Can Atalay’dan yargı krizine, Hrant Dink’ten, Filistin ve Uygur Türklerine kadar uzanan yelpazede ‘Saadet- Gelecek Partisi’ Meclis Grubu

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Can Atalay’dan yargı krizine, Hrant Dink’ten, Filistin ve Uygur Türklerine kadar uzanan yelpazede ‘Saadet- Gelecek Partisi’ Meclis Grubu
Abone ol
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ilkeler üzerinde sağladıkları ortak mutabakatın ardından TBMM’de 6 Temmuz 2023 tarihinde 20 milletvekili ile kurulan ‘Saadet – Gelecek’ Meclis Grubu, güncel siyasetten, iktidar politikalarını mercek altına aldığı genel görüşme, araştırma, kanun teklifi, soru önergeleri olmak üzere toplam 71 dosya ile milletin karşısına çıktı.

Hülya Özmen – Muhalif

Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan üyesi olduğu Dijital Mecralar Komisyonu toplantısında, “Bir espriyle başlayayım: Saadet Partisi olarak Genel Kurul Salonu'nda yer bulabilmek için dört aylık bir zaman geçti, burada ilk toplantıda yer bulduk” dediği sorunun çözümü Cumhur ittifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’den geldi.  MHP, Genel Kurul’da patilerine düşen sıraların bir kısmından feragat etti.

Can Atalay’dan yargı krizine, Hrant Dink ve..

Saadet- Gelecek Meclis Grubu, yasama çalışmalarında Can Atalay’dan yargı krizine, Hrant Dink’ten, Filistin ve Uygur Türklerine kadar her konuyu gündeme taşıdı. Grup Başkanı, Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, insan haklarını yerinde incelemek üzere Çin davetinde bulunduğu iktidar kanadına, “Buradaki insanları inceleyelim, buradaki olup bitenleri... Camiler kapatılmış mı? İnsan hakları ihlalleri var mı?" dedik ama maalesef şu ana kadar hem grup önerimizi reddettiniz hem de hiçbir hamle yapmadınız” sözleriyle yüklendi.

Hrant Dink davası geçmişte olduğu gibi maalesef Ankara'nın dehlizlerinde kayboldu

Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Genel Kurul’un 16 Kasım 2023 oturumunda Ogün Samast’ın tahliye edilmesiyle başlayan tartışmalara dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın o günkü sözlerini hatırlatarak şöyle konuştu: Takvimler 20 Ocak 2012, Sayın Cumhurbaşkanımız -o dönem Sayın Başbakan- "Hrant Dink davası geçmişte olduğu gibi Ankara'nın dehlizlerinde kaybolmaz, kaybolamaz." demişti; bilmem hatırladınız mı. Hrant Dink davası geçmişte olduğu gibi maalesef Ankara'nın dehlizlerinde kayboldu. Şimdi hepinize samimiyetle sormak istiyorum: Bu duruma gerçekten üzülmüyor musunuz?”.

Saadet- Gelecek Meclis Grubu, kurulduktan bugüne kadar Meclis’e, 50 soru önergesi, 17 Meclis Araştırma önergesi, 4 Kanun Teklifi ve 1 adet Genel Görüşme Önergesi olmak üzere toplam 71 adet yasama çalışmasıyla millete seslendi. Meclis çoğunluğuna dayalı Meclis sistemi nedeniyle önergelerin tümü reddedildi. Saadet- Gelecek Meclis Grubu, yasama çalışmalarında Can Atalay’dan yargı krizine, Hrant Dink’ten, Filistin ve Uygur Türklerine kadar her konuyu gündeme taşıdı. Yasama çalışmalarında Saadet- Gelecek Meclis Grubu:

15.11.2023 (SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - "Çin'e gidelim, buradaki insanları inceleyelim, buradaki olup bitenleri... Camiler kapatılmış mı? İnsan hakları ihlalleri var mı?" dedik ama maalesef şu ana kadar hem grup önerimizi reddettiniz hem de hiçbir hamle yapmadınız.

