CHP, sadece çalışmayan emekliler için bir defaya mahsus 5.000 TL’lik ödeme yapılmasının da içinde yer aldığı ‘Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’ne muhalefet şerhi düştü. CHP, “Emekli ve dar gelirlilerin durumlarının gittikçe kötüleştiği bir ortamda sadece çalışmayan emekliler için bir defaya mahsus 5.000 TL’lik ödeme yapılması bu grubu manevi açıdan rencide eden bir tutumdur” dedi. Torba düzenlemenin bu hafta Genel Kurul’da görüşülmesi bekleniyor.
Hülya Özmen- Muhalif
CHP’nin Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin ‘Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’ne ilişkin 56 sayfalık yazdığı muhalefet şerhinde, emeklilerle ilgili ikramiye konusuna Anayasa ve yasaya karşı yapılan aykırılıklara ve geçim zorluğuna dikkat çekerek yer verdi. Kanun teklifinde yer alan ve Ekim 2023 döneminde çalışmayan emeklilere bir kez 5.000 TL tutarında ödeme yapılması ile ilgili olan düzenlemenin yaklaşık 16 Milyon emekli vatandaşı ilgilendirdiğine dikkat çeken CHP, “Düzenlemeden sadece çalışmayan emekliler için bir defaya mahsus 5.000 TL.lik ödeme yapılması bu grubu manevi açıdan rencide eden bir tutumdur” dedi. Teklifin görüşülmesi sırasında Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerince verilen ve tüm emeklilere ayırım yapılmaksızın Ekim 2023 ayında 15.000TL ödeme yapılması ile ilgili önergenin reddedilmesinin gerekçesinin de anlaşılamadığına dikkat çekildi. Torba düzenlemenin bu hafta Genel Kurul’da görüşülmesi bekleniyor. CHP’nin Plan ve Bütçe Komisyonu Üyeleri İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Antalya Milletvekili Cavit Arı, Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Antalya Milletvekili Mustafa Erdem ve Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı’nın imzalarıyla komisyon raporuna düşülen muhalefet şerhinde emeklilerle ilgili bölüm şöyle:
“CHP’nin tüm emeklilere ayırım yapılmaksızın 15.000TL ödeme yapılması ile ilgili önerge reddedildi”
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda aceleyle görüşülen 2/1669 esas numaralı “Konutların Turizm Amaçlı Kiralanmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi” genel kabul görmüş yasama ilkelerine ve kanun yapma teamüllerine aykırı bir biçimde hem 6 madde ve bir geçici maddeden oluşan kod kanun düzenlemeleri içeren, hem de birbiri ile ilişkisiz 8 çerçeve Kanunun birçok maddesinde değişiklik veya ekleme yapan (yürütme ve yürürlük dahil) 321 madde ve 1 geçici maddeden oluşan toplam 33 maddelik bir torba kanun teklifidir.
Diğer madde ile de çalışmayan emeklilere Ekim 2023 döneminde bir defaya mahsus olarak dosya bazında 5.000 TL ödeme yapılmasını sağlamak üzere 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici madde eklenmektedir.
Kanun teklifinde yer alan ve Ekim 2023 döneminde çalışmayan emeklilere bir kez 5.000 TL. tutarında ödeme yapılması ile ilgili olan düzenleme yaklaşık 16 Milyon emekli vatandaşımızı ilgilendirmektedir.
Yoksulluk sınırının 43.443 TL’ye açlık sınırının 13.334 TL.ye çıktığı, TÜİK verilerine göre enflasyonun %61.53’ e tırmandığı, asgari emekli maaşının 7.500 TL. civarında olduğu, küçük esnaf, çifçi, memur-emekli ve dar gelirlilerin durumlarının gittikçe kötüleştiği bir ortamda sadece çalışmayan emekliler için bir defaya mahsus 5.000 TL.lik ödeme yapılması bu grubu manevi açıdan rencide eden bir tutumdur.
Ülkenin sınırlı kaynakları Kur Korumalı Mevduat, dövize endeksli KÖİ projeleri nedeniyle bir avuç mutlu azınlığa aktarılırken kaynak ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin ülkenin ekonomik ve sosyal yaşantısında neden olacağı tahribat göz ardı edilmektedir.
Teklifin görüşülmesi sırasında Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerince verilen ve tüm emeklilere ayırım yapılmaksızın Ekim 2023 ayında 15.000TL ödeme yapılması ile ilgili önergenin reddedilmesinin nedeni de anlaşılamamaktadır.
24 Haziran 2018 seçimlerinden sonra uygulanmaya çalışılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kamu yönetim organizasyonunda yapılan kalıcı değişikler ve “atanmış bakan” müessesesi kamu yönetiminin çalışma tarzını olumsuz yönde etkilemekte, bu durum ayrıca kanun tekliflerinin hazırlanma ve T.B.M.M.’ne, komisyonlara sunum aşamalarında düşük profilli ve belirsiz bir yapının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yasa önerisi aşamasında başlayan yasama zaafı, TBMM’yi nitelikli yasa yapma hak ve yükümlülüğünden alıkoymaktadır.
