İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, son dönemin popüler ismi. Ali Yerlikaya bu övgüleri hak eden bir isim mi? Yoksa altında yatan farklı bir durum mu var?
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bir süredir Muhalif kesim tarafından büyük takdir görüyor.
Bu övgülerin iki nedeni var.
Birincisi; çete ve mafyalara karşı verilen mücadele.
Yerlikaya göreve geldiğinden beri çetelere karşı yoğun operasyonlar düzenliyor. En küçüğünden başlayarak topyekün bir mücadele verdiği belirtiliyor.
Bu durumun dikkat çekmesinin sebebi ise görevi devraldığı Süleyman Soylu’nun böyle bir tablo çizmemesiydi.
Aradaki farkı rakamlara vurmak gerekirse; Eski Bakan Soylu’nun 2022 yılında suç örgütlerine yönelik yaptığı operasyonlarda 840 kişi tutuklandı.
Bakan Ali Yerlikaya’nın 4 aylık görev süresince ise 38 suç örgütüne operasyon yapıldı ve 702 kişi tutuklandı.
Yerlikaya’nın da yapması gerekeni yaptığı, işinin zaten bu olduğu söylenebilir. Ancak insanlar bir şey görmemeye o kadar alıştı ki, biraz olsun işini yapana büyük övgüler dizilmeye başlanıyor.
Sıra geldi ikinci nedene;
Cumhuriyet’in 100. Yılında; Türkiye Cumhuriyeti’nin bir bakanının ülkenin kurucusu Atatürk’ü anması.
Bir asrı deviren bir ülke düşünün, o ülkenin bakanı kurucusunu sözlerinde geçiriyor ve halk sevince boğuluyor.
Ülkedeki mevcut yönetim o kadar kurucusu Atatürk’e yer vermiyor ki, içlerinden biri bahsettiği anda hemen ama o farklı deniliyor ve övgülere mazhar oluyor…
Peki, Ali Yerlikaya gerçekten diğerlerinden farklı mı?
Yani siyasetle çok ilgilenmeyen ve görevini layıkıyla yerine getirmeye çalışan bir devlet adamı, aynı zamanda ülkenin kurucusuna büyük saygı gösteren bir karakter mi?
Muhaliflerin kendisini övdüğü kadar var mı yani?
Bana göre hayır…
Nedenini de anlatayım.
31 Mart 2019 tarihli yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu seçilmiş ancak sonrasında YSK İstanbul seçimini iptal etmişti.
İçişleri Bakanlığı’nın İBB Başkanvekili olarak görevlendirdiği kişi ise o dönem İstanbul Valisi olan Ali Yerlikaya idi. Yerlikaya, aynı anda hem belediye başkanı hem de Vali olmuştu.
İmamoğlu seçildikten sonra sadece ceketini ve bir Atatürk tablosunu alarak İBB binasına gelmişti.
Bugünkü İBB Başkanı, kayyum atandığında da, “Tablo kalsın. Ben oraya tekrar geri döneceğimi biliyorum. İkincisi ben onu hediye etmekten onur duyarım da dedim. Ama ısrarla bizim arkadaşlarımıza geri verdiler.” demişti.
Tablo, İmamoğlu'nun ısrarlarına rağmen kaldırılmıştı…
Demek istediğim; bugün mevcut yönetimde Atatürk’e saygı gösterilen kişi olarak tasvir edilen Yerlikaya’nın bir Atatürk fotoğrafına dahi tahammül edemediğidir.
Düşünceme göre; şu anda takındığı tavır da yerel seçimlerde önemli bir yerden aday gösterilecek olması ve bu yüzden muhalif kesimin sempatisini kazanma çabasıdır.
En önemli yer İstanbul olduğu için de orası için düşünülmesi işten bile değil.
Dipnot: Bugün övgüler dizilen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 2016 yılında Gaziantep Valisi iken IŞİD’li bir teröristle ilgili olarak, “Kimseye zarar vermemek için kendisini inşaatta patlatmıştır” demişti.
Yorum Yazın