--

09.11.2023: SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla): Türkiye'de yargı bağımsız değildir, Türkiye'de yargı objektif değildir, Türkiye'de yargı tarafsız değildir ve yargı perisinin gözleri kapalı değildir, elindeki terazi de zaman zaman doğruyu tartmamaktadır. O nedenle ben Adalet ve Kalkınma Partisinin yetkililerine, Hükûmete sesleniyorum: Ne olur, bu krizi aşın. Bu bir devlet krizidir, bu bir sistem krizidir, bu bir rejim krizidir.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Artık Türkiye Büyük Millet Meclisine 1'in solundaki sıfır muamelesi yapmaktan vazgeçin, yargıya müdahale etmeyin ve Türkiye'yi hakikaten istediğimiz, özlediğimiz bir noktaya getirin; zengin yapın, özgür yapın ve mutlu yapın. Öneriyi destekliyoruz

---

14.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararı üzerine yürütülen tartışma iki mahkeme arasındaki bir çatışma değil, iki bakış açısı, iki zihniyet arasındaki bir farklılaşmadır; zihniyetlerden bir tanesi, çoğulcu demokrasi anlayışı yani salt çoğunlukla ülkenin yönetilemeyeceğini, salt çoğunluk dışında da toplumsal barış olan anayasaların nitelikli çoğunlukla değiştirileceğini, dolayısıyla salt çoğunlukla ülkeyi yönetmek isteyen insanların nitelikli çoğunlukla değiştirilmesi gereken Anayasa'ya uygun davranma mecburiyetini şart koşanlar ile "Ben 50+1'i aldım, ülkeyi istediğim gibi yönetirim." diyen zihniyet arasındaki bir farklılaşmadır. Dolayısıyla, konuyu 2 mahkeme arasındaki farklılaşma olarak görmemek lazım çünkü anayasalar toplumsal barışın bir teminatıdır. Anayasa'nın nitelikli çoğunlukla değiştirilebilmesinin sebebi de herkesin iktidar, mutlak iktidar gücüne karşı kendisini güvence altında hissedebilmesidir.

---

15.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul): İstanbul'u depreme hazır hâle getireceksek İstanbul'a daha bütüncül bir şekilde bakmak zorundayız, daha bütüncül bir planlama yapmak zorundayız. Onun için de merkezî yönetim, yerel yönetim, üniversiteler, odalar dâhil olmak üzere herkesin içinde olacağı bir İstanbul masasını, ortaya ortak bir iradeyi koymak zorundayız, İstanbul'a özel bir yasa çıkarmak zorundayız. Bu anlamda, afet mahkemeleri önerimizi tekrarlıyoruz. İstanbul'un küçülmesini de teşvik edici hamleleri ortaya koymak durumundayız.

16.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay): Ben buradan çok değil, 20 vicdanlı milletvekili çıkıp "Sayın Cumhurbaşkanım İsrail'le ilişkileri askıya almazsak, eğer üsleri kapatmazsak, mazot sevkiyatını durdurmazsak biz de AK PARTİ'yle ilişkilerimizi askıya alacağız." dediği an inanıyorum ki bir çözüm bulunacak ama maalesef... Evet, diplomatik girişimleriniz olabilir, telefonla görüşmeleriniz olabilir ama şu andaki yapılacak şey, telefon görüşmesi değil, aktif olarak destek. El başka iş yapıyor, söz başka şeyler söylüyor. Belki diplomatik girişimleriniz olabilir, olması da gerekir. Ben, arz ettiğim gibi, sizlerin de vicdanın çok iyi sızladığını biliyorum ama nargile kafeden gelip boyna Filistin atkısı atarak Filistin nasıl savunuluyorsa işte sizin diplomatik girişimleriniz de ancak bu kadar, çok üzülüyorum.

--

15.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa): Ayrıca, Hamas'ın Filistin toprakları dışında bir eylemi yok hatta Filistin dışındaki İsrail ve Yahudi hedeflerine herhangi bir saldırısı yoktur. Eylemler sırasında meydana gelen sivil ölümleri ise uluslararası hukuka göre arkadaşlar, terör değil, savaş suçu olarak değerlendirilir. Hamas, Filistin halkının değerli arkadaşlar, Kuvayı Milliyesi’dir.

