Düzce'de radar uygulamasının yapıldığı bölgeyi selektör yaparak diğer sürücülere haber veren 66 sürücüye toplamda 45 bin 540 lira ceza kesildi. Bu durum sosyal medyada gündem olurken 'selektörle radar uyarısı yapmak suç mu' sorusunun cevabını uzman isimler açıkladı.
Düzce'de Ramazan Bayramı tatilinde birçok noktada gece ve gündüz 'radar' sistemleri kurularak trafik ekipleri tarafından hız tespit uygulamaları yapıldı. Ancak, radar noktalarının bazı sürücüler tarafından selektör yaparak karşı yönden gelen sürücülere bildirildiği tespit edildi. Bu durum sosyal medyada tartışma yarattı.
Teknoloji devlerinin avukatlığını yapan Gönenç Gürkaynak bu uygulamanın yasal olmadığına dikkat çekerken, Adli Bilirkişi Dr. İbrahim Can, konuyla ilgili “Sürücüler, birbirlerine burada radar uygulaması var diyerek, selektör yaparak haber veriyorlar. Bu bir tür yardımlaşma olarak algılanıyor toplumda ama bu selektörün, yani uzun farların yakılıp kapatılması şeklindeki eylem, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 127'nci maddesine aykırı. Bundan ötürü idari para cezası kesilebilir. Ama trafik polisinin ceza kestiği kanun maddesi 51'e 5 veya diğerleri ise bu usule aykırı olacaktır" dedi.
Uygulamanın hukuki olmadığını savunan avukat Gürkaynak ise konu hakkında farklı düşünüyor. "Sürücülerin hukuki durumunu ve hatta bunun sosyolojisini detaylıca değerlendirmeye karar verdim" diyen Gürkaynak konuyla ilgili şunları söyledi:
Çocukluğumda bol bol gittiğimiz Ankara-Biga-Ankara yolunda bazen babamın yaptığı bazen de bizim arabaya doğru yapılan "ileride radar ve hız kontrolü var, yavaş git dostum" anlamındaki selektör iletişimini hep çok sevmişimdir.
Hukuk hiçbir zaman vatandaşla vatandaşı birbirinden koparıp aralarına girebilecek kadar sevimli olamaz. O selektörün anlamı "sonra yine basarsın" değildir, "akıllı ol"dur.
Bir kardeşin diğerini anne veya baba azarından kollayacak tedbiri alması yahut aynı okulda öğrenci iki yakın arkadaştan birinin diğerini öğretmen gazabından koruması anındaki kucaklaşma neyse, selektör anındaki vatandaş kucaklaşması da odur.
Hatta selektör anındaki kucaklaşma daha kalitelidir. Zira birbirini bir daha asla görmeyecek ve birbirlerinin kim olduğunu bilmeyen iki yabancı, saf bir birbirine aidiyet duygusuyla anlık iletişim kurmaktadır.
Öğrendim ki, bu bayram bazı yollarda ve yerlerde polisimiz bu kucaklaşma anı ile mücadeleye girişmiş. O mücadele hem abestir hem de polisin yetki ve görevlerini aşmaktadır.
Vatandaşın vatandaşı hukuku ihlal etmekten alıkoyması, hız sınırlarını aşmak gerekçesiyle idari para cezasına çarpılmasını engellemek amacıyla koruması ve radar uygulamasından haber vermek üzere karşı yönden gelen araçlara selektörle durumu işaret ederek bildirmesi hukuka uygundur.
Polisin selektör yapan araç sahiplerine idari para cezası vermesi hukuka aykırıdır.
Konuya pozitif hukuk yönünden bakacak olursak, polisin ilgili para cezasını verirken dayandığı mevzuat, kişinin gözle gördüğünü bir başkasına haber vererek uyarması durumuna uyarlanamaz.
O mevzuat özel teçhizat kullanmak suretiyle radar uygulamasını öğrenerek süratini düşürenlerin bu türden ekipman kullanmalarına dair düzenleme getirmektedir.
