Bir Belediye Başkanı’nın Akıl Almaz Başarısı!
Kardeşim kadar yakın, rahmetli Bekir Coşkun, “Ce.Ha. PES” derdi. Ben ona kızardım. Her defasında tam da, ülkenin tüm hukuksuzluklardan, olumsuzluklardan kurtulması umuduyla yine CHP’ye oy vereceğim, herkesin de vermesini istediğim, bunun için çabaladığım, seçim dönemlerinde yapardı bunu. Daha da kızardım.
Bekir haklıymış.
Sahi biz CHP’ye neden oy vereceğiz? Neden dostum Emre Kongar, “aman oyunuzu CHP’ye verin. Önemli olan aday değil, bu iktidarın gitmesi.” diye her akşam Tele 1, “18 Dakika” programında çırpınıyor?
Ülkenin, AKP’nin hukuk, kanun, kural tanımaz; çevre düşmanı, yandaş taraftarı politikalarından kurtulması için değil mi?
İyi de CHP ne yapıyor?
Son beş yıldır Bodrum gibi bir dünya markasını betona boğan; “anasının ak sütü gibi helal! Basmış parayı, almış. En kısa zamanda ruhsatını da vereceğiz.” diyerek Cengiz İnşaat’a, Cennet Koyu cehenneme çeviren ruhsatı veren Ahmet Aras, CHP‘li değil mi?
Siz bakkaldan ehliyet alsanız, bu ehliyet geçerli olur mu? “Olmaz.” değil mi? Peki, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan alınması gereken ruhsatı Belediye’den alan “Yunus Parkı”nın ruhsatını, seçildiğinde büyük bir gösteriyle iptal eden ama İdare Mahkemesi’nin bozma kararı aleyhine istinafa, Danıştay’a gitmeyip, Park’a göz yuman da Ahmet Aras değil mi?
Bodrum’un her tarafı kaçak inşaattan geçilmezken; herkesin gözünün önünde her inşaatın altına ek bir kat, her kata, ilave çıkıntı ile alan kazanan inşaatlara ruhsatları Ahmet Aras vermedi mi?
Sitelerde birden çok kez mühürlenen kaçak tadilatlar, mühür sökülüp tamamlanırken sessiz kalan; bunlara kesilen para cezaları ödendiği takdirde, kanunun açık hükmüne rağmen hiçbirini yıkmayan Bodrum Belediyesi’nin, iktidara geldiğinden beri kaçak yapılara imar affı üstüne imar affı getiren, bu yüzden son depremde 53 bin vatandaşımızın ölümüne neden olan AKP’den ne farkı var?
İnşaat şirketlerinin adamlarıyla birlikte gelip, o şirketlerin göz koyduğu Site’deki evleri işaretleyen, mühürleyen, yıkım tebligatı yapan Bodrum, Yapı Kontrol görevlileri Ahmet Aras’a bağlı değil mi? Aras’ın haberi olmadan yapıyorlarsa, kendi elemanlarının ne yaptığından haberi olmayan bir kişinin, Bodrum gibi bir kasabayı yönetmeye ehil olmadığına başka kanıt gerekir mi?
Yargıtay’ın, “Yapı Kayıt Belgesi kaçak yapıları yasal hale getirmez. Eski haline getirilinceye kadar kullanma izni verir.” kesin içtihat kararına karşın, kaçak inşaat ve tadilatlar, “Yapı Kayıt Belgesi almış, para cezasını ödemiş.” gerekçesiyle neden eski haline getirilmez? Yoksa Aras’ın tek amacı, para toplamak mı? Öyle gibi görünüyor çünkü;
Ruhsat bile gerektirmediğine dair onlarca Danıştay içtihadı; Çevre Bakanlığı’nın, belediyelere resmi yazıları göz ardı edilip, konutların üstelik onaylı imar projelerinde mevcut pergolaları-sundurmaları bile neden -ve yine bazı inşaat şirketlerinin teşviki ve yol göstermesiyle- mühürlenir?
Gerçek imar usulsüzlüklerinde açılmış davaların sonuçları beklenir, verilmiş yıkım kararları, kaçak tadilat ve inşaat yapanların dava açtıkları gerekçesiyle uygulanmazken,üstelik pergola davalarından bazılarında, mühürleme ve idari para cezası işlemleri, daha baştan Belediye’nin aleyhine sonuçlanmışken ve Belediye Hukuk Danışmanları, Belediye’nin işlemlerinin hukuksuz olduğu yönünde görüş bildirmişken, neden idari para cezaları kesilmeye devam edilir? Belediye Encümeni de mi Aras’a bağlı değildir?
Neden kişilerin Anayasal hakları ihlal edilerek, yeri yurdu belli, toplumda itibarlı kişileri kaçak inşaat yapmış durumuna düşürüp, bu hukuksuz ve haksız cezaları ödemeye zorlamak için çek-senet tahsilâtı yöntemlerine benzer biçimde, bütün hesaplarına e-haciz, tedbir-bloke konur?* Mali Hizmetler Müdürü’nün ne yaptığından bile haberdar olmayan bir kişinin, belediye yönetebileceğine kim inanır?
