8. Yargı Paketi'nin Adalet Komisyonu'ndaki görüşmeleri, 20 Şubat Salı günü başlayacak. AK Partili Milletvekilinin sunduğu ‘Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne göre, makul sürede yargılanma hakkı ihlal edilenlerin iddiaları bakımından daha kolay erişilebilir, hızlı işleyen, birinci nitelikte bir başvuru yolu oluşturulması için 6384 sayılı Kanunla kurulan Komisyona müracaat imkanı tanınıyor. Buna göre, 'makul sürede yargılanma hakkının ihlali' iddialarıyla ilgili, Anayasa Mahkemesi'nden önce Tazminat Komisyonu'na başvurulacak. Makul sürede yargılama hakkı bakımından AYM’ye yapılan bireysel başvuruları azaltmak için; tazminat komisyonu (6384) görevlendiriliyor. Tazminat komisyonu, koruma tedbirlerinden kaynaklanan maddi – manevi tazminat taleplerine de bakacak.
Hülya Özmen- Muhalif Özel
Ceza Muhakemesi Kanunu ile İcra ve İflas Kanunu ve ilgili kanunlarda düzenleme yapan, kamuoyunda 8, Yargı Paketi olarak bilinen “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi görüşmeleri bugün Adalet Komisyonu’nda başlıyor.
Makul sürede yargılanma hakkı ihlal edilenlerin iddiaları bakımından daha kolay erişilebilir, hızlı işleyen, birinci nitelikte bir başvuru yolu oluşturulması ve ilgiliye 6384 sayılı Kanunla kurulan Komisyona müracaat imkanı tanınıyor.
Buna göre, 'makul sürede yargılanma hakkının ihlali' iddialarıyla ilgili, Anayasa Mahkemesi'nden önce Tazminat Komisyonu'na başvurulacak. Makul sürede yargılama hakkı bakımından AYM’ye yapılan bireysel başvuruları azaltmak için; tazminat komisyonu (6384) görevlendiriliyor. İnsan hakları tazminat komisyonu, koruma tedbirlerinden kaynaklanan maddi – manevi tazminat taleplerine de bakacak. Teklife göre, silahlı örgütler bakımından örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç olarak düzenleniyor. Düzenleme ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz yolu açılacak. Bayram ikramiyesi de teklifin içinde yer alıyor.
Yürütme ile 42 maddeden oluşan Torba teklif de yer alan düzenlemelerden bazıları şöyle;
Koruma tedbirleri nedeniyle yapılacak tazminat istemlerinin kurulan Tazminat Komisyonuna yapılması öngörülüyor ve bu istemlerin idari başvuru yoluyla hızlı bir biçimde sonuçlandırılması amaçlanıyor. Böylelikle, yargılama yapılmasını gerektirmeyen tazminat istemleri hakkında kısa sürede karar verilmesi sağlanmış olacak. Bu hükümler 1 Haziran 2024 tarihinde yürürlüğe girecek.
Teklifle, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alınarak Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç olarak düzenleniyor. Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. Bu hüküm sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak.
Kişilerin koruma tedbirleri nedeniyle uğradığı zararlara karşı tazminat taleplerinin kapsamı genişletiliyor. Adli kontrol sürecinde yaşanan hak kayıplarına karşı da tazminat istenebilecek. Değişiklikle, yakalamaya ek olarak “adli kontrol” tedbirleri sırasındaki uygulamalar da zarar tazmini kapsamına alınıyor. Adli kontrol işlemleri, başvuru imkânlarından yararlandırılma bakımından yakalama işlemleriyle aynı güvenceye kavuşturulacak.
Anayasa Mahkemesi kararı gereğince Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için aranan resmi sağlık kurulu raporunun temini amacıyla, yasanın "usul" başlıklı madde hükümlerine başvurulabilecek.
Adli para cezaları beş kat arttırılıyor. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun adli para cezalarının düzenlendiği 52 nci maddesinde değişiklikle bir güne karşılık gelen adli para cezasının alt ve üst miktarında artış yapılıyor. Bu çerçevede adli para cezaları beş kat arttırılarak en az ceza 20 liradan 100 liraya, en yüksek ceza da 100 liradan 500 liraya çıkarılıyor.
Teklifle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik yapılması öngörülüyor. Özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlanma kurumu değiştirilerek, ceza infaz kurumunda bulunma hali doğrudan doğruya kısıtlama nedeni olmaktan çıkarılıyor. Ergin kişilerin fiil ehliyetinin bulunduğundan hareketle iradeleri ön plana çıkarılarak kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün kısıtlanması esas olarak kendi isteğine bırakılırken, toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı bakımından hükümlünün kısıtlanması, kişiliğinin veya mal varlığının korunması kriterine bağlanarak bu konuda vesayet makamına takdir hakkı veriliyor.
Buna göre, kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanacak veya kendisine kayyım atanacak. Toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya mal varlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde kısıtlanabilecek. Cezayı yerine getirmekle görevli makam, hapis cezasının infazına başlandığını derhal vesayet makamına bildirecek. Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinleyecek. Kanun'un kayyımlığa ilişkin hükümleri, niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu düzenleme için de uygulanacak.
Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçeleri dikkate alınarak Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişiklikle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme fiili müstakil bir suç olarak düzenleniyor. Buna göre, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca 2 yıl 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek. Bu hüküm sadece silahlı örgütler hakkında uygulanacak. Örgüt adına suç işleyen kişi, hem işlediği suçtan hem de örgüt adına suç işleme cürümünden ayrı ayrı cezalandırılacak.
Devlet güvenliğine ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar bakımından, silahlı örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. İşlenen suçun niteliğine göre verilecek ceza yarısına kadar indirilebilecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekecek.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde sanık, 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulacak. Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyecek. Bu süre içinde 1 yıldan fazla olmamak üzere mahkemenin belirleyeceği süreyle, sanığın denetimli serbestlik tedbiri olarak, meslek veya sanat sahibi olmasını sağlamak amacıyla bir eğitim programına devam etmesine, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına, belli yerlere gitmekten yasaklanmasına, belli yerlere devam etmek hususunda yükümlü kılınmasına ya da takdir edilecek başka yükümlülüğü yerine getirmesine karar verilebilecek. Denetim süresi içinde dava zamanaşımı duracak.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kalkacak ve davanın düşmesine karar verilecek.
Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkeme hükmü açıklayacak. Mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verebilecek. Açıklanan veya yeni kurulan hükme itiraz edilebilecek.
Kanunlarda kesin olduğu yazılı hükümler saklı kalmak üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.
Yorum Yazın