Yasama bakımından da; parti başkanı olması nedeniyle TBMM’de Cumhurbaşkanı’nın ön onay vermediği yasa önerisi kabul görmemektedir. Bu tutum yasa tekliflerinin yasalaşma sürecini de olumsuz yönde etkilemektedir.
Örneğin teklif metnine komisyondaki görüşmeler sırasında Ak Parti milletvekilleri tarafından verilen önerge ile eklenen 20. madde içeriğinde yer alan “çalışmayan emeklilere Ekim 2023 döneminde bir defaya mahsus olarak dosya bazında 5.000 TL ödeme yapılmasını sağlamak üzere 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici maddeyi içeren düzenleme bu duruma iyi bir örnek teşkil etmektedir.
KANUN TEKLİFİNİN 20. MADDESİNİN ANAYASA’YA AYKIRILIĞI
Kanun teklifinin komisyonda görüşmeleri sırasında komisyonun Cumhur ittifakını temsil eden üyelerinin vermiş bulunduğu bir önerge ile teklif metnine eklenen bu maddeyle çalışmayan emeklilere Ekim 2023 döneminde bir defaya mahsus olarak dosya bazında 5.000 TL ödeme yapılmasını sağlamak üzere 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici madde eklenmiştir.
Anayasa’nın “Kanun önünde eşitlik “ başlıklı 10. maddesi;
“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.
Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…)9 kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.” hükmünü içermektedir.
Kanun teklifine Komisyon görüşmeleri aşamasında verilen önerge ile eklenen madde ile yaşlılık, maluliyet ve ölüm aylığı ve gelir almakta olan sigortalılara ve hak sahiplerine hisseleri oranında bir defaya mahsus olarak 5000 TL. ikramiye verilmesi öngörülmüştür. Söz konusu önerge ile eklenen maddede bir istisnai düzenleme yapılmış, halihazırda emekli aylığı almakta iken çalışan emekliler ikramiye ödemesi kapsamı dışında tutulmuşlardır.
Mevcut durumda 4 milyona yakın emeklinin çalışmakta olduğu bilinmektedir. Bir diğer deyişle sosyal güvenlik destek primi ödeyerek emekli aylığı alan aynı zamanda çalışan emeklilerin kapsam dışı bırakılarak ödenecek ikramiyeden yararlandırılmaması, Anayasanın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkını zedeleyici bir uygulamadır.
Buna göre devlet, emekliler açısından öngördüğü sistemde ancak statü farkı nedeniyle kanun yoluyla farklı bir işlem tesis edebilir. Örneğin, memur emeklilerinin emekli aylıklarının zamlanmasının 4688 sayılı Kanunda farklı tanımlanması ile işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin emekli aylıklarının 5510 sayılı Kanunun 55. Maddesi çerçevesinde farklı hesaplanması gibi.
Ancak, statü farkına bakmaksızın, kanuni bir hak olarak bütün emeklilere tanınmış olan bir hak olarak tanımlanmış olan sosyal güvenlik destek primi ödeme yoluyla çalışma emeklilik hakkı ve emeklilere yapılacak ödemeler açısından bir ayrımın haklı gerekçesi olamaz. Dolayısıyla, Anayasanın 10. maddesinde tanımlanan ve Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarıyla da açıklığa kavuşturulan kanun önünde eşitlik ve ayrımcılık ilkesini zedeleyecek bir düzenlemedir.
Özetle; söz konusu maddede yer alan çalışan emeklilere ikramiye ödenmemesi yönündeki düzenleme ayrımcılık oluşturmakta ve Anayasanın eşitlik ilkesine açıkça aykırı bulunmaktadır.
Teklifin 20 maddesinin değerlendirilmesi
Kanun teklifinin komisyonda görüşmeleri sırasında komisyonun Cumhur ittifakını temsil eden üyelerinin vermiş bulunduğu bir önerge ile teklif metnine eklenen bu maddeyle çalışmayan emeklilere Ekim 2023 döneminde bir defaya mahsus olarak dosya bazında 5.000 TL ödeme yapılmasını sağlamak üzere 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na geçici madde eklenmiştir.
Söz konusu düzenleme ile maddeyle, 2023 yılı Ekim ödeme döneminde gelir/aylık ödemesi yapılan sigortalı ve hak sahiplerine 5.000 TL tutarında bir defaya mahsus olmak üzere ödeme yapılacaktır.
Bu ödeme, sürekli iş göremezlik geliri almakta olanlara, gelir bağlanmasına esas olan sürekli iş göremezlik derecesi oranında, ölüm aylığı ve ölüm geliri dosyalarında ise hak sahiplerinin hisseleri oranında yapılacaktır.
Bu ödemenin, 1/10/2023-31/10/2023 tarihleri arasında herhangi bir tarihte çalışması olanlar -sosyal güvenlik destek primine tabi olanlar dâhil- veya faaliyette bulunanlar ile yaşlılık aylığı almaktayken bu aylıkları kesilmeksizin 5335 sayılı Kanun’un 30’uncu maddesinin (2)’nci fıkrasında belirtilen iş yerlerinde çalışanlar hakkında uygulanmaması öngörülmüştür.
