Tutuklu sanık Dursun Eryılmaz: ”Karakoç bebeğin de başında ben varım. Canlandırma işlemlerinde de başındaydım. Ailenin şikayetçi olduğu iddia ediliyor, polis geliyor ancak aile şikayetçi değil, dosyada da var. İyi ki de polis geldi ve otopsi yapıldı. Otopside bebeğin ölümünün bağırsakla ilişkin olduğu ortaya çıktı. Uzman raporu yüzünden bebek basında ’Aç bıraktılar, öldü’ diye çıktı karşımıza” TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Adem Yıldırım: ”Mahkememiz tüm şeffaflığıyla yargılamayı yapıyor. Sanıklara sonuna kadar CMK’deki tüm savunma haklarını veriyor. Ortadaki iddialar üzerinden de açıklanması gereken soruları sorarak açıklattırıyor. Başkanın veya üyelerin açık bıraktığı yerde savcı, savcının açık bıraktığı yerde taraf avukatlarıyla bazı şeyler açığa çıkıyor”
İSTANBUL (AA) İstanbul'da, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 47 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında, sanık savunmalarının alınmasına devam ediliyor.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, Bağcılar Medilife Hastanesi çalışanı tutuklu sanık doktor Dursun Eryılmaz'ın savunma için kürsüye çıktığı esnada sanığın avukatı, sağlık çalışanlarına soruşturma açılabilmesi için Sağlık Bakanlığından soruşturma izni alınması gerektiğini söyleyerek, müvekkili yönünden yargılamanın durdurulmasını ve müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Heyet, dosya kapsamında savunma ve beyanlar alındıktan sonra talebin değerlendirileceğini açıklayarak, yargılamanın devamına karar verdi.
Savunmasına başlayan Eryılmaz, Helvacı bebeğin ölümüne değindi. Bebeğin 26 haftalık doğduğunu söyleyen Eryılmaz, gerekli müdahaleyi yapmasına rağmen bebeğin 28. saatinde hayatını kaybettiğini kaydetti.
Karakoç bebeğin ise Yalova'da doğduğunu, bağırsaklarında çürüme olduğu için kendilerine sevk edildiğini ve ameliyatına karar verildiğini anlatan Eryılmaz, ameliyat sonrası entübe edilen bebeğin, beslenmeye başlanmasına rağmen bağırsak emilimleri bozuk olduğundan kilo kaybettiğini belirtti.
Eryılmaz, bunun doğumsal bir olay olduğunu ifade ederek, "Karakoç bebeğin de başında ben varım. Canlandırma işlemlerinde de başındaydım. Ailenin şikayetçi olduğu iddia ediliyor, polis geliyor ancak aile şikayetçi değil, dosyada da var. İyi ki de polis geldi ve otopsi yapıldı. Otopside bebeğin ölümünün bağırsakla ilgili olduğu ortaya çıktı. Uzman raporu yüzünden bebek basında 'Aç bıraktılar, öldü.' diye çıktı karşımıza." diye konuştu.
Karaduman bebeğin ise Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi'nde doğduktan sonra yenidoğan yoğun bakımına sevk edildiğini aktaran Eryılmaz, akraba evliliği dolayısıyla tahlilleri istenen bebeğin sabaha karşı hayatını kaybettiğini söyledi.
Eryılmaz, kendisinin evde olduğunu, bebeğin başında nöbetçi doktorun bulunduğunu, bebeğin ölümünün kendisine haber verilmediğini savundu.
En son Bağcılar Medilife Hastanesi'nde çalıştığını belirten Eryılmaz, "Maaşım şirketten yatıyordu. Şirketin kimin olduğunu bilmiyorum. Fırat Sarı, 'Buranın işletmesini ben aldım' dedi. Hastane bana hep şirketten maaş gönderdi." savunmasını yaptı.
"Konuşmaları dedikodu mahiyetinde anlıyorum"
Mahkeme başkanının, İlker Gönen'in Fırat Sarı'ya "Dursun abi bir tane ben göbek açayım demiş. Göbeği açamamış, mahvetmiş. Mahvettikten sonra Cansu'ya vermiş" dediği kayıtları sorması üzerine Eryılmaz, "Bence onu İlker ve Fırat'a sormanız daha iyi olur. Böyle bir olay başıma gelmedi. Göbek açmak çok basit bir işlem benim için. Bu tür işlemleri yapabilecek düzeydeyimdir. Konuşmaları dedikodu mahiyetinde anlıyorum." şeklinde yanıt verdi.
Ekipriz raporları konusunda ise kendisinin çok konuşulduğunu dile getiren Eryılmaz, klavyeyi çok iyi kullanamadığı için günlük notlarını sekreterinin bilgisayara geçirdiğini, sonrasında kendisinin okuyup sisteme attığını anlattı.
Fırat Sarı’yı pediatrist olarak tanıdığını söyleyen Eryılmaz, "Benim çalıştığım klinikleri Fırat Sarı aldı. Buradaki arkadaşların çoğu da benim yanımda staj yapıp yenidoğan öğrenenlerdir." dedi.