--

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA DOĞAN DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçilmiş belediye başkanlarının mahkeme kararı olmaksızın kamu düzeninden sorumlu olan İçişleri Bakanı tarafından görevden el çektirilmesi, millet iradesi ve çağdaş hukuk devleti uygulamalarıyla taban tabana zıttır. Soruşturma veya somut delillerle temellendirilmeden, seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması uygulamasına son verilmesidir. Seçilmiş belediye başkanı ancak ve ancak mahkeme kararıyla görevden alınabilir. Bakınız, Sayıştayın 2019 yılı Kamu İdareleri Denetim Raporu'nda kayyumla yönetilen belediyelerde ciddi usulsüzlükler tespit edilirken âdeta tuzun koktuğu belgelenmiştir. Diyarbakır Belediye Başkanı Sayın Selçuk Mızraklı seçildiğinde ben Diyarbakır Belediyesini ziyaret etmiştim, orada varaklı odaları, varaklı banyoları bizzat kendim görmüştüm. Kayyum atamalarının tam bir hukuk garabeti olduğu ortadadır. Ortaya çıkan bunca hukuksuzluktan sonra kimse çıkıp millete bir açıklama bile yapmadı. Mesela Melih Gökçek'i görevden aldınız; niye aldınız, yargılandı mı, suçu neydi? Hiç anlattınız mı bize? Anlatmadınız. Mesela, akşam HDP'li olduğu için terörist olup da sabah AK PARTİ'ye geçince vatansever olanları anlayamadık bir türlü.

---

15.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA HASAN BİTMEZ (Kocaeli) Bugün Türkiye'den İsrail'e petrol, demir çelik, meyve sebze, su gemilerle gitmeye devam ediyor. İskenderun'dan, Mersin'den, İzmir'den, Ambarlı'dan, Antalya'dan, Kaş'tan, Yalova'dan yüzlerce gemi, her gün 8-10 tane gemi İsrail'e maalesef mühimmat taşıyor. Velhasıl, sizin iktidarınızda, sizin sayenizde Türkiye'nin bütün limanlarından İsrail'e her türlü sevkiyat tüm hızıyla devam ediyor. "Yaparsa AK PARTİ yapar: Siyonist İsrail Müslümanları katlederken ihtiyaç duyduğu malzemesini Türkiye'den temin eder." Başka ne yapıyorsunuz? "Tel Aviv Büyükelçisini istişarelerde bulunmak üzere Ankara'ya çağırdık." diyorsunuz. "Ankara'ya çağırmak" ifadesi hiçbir adım atmayan iktidara kızgın seçmeni memnun etmek için, "İstişarelerde bulunmak" ifadesi ise İsrail'i kızdırmamak için kullanılan ifadelerdir.

--

24.10.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA HASAN EKİCİ (Konya) Buradan iktidara ve Konya'yı yönetenlere sesleniyorum: Konya turizmi denilince yılda bir kez sadece Şebiarus için planlama ve çalışma yapılıyor, bir tek Şebiarus'la Konya turizmi olur mu? Bu şehrin inanç, kültürel, tarihsel ve gastronomisine kadar zenginlikleri nerede? Madem bu şehrin bu kadar tarihî, kültürü, manevi değerleri ve yer altı, yer üstü zenginlikleri var; peki, niye Konya'nın ilçeleri kadar nüfusları olan şehirler Konya'dan daha çok turist ağırlıyorlar? Konya gibi bir kültür şehrinin, bir tarih şehrinin turizm planlamasının daha geniş bir bakış açısıyla ve ortak akılla yapılması gerekir. Sosyal medya algılarıyla, sosyal medya kurgularıyla Konya turizmi bir yere giremez. İş dünyasının artık güçlü bir yurt dışı portföyü var, üniversiteler var, sanayi var, sektör temsilcileri var, turizm acenteleri var; turizmde ortak akla bu kesimler de dâhil olmalı, şehrin turizminin planlanmasında ve pazarlanmasında tüm aktörlere yer verilmelidir.

--

12 .10.2023 (MAHMUT ARIKAN (Kayseri) - Bir espriyle başlayayım: Saadet Partisi olarak Genel Kurul Salonu'nda yer bulabilmek için dört aylık bir zaman geçti, burada ilk toplantıda yer bulduk. Başta şahsınız olmak üzere buradaki hazıruna teşekkür etmek istiyorum.

--

25.10.2023 (MEHMET ATMACA (Bursa): Yine, turizm beldelerimizden biri olan Trabzon'un Çaykara ilçesinin Uzungöl beldesiyle ilgili bir iki problemi dile getirmek istiyorum. Uzungöl beldesi Türkiye'nin en önemli turizm merkezlerinden biri hâline geldi ve bu duruma gelişi oradaki yerel halkın özel çabaları ve gayretleriyle olmuştur, maalesef hiçbir kamusal desteği bugüne kadar alamamıştır. Belde, yapılan çalışmalarla, hayatı boyunca hiç turist olmamış insanların turizmci olmaları sonunda Arap ülkeleri için resmen bir cazibe merkezi hâline gelmiş, sezonunda gecelik yatak ücretleri 10 bin-15 bin liraya kadar çıkmıştır. Ama işte, maalesef bu duruma gelmesine rağmen hâlâ Uzungöl'ümüzün bir imar planı yok; ciddi bir çarpık yapılaşma var, gelen turistlere ülkemize yaraşır bir hizmet vermekten uzak bir altyapı var.

