şu an bizim sporcularımız antrenman yapıyor. Ki şans mı getirdi bize, bilmiyorum ama iki tane şampiyonluk aldık altyapıda. Ciddi şeyler kazandık bu tesiste. Seviyoruz burayı, güzel bir yer." dedi.
Altyapıda çalışan antrenörlerin çok emek verdiğini vurgulayan Bibo, "Şu an altyapıyla uğraşan, Türkiye'de çalışan antrenörler için söyleyeyim, hepsi çok ciddi emek harcıyor ve karşılığını alıyorlar mı onu bilemem. Çok zor çünkü Türkiye'de bir şeyin karşılığını almak. Ama çok ciddi emek harcıyorlar." diye konuştu.
"Velilerimizi de eğitmeye çalışıyoruz"
Göreve başladıktan sonra altyapıda bilimsel yaklaşımlar tercih ettiğini, AmerikaAvrupa'da araştırmalar yaptığını ve o tercihler doğrultusunda gitmeye çalıştığını aktaran Bibo, şöyle devam etti:
"Mesela ben geldikten sonra spor psikoloğu aldık. Belki de kulüpte, şu anda altyapıda velilerin en sevdiği insan olabilir spor psikoloğumuz. Ergen çocukları biliyorsunuz, bu çocuklar üzerinde herkes bilgi sahibi olmayabiliyor. Psikoloğumuzdan çok yardım alıyoruz. Günlük yeni şeyler yapıyoruz. Onun da ödülünü alıyoruz gibi geliyor bana. Çünkü geçen sene çok başarılı bir sezon geçirdik. Üç takımımız da namağlup finale kadar geldi. Sadece bir takım finalde yenilerek ikinci oldu. Ama rekor kırdık. Namağlup, yarışmacı takımlarımız, bütün sene şampiyonluğa kadar gittiler."
Çocukların yanında velilerine de destek vermeye çalıştıklarını kaydeden Bibo, "Velilerimizi de eğitmeye çalışıyoruz. Çocuklarımıza yanında velilerimizle de sezon başı toplantı yapıyoruz. Bunun geri dönüşü çok iyi oluyor. Velilerimiz de tabii o endişelerini gideriyorlar. Haklılar. Herkesin bir iki çocuğu var. En değerli varlıkları. Onlara anlattıktan sonra rahatlıyorlar. Ondan sonra devam ediyoruz. Yıl içinde velilerle genellikle bir toplantı yapıyoruz antrenörler ve psikoloğumuz eşliğinde. Sıkıntıları varsa öğrenmeye çalışıyoruz. Hem Türkiye'de hem de dünyada iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü yurtdışında ergenliğe hastalık gözüyle bakılıyor. Hastalık gibi. Çocuğun karakteri tamamen değişebiliyor. Bu geçişi kolay yapmaya çalışıyoruz. Çünkü sporcudan en iyi verimi almamız lazım. O yüzden psikolojik ve mental olarak çocuğun rahat olması lazım." diye konuştu.
"Çocukları gibi veliler de sporcu oluyor"
Erdal Bibo, çocuk ve velilerdeki psikolojik baskıyla ilgili, çocuğu olan velilerin tümünün endişeli olduğu ve bunu anlayış gösterdiğine dikkati çekerek, "Benim de çocuğum var. Dünyadaki en büyük sorumluluk herhalde bir çocuk sahibi olmak. Ne yapacak, ne edecek, endişeleri normal. Empati yapabiliyorum." ifadelerini kullandı.
Psikologlarının velilerin endişelerini en az düzeye indirmeye çalıştığını, velilerle konuştuğunu, onları rahatlattığını söyleyen Bibo, şu değerlendirmede bulundu:
"Ama herkeste olmayabiliyor. Zor babalar ve anneler var. Çocuğuna karşı baskıcı olan var. Herkeste değişebiliyor. Ama biz gerekli şeyi yapmaya çalışıyoruz. Herkes zannediyor ki çocuklar sporcu oluyor. Oysa veliler de sporcu oluyor, anne de bir nevi sporcu oluyor. Her şeyin içinde anne var. Sonra televizyonda çocuğunu görüyor, şampiyon olmuş, ağlıyor... Yani hakikaten zor. Velilerin endişelerine katılıyorum ki ben de çok endişeli bir insanımdır. Ama velilerin rahat olması lazım bazı konularda. Çünkü çocuklarını Türkiye'nin en büyük kulübüne getiriyorlar, emanet ediyorlar. Bizim iletişimi kesme gibi bir şeyimiz yok. Eskiden olsa onu yaparlardı. 'İletişimi kesiyorlar, ne yaparsa yapsın' diye bir şey yok bizde. iletişim kurarak onları anlamaya çalışıyoruz."
"A takımlara neredeyse her sene on çocuk bizden çıkıyor"
Anadolu Efes altyapısından, başarılı basketbol geçmişleri olan, şimdiki Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, Ufuk Sarıca, Mirsad Türkcan ve Ömer Onan ile dünya basketbolunun en önemli ligi NBA'da oynayan Cedi Osman, Furkan Korkmaz ve bu lige yeni transfer olan Onuralp Bitim gibi birçok yıldız ismin çıktığı hatırlatılan Bibo, kulübün basketbola yıldız kazandırmaya devam edeceğini söyledi.
Gelecekte daha çok bahsedecekleri oyuncuların olacağına inandığını anlatan Bibo, "Hatta şu anda oluyor. Kulüp girişindeki yıldız kütüğünü gördünüz herhalde. O kütük, Türkiye'de tek altyapıda bizde vardır. Mezun ettiğimizi çocuklar onlar, A takıma çıkardıklarımız. Çok da güzeldir. Her veli çocuğunu orada görmek istiyor zaten. Güzel bir gelenektir. Anadolu Efes geleneği, kültürü. Böyle bir araştırma yapmışlardı. Liglerde kaç takımdan kaç oyuncu var diye. Bizim en yakın rakibimizden iki kat daha fazla sporcumuz vardı. Bizde şöyle bir şey var; şimdi bizim genç takıma gelen oyuncu, genellikle bu işten para kazanıyor. A takıma kaç kişi çıkabilir? En fazla bir veya iki kişi çıkıyor, Avrupa Ligi takımı olduğu için. Diğerlerini diğer takımlara gönderiyoruz. Mesela bizden mezun olan sporcularımız için arıyorlar beni, referans için, 'Ne yapıyorsunuz, ne ediyorsunuz' diye. Bir ton takım var. Devamlı dağıtıyoruz. Türk basketbolunu biz finanse ediyoruz demeyelim de biz sağlıyoruz diyebilirim bu konuda. Çünkü her sene on tane çocuk, neredeyse bizden çıkıyor. Diğer takımlara gidiyor. Ama kimi iyi yerlere gidip iyi seviye oynuyor kimi de oynayamıyor." ifadelerini kullandı.
"Bizim Türk oyuncuları çoğundan üstün"
Milli takım seviyesinde başarı potansiyeliyle ilgili de bilgi veren Bibo, Türk oyuncularının altyapılarda çok başarılı olduğunu ve çocuklara sadece şans tanınması gerektiğine dikkati çekti.
"Kendi yaş grubu olarak zaten bizim Türk oyuncuları, çoğundan üstün" diyen Bibo, "Hiçbir eksikleri yok. Eksikleri varsa bile genellikle bunlar mental eksiklikler. Türk halkı genellikle duygusal bir halk. Duygusallık sporda biraz geri tutuyor büyüdükten sonra. Küçükken duygusal olmuyorlar. Geliyorlar oynuyorlar, maçlara çıkıyorlar. Büyüyünce duygusallıkları artıyor herhalde Türk sporcuların. Ama yine ben başarılı olacaklarını düşünüyorum. Hiç endişem olmadı, olmayacak." diye konuştu.
Türk oyuncuların son zamanlarda NBA'in yolunu tutmasının basketbola ilgiyi artırıp artırmadığı sorusuna karşılık Bibo, "Tabii hepsinin rol modeli oluyor altyapıda. NBA'yi geçtim, NCAA takımları şu anda bizden çok oyuncu istiyor, soruyorlar, ediyorlar. Çünkü orada da para vermeye başladılar. Maaş sistemine geçtiler. Bayağı bir yatırım oluyor orada. Mesela bu sene iki tane sporcumuz Amerika'da üniversiteye gitti." değerlendirmesinde bulundu.
Altyapıdaki oyunculara ilgi fazla
Bibo, altyapıda yer alan oyunculara ilginin fazla olduğunu belirterek, "Bir sporcumuz Utah'a, bir sporcumuz da Mississippi'de bir okula gidecek. Daha da var. Altyapıda kapış kapış gidiyor çocuklar. Düşünün bir sezonda iki tane gitti." dedi.
Altyapıya çalışmalarının Türkiye'de ağır şartlarda yapıldığını kaydeden Bibo, "Altyapı Türkiye'de biraz daha atılmış gibi çünkü her kulüpte bütçe olarak düşük. Çalışanların çok ağır şartlarda, çok emek vererek çalıştıklarını görüyorum, hepsini de tebrik ediyorum. 13 saatlik mesailer falan var. Çok büyük emek harcıyorlar ama emeklerinin karşılığını alıyorlar mı, sanki o tartışılır." diye konuştu.