İlker Gönen ile Fırat Sarı arasında geçen, kendisinin diplomasının kullanılacağı yönündeki kayıtların sorulması üzerine Eryılmaz, kendisine böyle bir teklif gelmediğini, gelse de kabul etmeyeceğini ve diplomasını kullandırtmayacağını ifade etti.
Söz alan Eryılmaz'ın avukatı, soruşturmayı yürüten savcı ile iddianameyi hazırlayan savcı hakkında mahkeme aracılığıyla suç duyurusunda bulunacağını söyleyerek, "Henüz soruşturma aşamasındayken hem iddianame hem de uzman raporu tüm basında yer aldı. Bütün Türkiye bir anda uzman, hakim, bilirkişi oldu. Huzurdaki sanıklar 'bebek katilleri' ilan edildi. Spikerler hükmü verdi. Sizin vereceğiniz hükmün bir anlamı kalmadı." ifadelerini kullandı.
Duruşma, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sağladığı öne sürülen sanık doktor İlker Gönen'in savunmasının alınmasıyla sürüyor.
Davaya ilişkin basın açıklamaları
Öte yandan, adliye önünde açıklama yapan İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, "yenidoğan çetesi"yle alakalı süreci, devam eden mahkemeyi takip etmek için adliyeye geldiklerini söyledi.
Kavuncu, İYİ Parti olarak davaya müdahil olmak için talepleri bulunduğunu belirterek, "Tabii hakimin takdiridir. Müdahillik talebinde bulunmak istememizin sebebi şu; elimizde konuyla ilgili çok fazla bilgi ve belge var. Özellikle diğer grup başkanvekilimiz Turan Çömez'in de doktor olması dolayısıyla konuyla ilgili birçok bilgi bize intikal etti. Bunları müdahil olarak mahkemede paylaşmak istedik. Ancak öyle gözüküyor ki bu talepler hakim tarafından kabul görmeyecek. Normal hukuki süreçler ama biz yine de mahkemeyle bu bilgi ve belgeleri paylaşacağız." diye konuştu.
Bu konuya ilişkin TBMM'de tüm partilerin mutabakatıyla bir araştırma komisyonu kurulduğunu anımsatan Kavuncu, bu komisyonla ellerindeki bilgi ve belgeleri paylaşacaklarını kaydetti.
Kavuncu, sanıklar için hesap vakti olduğunu belirterek, adaletin yerini bulmasını temenni etti.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP Milletvekili Mahmut Tanal da mahkemenin etkin bir araştırma ve soruşturma yaptığını ancak CMK'nin 201'inci maddesinde soru soracak kişilerin sıralamasına göre sanığa soru yöneltilmediğini söyledi.
Bazı prosedürlerde eksiklikler olduğunu öne süren Tanal, "Umarım ve dilerim bu eksiklikler de giderilir. İzlediğimiz kadarıyla mahkeme etkin bir soruşturmayı yapıyor. Burada hak edilen cezanın verileceğine yönelik inancımız tamdır. Çünkü bu suçun cezasız kalmaması lazım." dedi.
"Mahkememiz tüm şeffaflığıyla yargılamayı yapıyor"
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve AK Parti Milletvekili Adem Yıldırım ise buradaki yargılamanın hem bu suçtan etkilenen hem de bunu takip eden insanlar açısından çok önemli olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Hastanelerin, yoğun bakımların, yenidoğan ünitelerinin herkesi ilgilendirdiğini vurgulayan Yıldırım, "Zihinlerde şüphe kalmayacak şekilde net bir yargılamanın olmasını, bunu da kamuoyuyla şeffaf şekilde yürütmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada baktığımızda mahkememiz tüm şeffaflığıyla yargılamayı yapıyor. Sanıklara sonuna kadar CMK'deki tüm savunma haklarını veriyor. Ortadaki iddialar üzerinden de açıklanması gereken soruları sorarak açıklattırıyor. Başkanın veya üyelerin açık bıraktığı yerde savcı, savcının açık bıraktığı yerde taraf avukatlarıyla bazı şeyler açığa çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Yıldırım, bu yargılamadan fazlasıyla ders çıkarılması gerektiğine işaret ederek, yenidoğan üniteleri, sağlık uygulamaları, hasta kabulleri, hasta retleri, SGK ödemeleri gibi konularla alakalı yasal bir eksiklik, boşluk varsa, bu boşluktan hastaneler, insanlar, ambulans şoförleri, 112 çalışanları veya başkaları etkileniyorsa, bunlar kötü amaçlı olarak kullanılıyorsa mahkemeyi iyi takip edip, gözlem yapıp, iyi bir sonuç çıkarılabileceğini düşündüğünü söyledi.
Komisyon olarak davayı yakından takip ettiklerini belirten Yıldırım, adaletin yerini bulmasını istediklerini kaydetti.
Kaynak: AA
Yorum Yazın