---

26.10.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MEHMET KARAMAN (Samsun) - Kıymetli arkadaşlarım, eğitim bir devlet politikası olmalıdır, bir hükûmet politikası değil. Ancak bırakın hükûmeti ne yazık ki ülkemizde bakan politikasına kadar gelmiş durumda. Millî Eğitim Bakanları voleybol takımı oyuncuları değildir; 2002'den beri 8 Millî Eğitim Bakanı değişmiş, şimdi Sayın Yusuf Tekin Bey 9'uncu Millî Eğitim Bakanımız. Bu değişen bakanlarımızdan hemen hepsi lise 1'inci sınıftaki bir öğrencinin mezuniyetini dahi görememiştir. Öyle acayip bir durum var ki bu bakanlarımız farklı bir partinin bakanı değil, aynı partinin bakanları. "Haydi bakanlar değişiyor." desek sadece onlar değişmiyor ki tüm ekip ve bürokratlar değişiyor ve Bakanlık, odası olmayan bürokratlarla doluyor. Bakınız, eğitimde en önemli olan şey, sebat etmektir. Bir veriyi hatırlatayım, 1996'dan beri 15 kez sınav formatı ve katsayı değişikliği gerçekleşmiş. Bu kadar yapboz tahtasına dönmüş bir sistemden ne gibi bir başarı bekleyeceğiz? Herhangi bir krizde ilk taviz verdiğimiz şey, maalesef, eğitim oluyor.

--

08.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MESUT DOĞAN (Ankara): Ancak ortada bir gerçek var ve bu gerçek hem İsrail'e olan destek olma boyutuyla hem de dijital güvenliğimiz ve teknolojideki dışa bağımlılığımız boyutuyla endişe vericidir. Bu mesele, yalnızca Filistin meselesi özelinde bir hassasiyetle ilgili değil, aynı zamanda ülkemizin dijital güvenliğiyle ilgilidir. Bir taraftan "Savunma sanayisinde dışa bağımlılıktan kurtulduk." derken bir yandan en mahrem kurumlarımızın veri tabanlarını bu şirketlere teslim etmek hem tutarsızlık hem dikkatsizlik hem de umursamazlıktır.

---

09.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA BİLİCİ (İzmir) - Yargıtay 3. Ceza Dairesi, almış olduğu kararda Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkında vermiş olduğu hükmü uygulamayacağını belirtti. Üstelik, ilgili daire bununla da yetinmedi, Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmak gibi bir skandala imza attı. Suç duyurusunda Anayasa Mahkemesi üyelerini âdeta terör örgütleriyle birlikte hareket etmekle suçladı. Yargıtayın bu kararı Anayasa'mızda açıkça tanımlanan "hukuk devleti" ilkesine tamamen aykırıdır. Anayasa'mızın 153'üncü maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları devletin tüm organlarını bağlar niteliktedir. Bunu en iyi bilen ise Yargıtaydaki bu skandala imza atan yargıçlardır.

--

26.10.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA KAYA (İstanbul):  Türkiye Gençlik Araştırması 2023 verilerine göre her 2 gençten 1'inin yani gençlerin yüzde 55,4'ünün yaşadığı en büyük zorluk beslenme. "Türkiye Yüzyılı" diyerek millete kendi ütopyalarını anlatanların bizleri getirip bıraktığı yer fırsat bulanın kaçtığı, kimsenin geleceğinden emin olamadığı bir ülkeye dönüşmüş durumda. Türkiye'de fikir suç, beyin ise göç tehdidi altındadır.

--

5.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MUSTAFA NEDİM YAMALI (Ankara) - Değerli milletvekilleri, ben, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunu, eşi ve yakın çevresinde çok sayıda diş hekimi olan bir arkadaşınızım. Her mesleğin birçok sorunu var, diş hekimliğinin de güncel veya kronik birçok problemleri var. Güncel problemleri meslekle alakası olmayan ve hekimlik ruhunu, karakterini almamış insanların çok rahatlıkla poliklinik açması ve bunlara ortaklık yapması gibi sorunlar fakat en önemlisi, özellikle son beş altı yılda artan, aşırı bir şekilde çoğalan diş hekimliği fakülteleri sorunu.

