Emel Seçen yazdı:

Blue Beetle

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Blue Beetle
Abone ol

Tesadüflere fırsat vermeden olduğu gibi bilinç ve çalışarak yapılmış bir film, Blue Beetle, bu hafta izleyici ile buluşmaya hazırlanıyor.

Hemen bu nasıl oluyor, dediğinizi duyar gibiyim. Peki, sırası ile gidelim. Şunu hemen belirtelim, teknolojik bir film ile karşılaşacağınızı ümit edip, tipik ve sıcacık, bolca Akdeniz rüzgârı esintili, “ailenin önemi kavramı” ile karşılaştığınızda, hemen şaşırmayın. Niye şaşıracaksınız ki aile toplumun en küçük birimi, ülkeler de dünyanın, galaksinin bir ailesi ise bütünü kapsayan her olgu, bu filmin içinde gözüne gözüne teknoloji olarak değil gizlice serpiştirilmiştir. Güzellik ayrıntılarda gizlidir, bakmasını ve almasını bilebilirsek eğer.

Evet, film dünyaca ünlü Kord firmasının Kadın Ceo’su Victoria Kord (Susan Sarandon) ile açılıyor. Bu şirketin hedefi,  günümüzde Kord bezinin uçaklarda kullanımında evrim değiştirerek son teknoloji olarak savaş aletlerine uzanan yolunun açılışı ve bu yolun başlangıç ve açılış sahnesi, uçakların yuvası havalimanı. Hukuk eğitimi alıp, ailesini kurtarmaya aday olan Blue Beetle(Xolo Mariduena)’ in havalimanına inişi ile başlayan macera, ilk giriş bölümü. Giriş bölümünde ise aile kavramı içinde; yeter ki evladımız okusun ama hangi sıkıntı olursa olsun, sağlık da olsa hissettirmeyelim, düşüncesi ile yurt dışında okutulan evlat, aile yemeği için ne kadar borçları olduğundan, babasının kalp krizi geçirdiğine ve hatta evlerini, işlerini kaybettiklerine dair bigilere, bir anda kavuşur. Biriken her şey istemeden, o sofrada kusulur ve macera başlar. Ve belki de birçoğumuzun içinde hayali olan ve hatta birkaçımızın, aile içinde bir kurtarıcı olmanın o dayanılmaz hafifliğinde, kendi hayallerinden vazgeçmeyi göz alıp, sadece ailesini kurtarmaya odaklanır. Netice de koskoca diploması vardır. Filmin ortalarına doğru Meksika halkının, baş emparyalistler tarafından ne şekilde şekillendirildiğini, sessiz sakin Latin danslarını dinleyen Büyükanne üzerinden biçimlerken, finalde Meksika kadınının savaşçı ve direngen halini, fütursuz ortaya koyacak ve son tahlilde de Guetemala’da yaşatılan drama da değinecektir. Ne demiştik başta; film, bilinçli film, iyi okumak lazım.

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.


Yorum Yazın