Söz konusu maddenin görüşülmesi sırasında tarafımızca verilen bir önerge ile söz konusu ödemenin 15.000 TL olarak çalışan çalışmayan ayırımı yapılmaksızın tüm emeklilere ödenmesi yönündeki önerimiz kabul görmemiştir.
2023 yılı Temmuz ayında emeklilerin satın alma gücündeki düşüşü karşılamayan, özellikle kamu görevlilerine yapılan seyyanen zammın emeklilere yapılmaması nedeniyle mağdur edilen yaklaşık 16 milyon emekli insanlık dışı bir durumla karşı karşıya bırakılmışlardır. Sadece çalışmayan emeklilere bir defaya mahsus verilecek olan 5 bin TL. emeklinin hiçbir ihtiyacını karşılamadığı gibi emekliler arasında ayrım yapılması da doğru değildir.
AKP tarafından düşük emeklilik aylığına mahkum edildiği için çalışmak zorunda bırakılan emeklilerin kapsam dışı bırakılması bir diğer üzüntü verici durumdur.
Bir diğer deyişle sosyal güvenlik destek primi ödeyerek emekli aylığı alan aynı zamanda çalışan emeklilerin kapsamdışı bırakılarak ödenecek ikramiyeden yararlandırılmaması, Anayasanın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkını zedeleyici bir uygulamadır. Buna göre devlet, emekliler açısından öngördüğü sistemde ancak statü farkı nedeniyle kanun yoluyla farklı bir işlem tesis edebilir. Örneğin, memur emeklilerinin emekli aylıklarının zamlanmasının 4688 sayılı Kanunda farklı tanımlanması ile işçi ve bağ-kur emeklilerinin emekli aylıklarının 5510 sayılı Kanunun 55. maddesi çerçevesinde farklı hesaplanması gibi. Ancak, statü farkına bakmaksızın, kanuni bir hak olarak bütün emeklilere tanınmış olan bir hak olarak tanımlanmış olan sosyal güvenlik destek primi ödeme yoluyla çalışma emeklilik hakkı ve emeklilere yapılacak ödemeler açısından bir ayrımın haklı gerekçesi olamaz.
Dolayısıyla, Anayasanın 10. maddesinde tanımlanan ve Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarıyla da açıklığa kavuşturulan kanun önünde eşitlik ve ayrımcılık ilkesini zedeleyecek bir düzenlemedir. Çalışan emeklilere ikramiye ödenmemesi yönündeki düzenleme ayrımcılık oluşturmakta ve Anayasanın eşitlik ilkesine açıkça aykırı bulunmaktadır.
Söz konusu düzenlemenin bütçeye maliyetinin 61 Milyar TL.’ye ulaşacağı bunun SGK dolayısıyla 2023 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde ilave açıklara neden olacağı yönündeki beyanlar Kur Korumalı Mevduat uygulaması nedeniyle hazine ve Merkez Bankası kaynaklarından 2022 yılı başından beri yapılan ve resmi rakam ve açıklamalara dayanan 315 Milyar TL.lik ödemenin varlığı karşısında anlamsız kalmaktadır.
Sadece Temmuz-Eylül döneminde resmi olarak açıklanan % 25.1 enflasyon nedeniyle aylıklarının dörtte biri oranında satınalma gücü düşürülen ve açılığa mahkum edilen emeklilerimizin yılbaşını beklemeleri; yılbaşında aylık ve gelirlerinde bir iyileştirme yapılacağı belirtilmektedir. Oysa, söz konusu artışlar bir iyileştirme değil, kanunen hakları olan bir artıştır. Emeklilerin yılbaşını beklemeye tahammülü ve takati de yoktur. Bir an önce yüce meclise emeklilerimizin sorunlarını çözebilecek insanca yaşayabilecekleri doğru dürüst bir zam düzenlemesi getirilmek zorundadır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi, sosyal devlet ilkesi doğrultusunda yıllarca primini düzenli bir biçimde ödeyen Anayasal hakları olan sosyal güvenlik hakkı çerçevesinde insanca yaşayabilmelerine olanak sağlayan bir emekli aylığına hak kazanabilmeleri için gerekli düzenlemeleri yapmaktır.
TÜİK verilerine göre dahi emek gelirlerin milli gelirden aldığı payın 2016 yılından beri 36’dan %26’ya düştüğü, TÜRK İŞ’in açıkladığı açlık sınırının 13.334 TL.’ye ulaştığı, en düşük emekli maaşının 7.500 TL. olduğu ve artan enflasyon karşısında sürekli eridiği bir ortamda; yaklaşık 16 Milyona ulaşan emekli kesimini ilgilendiren söz konusu eksik ve yetersiz düzenlemenin acele verilen bir önerge ile Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen bir torba yasa teklif metnine yerleştirilmesi gayretini uygun bulmamaktayız.
Yorum Yazın