--

16.11.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SEMA SİLKİN ÜN (Denizli): Değerli milletvekilleri, Hrant Dink'in sokak ortasında sırtından vurularak katledilmesinin üzerinden on altı yıl geçti. Dün ise, bir gün önce ise eli kanlı bir tetikçi olan Ogün Samast şartlı tahliye koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle iyi hâlden serbest bırakıldı. Katil, 18 yaşın altında olduğu için "Suça sürüklenen bir çocuk." olarak ifade edildi. Peki, suça sürüklenenin olduğu bir yerde, suça sürükleyen de yok muydu? Büyük katiller, büyük failler yargı önüne çıkarılamadı. Siyasi cinayetlere ve saldırılara sebebiyet verenlerin, onları kollayanların üzerine gitmeyen bir yargı sistemi varken bunun mümkün olmayacağını biliyorduk. "Millî yargı" denilerek adaleti yaralayan kavramların peşine takılanların olduğu bir dönemde elbette bu adaleti beklemiyorduk. Oysa, işkenceyi bitiren, karakolları şeffaf kılan, bireysel başvuruyu getiren, vesayetlerle mücadele eden bir iktidar partisi vardı; o AK PARTİ'den bugünlere geldik maalesef ve aslında Dink cinayeti de AK PARTİ iktidarını devirmenin yollarını açmak amacıyla işlenmişti. Bilmem hatırlayanınız var mıydı? Takvimler 20 Ocak 2012, Sayın Cumhurbaşkanımız -o dönem Sayın Başbakan- "Hrant Dink davası geçmişte olduğu gibi Ankara'nın dehlizlerinde kaybolmaz, kaybolamaz." demişti; bilmem hatırladınız mı.

SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Sizler tıpkı Sayın Cumhurbaşkanının o sözlerindeki mana gibi vesayetle mücadele için gelmiş bir iktidarın vekillerisiniz. Bugün ise her türlü vesayet altında, klikler savaşının yaşandığı bir iktidarın mensupları hâline geldiniz ve Hrant Dink davası geçmişte olduğu gibi maalesef Ankara'nın dehlizlerinde kayboldu. Şimdi hepinize samimiyetle sormak istiyorum: Bu duruma gerçekten üzülmüyor musunuz?

--

24.10.2023 (SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) Öte yandan demokratik bir anayasa düzeni halkın haber kaynaklarına serbestçe erişmesini gerektirmektedir. Oysa bu erişim yasakları, demokratik devlet ilkesini de ihlal etmektedir. Ayrıca, bu erişim yasakları, ifade hürriyetini, basın hürriyetini düzenleyen Anayasa hükümleri ile bütün anayasal hakların garantisi niteliğindeki 13'üncü maddeyi ihlal etmektedir. 13'üncü madde şunu söylüyor: "Temel hak ve hürriyetler, ancak ölçülülük ilkesine uygun olarak, hakkın özü yasağını ihlal etmeden demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir biçimde sınırlanabilir." Hâlbuki bu erişim yasakları bahsettiğimiz üç kavramı birden ihlal etmektedir.

Dolayısıyla ben buradan Parlamento çoğunluğuna seslenmek istiyorum: Parlamento çoğunluğunun sık sık referansta bulunduğu "beka sorunu" tam da bununla ilgilidir. Eğer bir ülkede yargı kendisinden beklenen fonksiyonu icra edemiyorsa işte o zaman ülkenin bekası çok ciddi bir tehlike altındadır.

6.11.2023 (ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) : Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün aile kurumunu yok etmeye yönelik organize çalışmalar yürütülüyor. Cinsiyetsiz, kimliksiz ve aile bütünlüğünden yoksun bir toplum oluşturulmak isteniyor. Üzülerek ifade ediyorum ki: Televizyon yayınları, eğitim müfredatları, seminer ve benzeri faaliyetler bu amaç doğrultusunda şekilleniyor. Aile kurumunun neredeyse ortadan kalktığı ve nüfusun yaşlandığı Avrupa'nın bizi kıskandığı tek husus olan aile yapımız ve genç nüfusumuz böylelikle sindirilmek ve ortadan kaldırılmak isteniyor. Bu çalışmalar yürütülürken buna karşı önlem almak yerine bu faaliyetlere alan açıldığını görüyoruz. İktidarınız aleyhine cümle kurulan yayınları cezalandırmak için fırsat kollayan RTÜK, konu aile yapımızı ve gençlerimizi hedef alan yayınlar olunca bunu "fikir özgürlüğü" olarak değerlendiriyor.


Yorum Yazın