Gerçi kanımca o düzenleme de Anayasaya aykırı ama o başka bir konu. Bu türden teçhizat kullanımına özgülenmiş mevzuatı yorum yoluyla vatandaşın vatandaşla sinyal yoluyla iletişim kurmasına uygulayanlar, zaten pozitif hukuk yönünden lafzi olarak dahi yürütülemeyecek bir yorumu yürütmüş ve mevzuatın kapsamı dışına tamamen çıkmış olur.
Konuya hukukun doğası ve doğal olan mantıki yorum çerçevesinde bir ülkede hukukun uygulamasının ne olması gerektiği yönünden bakarsak da durum değişmeyecektir.
Radar uygulama alanından hemen evvel bir benzincide birbirinin aksi istikamete gitmekte olan iki şoför birbirleriyle çay içip sohbet ederken Biri diğerine "radar var, yavaş git" diyecek olsa tam o sırada tuvaletten çıkmakta olan ve bunu duyan bir polis memuru onlara idari para cezası yazabilir mi?
Yazamaz. Neden? Zira, biri yönünden kurduğu cümlenin ta kendisi hukuka aykırı değildir diğeri yönünden ise henüz herhangi bir ihlal gerçekleşmemiştir.
Peki bu durum seyir halinde selektörle yaşanırsa farkı nedir? Fark yoktur. Iki gerçek kişi arasındaki bu türden basit iletişimin ta kendisini hukuka aykırı kılacak bir mevzuat mevcut bulunmadığı gibi bu türden bir hukuka haykırığı icat etmeye kalkışmanın bir hukuk sistemi ve devlet için mantığı da yoktur.
Nitekim, eğer pozitif hukuk konuşacaksak, aynı devlet ve hukuk sistemi belli bir yolda radarla hız sınırı uygulaması yapıldığını haber vermekle mükelleftir. Bunu kamu görevlisinin işaretlemesi yerine vatandaşın birbiri için işaretlemesi hukuka aykırı kılınamaz.
Kaldı ki, konuyu amaç yönünden inceleyecek olursak, yollara sıklıkla sahte polis arabası ve polis memuru panosu koyarak bir anlık sürat düşüşünü hedefleyen bir hukuk uygulamasının, tamamen aynı sonucu veren bir selektör yapma işleminin ta kendisini hukuka aykırı kılmaya kalkışması amaçsal anlamda da çelişkilidir.
Bu sebeplerle, Türkiye'de kırk yıldır şahit olduğum vatandaş dayanışmasının hukuka uygun olduğu ve bu bayram icat edilen uygulamanın hukuka aykırı olduğu kanaatindeyim. Selektörle kucaklaşmaya devam.
'Mevzuatta yazan maddenin toplum yararına aykırı bir şekilde kullanılmaması gerekir'
Dr. Can ise konuyla ilgili “Kanunların koyulma amacı toplumsal düzeni sağlamaktır. Bu kanunlara dayalı olarak da toplumdaki devlete duyulan güven ve huzur ortamının da bozulmaması gerekir. O nedenle mevzuatta yazan maddenin doğrudan alınıp, belki kötü niyetli diyebiliriz, belki suiistimal edilerek diyebiliriz, toplum yararına aykırı bir şekilde kullanılmaması gerekir" şeklinde konuştu.
'Büyük bir ihtimale de bu itiraz kazanılacaktır'
İdari para cezası yazılan sürücülerin emsal kararı da kullanarak itiraz etmeleri gerektiğini belirten Dr. İbrahim Can, “Usulen öncelikle cezayı indirimli olarak süresi içerisinde ödemeleri ardından da Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz yoluna gitmeleri gerekiyor. Büyük bir ihtimale de bu itiraz kazanılacaktır. Yargıtay 7'nci Ceza Dairesi'nin 2014 yılında da bir emsal kararı bulunuyor" dedi.
Yorum Yazın