İstanbul
Parçalı az bulutlu
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
35,5594 %0.16
36,5618 %-0.36
3.694.927 %1.864
3.081,85 -0,38
Ara
Muhalif. GÜNDEM Ben bu filmi çok gördüm!

Ben bu filmi çok gördüm!

Emekli Büyükelçi Ahmet Süha Umar yazdı: Ben bu filmi çok gördüm!

Almanya kaynaklı haberin, “Türkiye ile Yunanistan Adalet Divanı’na mı gidecek?” başlığını görünce, “yine mi aynı film?” diye mırıldanmışım.

Türkiye ile Yunanistan, 1974-76 yıllarında, Ege kıta sahanlığı anlaşmazlığı nedeniyle karşı karşıya gelmişlerdi. Ege adalarının askersizleştirilmesi, karasuları, ekonomik bölge ve hava sahası gibi yönleri de olan bu görüşmelerde Türkiye’yi, Mülkiye’den hocam, Prof. Dr. Suat Bilge başkanlığında bir heyet temsil ediyordu. Bendeniz de Dışişlerinde, Deniz Hukuku Konferansı, kıta sahanlığı konularına bakan şube müdürü idim.

Yunanistan ciddi müzakereye yanaşmıyor, anlaşmazlığın doğrudan Uluslararası Adalet Divanı’na götürülmesini istiyordu. Amacı açıktı. Kıbrıs’ta sıkı bir tokat yemiş, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesine engel olmadığı savıyla NATO’nun askeri kanadından çıkmış -12 Eylül 1980 darbesinden sonra, Evren’in Türkiye’nin vetosunu kaldırmasıyla ünlü Rogers Planı çerçevesinde geri dönecektir- henüz AB üyesi olmayan Yunanistan’ın, Türkiye’ye isteklerini kabul ettirecek gücü yoktu. O nedenle müzakereden kaçıyor ve Adalet Divanı’na sığınıyordu. Divan’dan istediği gibi bir karar çıkartabileceğini düşünüyordu. Çok da haksız sayılmazdı. O yıllarda Adalet Divanı konusunda bir araştırma yapmış ve Divan yargıçlarının, özellikle büyük devletlerin isteği ve yönlendirmesi doğrultusunda kararlar verbildiklerini öğrenmiştik. Kaldı ki Adalet Divanı’na da, “bütün düşmanlarımı cezalandırın. Bütün alacaklarımı tahsil edin.” diye gidilemiyordu. İlgili ülkelerin önce aralarında görüşüp, bir “tahkimname” hazırlamaları, anlaşmazlığın ne ölçüde ve hangi yönlerinin Divan’a götürüleceği üzerinde anlaşmaya varmaları gerekiyordu. Yunanistan buna bile yanaşmıyordu.

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *