Bir ayrıntıyı görmek.
Bir koku almak.
Bir şeye veya birine dokunmak.
Bir ses işitmek.
Bir yiyecek tatmak.
Kendi deneyimlerimize göre bir gerçekliğin belirlenmesi..
Karşımızdakinden işittiğimizi kendi yorumumuzu katarak duymak.. Söylediğimizin ise yorumlanarak duyulması. Ya da sadece söylenen kadarın algılanması, tam olduğu gibi.
Aydınlık bir yerde bir olgunun gözümüze canlı, detaylı, karanlıkta ise sadece gölgelerinin görünmesi..
Bazen daha az gördüğümüzü çok beğenmek, bazen ise daha çok gördüğümüzü, detaylarına kadar inceleyebildiğimizin bizim için en güzelinin olması.
Algılarımıza güvendiğimizde algılarımızın çoğunlukla isabetli olduğunu düşünürüz. Oldukça gerçek gibi görünseler de, kesin olmadıkları da ihtimaller dahilindedir..
Karşımızdakine bakmak için seçtiğimiz tek bir penceremizin olması..
Bazen kendimizi, bazen tüm algıladıklarımızı ezberlediğimiz yerden duymak, tatmak, görmek, hissetmek, koklamak.
Bugün bakmayı seçtiğimiz yönü değiştirdiğimizde kendimizle ve karşımızdaki ile ilişkili başka bir gerçeklik görebileceğimizin de bir seçenek olduğunu hatırlayalım:
Algılarımıza ve deneyimlerimize güvenmenin yanında, değişimin de hayatımızın bir parçası olduğunu bilerek.
Daha önce sevmediğimiz bir tat, bu sefer çok lezzetli olabilir.
Daha önce hiç dikkat etmediğimiz bir ayrıntı, bakış açımızı değiştirebilir.
İşittiğimiz ses, başka bir şey duyurmaya çalışıyor olabilir…
Başka bir penceden de bakabildiğimiz,
Baktığımızda gördüklerimizin hayatımıza yeni renkler kattığı rengarenk günlere,
Sevgim ile,
Yael
…relkirbet