Neden bu konu sorgulandığında, “haklısınız ama Muhasebe Müdürü gemisini kurtarmak için böyle yapmış. Ödeyip, blokeyi kaldırın, davayı kazanınca nasıl olsa faizi ile geri alacaksınız.” yanıtı verilir? Belediye’de herkes kendi gemisini mi kurtarmaya çalışıyor? Denizciliğin temeli, “geminin tek kaptanı olur.” kuralı Bodrum’da işlemiyor mu? Bodrum Belediye’sinin kaptanı Ahmet Aras değil mi? Bu nasıl bir yönetim anlayışı, nasıl bir yöneticidir? Yoksa bu, “bugünlerde biraz paraya sıkıştık. Önümüzde seçimler de var. Beş yıldır dokunmadığımız yolları, oy toplamak için asfaltlıyoruz. O nedenle para toplamaya çalışıyoruz.” demek mi? Ben ne bileyim? Aras bunu bana söylemiyor!
Ama daha birkaç gün öncesine kadar bana başka şeyler söylüyordu. “Sizi gereksiz yere üzdük.”diyordu. Ankara’da son CHP Kurultay’ında karşılaştığı yakınlarıma, “Büyükelçimizi üzdük.” diyor hatta hukuk danışmanımı makamına çağırıp, “Yaptığımız işlemlerin yanlış olduğunu anladık. Kıdemli Hukuk Danışmanımız da bizi, yanlış yaptığımız konusunda uyardı. Şimdi bu işlemleri geri almak için gereken çalışmaları yapıyoruz. “diyordu. Ben de yanlıştan dönüldüğü takdirde davaları geri almaya hatta dava giderlerini bile sineye çekmeye hazırız.” yanıtını veriyordum.
Şimdi artık Ahmet Aras’ın doğru söylemediğini, yapılan hukuksuzlukların, usulsüzlüklerin, zorbalığın seçimlere kadar kamuoyuna yansımaması için utanç verici bir oyalama taktiği uyguladığını görüyorum. CHP’li Aras bunun yapıyorsa, AKP’nin vatandaşa doğru söylemediğinden, vatandaşı oyaladığından neden şikâyetçiyiz o zaman?
CHP’li Ahmet Aras başkanlığındaki Bodrum Belediye’sinin bu eylemleri ve işlemleri yasa, kural, hukuk tanımazlık değil midir? AKP yapınca kötü de CHP yapınca değil mi?
Peki tam da bunları yaptığı için “Memnuniyet Anketi”nde, CHP adaylarının en sonunda yer alan Başkanı Ahmet Aras, şimdi nasıl olur da Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilir?
O Muğla ki beş dönemdir, en yakın akrabasının, on santim büyüttüğü penceresini eski hale getirten; dürüstlüğü, kanun, hukuk içinde çalıştığı herkes tarafından teslim edilen; Cennet Koy’lara, koşa koşa yapı ruhsatı vermek şöyle dursun, Ankara’da alınan çevre katili imar izinlerine ve ruhsatlara, kararlara karşı her defasında Danıştay’da davalar açan dostum Dr. Osman Gürün tarafından örnek bir belediye olarak yönetildi. Ahmet Aras’ın, üstelik Bodrum siciline karşın, Muğla’ya aday gösterilmesi, önce Dr. Osman Gürün’e büyük haksızlık, hatta hakarettir. CHP’nin buna hakkı yoktur.
Acaba CHP Yönetimi, CHP, bizim aklımızla alay mı ediyor?
Yoksa, “Bizim AKP’den farkımız yoktur.” mesajı mı vermeye çalışıyor?
Hiç zahmet etmeyin! Son yerel seçimde de, İmamoğlu’na sığınıp, her gittiği yerde ceketini çıkarıp, kollarını sıvayan Ahmet Aras, o mesajı beş yıldır en iyi biçimde verdi. Biz yanlış anlamışız! Kollarını Bodrum’u bitirmek için sıvadığı anlaşılıyor. Bodrum’da “Memnuniyet Anketi”nde en az oyu alması size hiç mi bir şey anlatmıyor, Sayın Özel, Sayın İmamoğlu? Yoksa önemli olan Türkiye, Muğla, Bodrum değil de önümüzdeki yerel seçimlerden sonra yapılması planlanan, Olağanüstü Kurultay hesabı mı?
Bodrum tamam, şimdi sıra Muğla’da!
Yoktur AKP’den farkımız!
Yoksa biz, CHP’li belediye başkanı seçiyoruz diye AKP’li mi seçiyoruz?
Huzur içinde uyu Sevgili Bekir.
Ce. Ha. PES.
- Bu satırların yazarı, aynı sitede bulunan yüzden fazla konut sahibi gibi, konutunun Bodrum Belediyesi’nden onaylı, orijinal imar projesinde mevcut, 30 yıllık pergolası mühürlenen, idari para cezası kesilen ve Belediye’nin usulsüz işlemlerine karşı açtığı dava henüz sonuçlanmamış olmasına karşın emekli maaşına bloke konan kişilerden birisidir.
Yorum Yazın