"12 yaşa kadar çocuklara sporu sevdirmen lazım"
Anadolu Efes olarak her zaman şampiyonluk hedeflediklerini ve başarı için sık sık araştırmalar yaptığını anlatan Bibo, işin sırrını şu sözlerle anlattı:
"12 yaşa kadar çocuklara sporu sevdirmen lazım. 12 yaştan sonra çocukların baskı altında ve yarışmacı olması lazım. Bu bilimsel olarak açıklanmış bir şey. 12 yaştan sonra yarışmacı olmayan, birbirleriyle rekabete girmeyen çocuklarda, ileride bırakma eğilimi oluşur. Her yaptığı işte böyle. O yüzden çocuklar 12 yaşından sonra yarışmacı olmak zorunda. Biz de zaten hep yarışmacıyız. 12 yaştan sonra bizde olan bir baskı sistemi var. Zaten iyi oynaması lazım, her şeyi yapması lazım, şampiyon olması lazım. Bu baskıyla yetiştiriyoruz çocukları. Dikkat ederseniz zaten milli takımlarda, en kritik yerlerde Efesliler topu kullanır, Efesliler topu sokar. Öyle bir kültürümüz var bizim. Yani bunun için bana 'yanlış' diye bakıyorlar ama doğrusu bu. Bütün dünyada bu böyle. Yetiştirmeye çalışıyoruz çocuklarımızı. Kazanarak, şampiyon olarak iyi oyuncular yetiştirmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda eğitimli çocuklar yetiştirmeye çalışıyoruz."
"En büyük projemiz eğitim: Çocuk ya sporcu olamazsa?"
Kulübünün Okyanus Koleji ile anlaşmasının olduğunu ve kendi bünyelerinde oynayan çocukları burslu okuttuklarını aktaran Bibo, "Ben veli toplantısında söylüyorum bunu. Çok büyük bir proje. Söylediğimiz şu; çocuğunuz basketbol oynuyor, eğitimine de devam etmesi lazım, cebinde başka özellikler de olmalı. Diyelim ki, gitar çalıyor, şarkı söyleyebiliyor veya başka meziyet. Bunu da yapması lazım. Hayatın ne getireceği belli olmaz. Bir gün geldi mi seni bir yakalar, bu yetenekle şarkıcı olursun veya gitar çalarsın veya doktor olursun. Sadece iki oyuncuyu A takımda oynatıyoruz. Ya sporcu olamazsa ne olacak? Cebinde başka şeylerin de olması lazım. Bizim en büyük projemiz bence eğitim projesi. Mesela sabahları antrenman yok bizde. Saat 5'ten sonra başlıyor antrenmanlar. Veya okuldan önce çok daha erken saatlerde yapıyoruz. Eğitime önem veriyoruz. Eğitim ve spor." ifadelerini kullandı.
Bibo, çocukların derslerini takip ettiklerini, hocalarıyla görüştüklerini, bir nevi veli olup karnelerine baktıklarını ve başarılı çocukları ödüllendirdiklerini de dile getirdi.
Anka Spor Kulübü'yle de bir anlaşmaları olduğunu da hatırlatan Bibo, "Genç oyuncularımızı da orada oynatıyoruz. Geçen sene çeyrek finale kadar yükseldik. Mesela, başvurumuzu yapsak TBL 1'e çıkacak hakkımız. Yani en iyi takım; genç, sadece genç oyunculardan kurulu ve hiçbir ekstra büyük yaş çocuk olmadan. O proje de çok iyi bence. Çok da büyük bir katkı sağlıyor. Çok maç oynuyorlar. Bence geçen seneki TBL finalinde onun katkısı olduğunu düşünüyorum. Yaptığımız her şeyi bilimsel olarak yapmaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Anadolu Efes'in basketbolda önemli bir geçmişe sahip olduğunu vurgulayan Bibo, "Bu kulübün kuruluşu 1976. 47 senelik bir geçmişi var, hafızası var. O hafızayla bakıyoruz. Şu anda yanlış bir karar verdiğimizi düşünmüyorum. Disiplinine bakıyoruz, psikolojisine bile bakıyoruz. Duruşuna, her şeyine bakıyoruz. Ondan sonra burada tutuyoruz. Ama tutsanız bile, her sene veliler geliyor, hepsinde elenme stresi var. Çünkü her sene daha iyi çocuk çıkabiliyor. Takımı iyi kullanman lazım. Ama sorun da gerçekten bu yani. Devamlı senden daha iyisi çıkabilir. O yüzden velilerin çocuklarını doğru yere götürmesi ve oradan yönlendirmeleri lazım. Yani kendilerinin yapacakları bir şey yok. Kendileri zaten çok anlayamazlar. Anlarsa yanlış olur zaten, çünkü objektif bakamazlar. Her veliye çocuğu Michael Jordan gibi geliyor." diye konuştu.
Basketbolda ailelerin gelir durumunun önemli olup olmadığı yönündeki görüşlerini paylaşan Bibo, "Gelir durumu basketbol okullarında fark edebilir. Ama bizde öyle bir şey yok. Çünkü biz seçiyoruz çocuğu. Van'dan da getirebiliyoruz, Adana'dan, Antalya'dan da getirebiliyoruz. Yani kim yetenekse biz onu seçip getiriyoruz. Çok üst seviye gelirli de var takımlarımızda, alt seviye gelirli de var. Ama burada hiçbir fark yok. Hepsi aynı disiplinde, aynı durumda." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Kaynak: AA
Yorum Yazın