12 Eylül 1980 askeri darbesi etkisiyle hazırlanan yürürlükteki Anayasa’da bugüne kadar 19 değişiklik yapıldı. 2017 yılında yapılan referandumla 1982 Anayasasında köklü bir değişiklik yapılarak Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 7. Bütçesi, 2025 yılı görüşmelerinde CHP, Saadet Partisi, DEM Parti, İYİ Parti’nin, gelir dağılımındaki eşitsizlik, adalet, yoksulluk, kısaca ekmeğin bölüşümü, Anayasızlaştırma eleştirileri dikkat çekerken, Cumhurbaşkanı Erdoğan son açıklamasında, “Türkiye için lüks değil, çok geç kalmış bir ihtiyaçtır”, AKP sözcüleri de bütçede, ‘daha fazla demokrasi’ gerekçesiyle yeni bir değişiklik için cepheyi genişletmenin yolunu arıyor. İttifak ortağı MHP’de, AKP’nin yanında duruyor. Öcalan görüşmesini bekleyen DEM Parti’nin yeni Anayasa çağrısında alacağı tutum da merak konusu.
Hülya Özmen- Muhalif özel
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 7. Bütçesinin Genel kurul görüşmelerinde, CHP, Saadet Partisi, DEM Parti, İYİ Parti’nin, gelir dağılımındaki eşitsizlik, adalet, yoksulluk, kısaca ekmeğin bölüşümü, Anayasızlaştırma eleştirileri yeni Anayasa değişikliği düğmesine basan AKP’ye ilk yanıtlar açısından önem taşıyor. CHP’nin yeni Anayasa değişikliği için tutumu Genel Başkan Özgür Özel tarafından çeşitli zeminlerde hayat pahalılığına karşı suni gündem olarak nitelendirdiği iktidara, mevcut Anayasa’ya uyma çağrısı yapıyor. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu da, bütçenin ilk gün konuşmasında, 20'nci yüzyıla geçerken çok zaman kaybedildiği, çok da geç kalındığı vurgusuyla, yeni Anayasa hamlesine de dikkat çekerek, “İktidarın tıpkı yerli ve millî gibi, demokrasi gibi, Anayasa gibi, burada tekrar etmeye dilimin varmadığı her türlü kutsalımız gibi dile getirdiği, propagandalarına malzeme ettiği her şeyi anlamsız ve geçersiz kılması yirmi iki yıllık değişmez hastalıklardır, karaktere dönüşen bir hastalıktır” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın, Kürt meselesi ve Öcalan’ı da işaret ettiği bütçe konuşmasında,” Türkiye'nin bütün vatandaşlarının barış ve kardeşlik içinde yaşayacağı ülkeyi demokratik bir anayasayla kurabiliriz, 2'nci yüzyıla herkesi kapsayan bir anayasayla girebiliriz” sözleri dikkat çekti. Saadet- Gelecek Meclis Grubu Başkanvekili, Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ, AKP sıralarına, “Ya, mevcut Anayasa’nın hangi maddesi Türkiye'de zenginliğe engel, mutluluğa engel, özgürlüğe engel, Allah aşkına söyler misiniz” sorusu asıl meselenin Anayasa olmadığına işaret ederken, Anayasa Profesörü Saadet Partisi Grubundan Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun da, Türkiye Cumhuriyeti devletinin çok açık bir biçimde bir Anayasasızlaştırma süreci içinden geçtiğini ifade etti.
Bütçe maratonundan yeni Anayasa’ya ilk cevaplar
CHP GRUBU ADINA DENİZ YÜCEL (İzmir): Değerli arkadaşlar, halkın bu kadar sorunu varken, Meclisin halkın gündemine hâkim olacak şekilde çalışması beklenirken bu Meclisin Başkanı ne yaptı? Başka hiçbir dert, tasa yokmuş gibi Meclisteki bütün partileri ziyaret etti ve Anayasa değişikliğinin ne kadar gerekli olduğunu anlattı. Bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kez daha Cumhurbaşkanı seçilmesinden çok daha önemli ve çok daha büyük sorunlar var arkadaşlar. Mesela, bu sistemde, bazıları için seçim sonuçlarının hiçbir değeri yok çünkü Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde tek adam anlayışı halk iradesini düpedüz yok sayıyor. Çok uzağa gitmeye gerek yok, yürütmenin emir ve talimatlarıyla karar veren yargının hukuken yok hükmünde olan bir yazısıyla Hatay halkının iradesi gasbedilmiş, Hatay Milletvekili Can Atalay'ın bugün burada bizlerle birlikte olması engellenmiştir. Başka bir halk iradesi gasbı da kayyum atamalarıdır; Meclis bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerinin olduğu gün, Esenyurt Belediye Başkanımızın tutuklanmasına, devamında da belediyeye kayyum atanmasına karşı mücadelemizi başlattığımız gündür. Bir belediyeye kayyum atamak vatandaşa had bildirmek demektir, halka "Sen kendini yönetecek kişiyi seçemezsin, seçersen görevden alırım." demektir, sandıkta alamadığını hukuku siyasete alet ederek almaya çalışmaktır. Şunu sakın unutmayın: 21'inci yüzyılda kayyum uygulaması bir demokrasi ayıbıdır.
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi, öyle bir şey ki "Vesayet bitti." diyoruz, belediye başkanları cezaevinde, yerlerine kayyum atanıyor; Anayasa Mahkemesi kararına rağmen milletvekili cezaevinde; her şeyi bir yere bırakıyorum, Ardahan'da bir muhtar yerine kayyum atıyorsunuz yani söylediklerinizle Türkiye'de olanlar çelişiyor.
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ: Değerli milletvekilleri, "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber Türkiye Büyük Millet Meclisi işlevsiz hâle getirildi." dedim. Türkiye Büyük Millet Meclisi, bir rutini ifa eden noter muamelesi görmektedir. Burada onlarca soru önergesi veriyoruz, bu soru önergelerimize ya cevap vermiyor sayın bakanlar veya veriyorlarsa gelir geçer cevaplarla mevzuat hazretlerini bize gönderip bizi oyalıyorlar. Oysaki Anayasa'yı çiğnediklerinin farkında değiller ve ardından da diyorlar ki: "Bir anayasa yapalım ve bu anayasayla beraber de Türkiye'yi daha zengin, daha özgür, daha mutlu insanlar diyarı yapalım." Ya, mevcut Anayasa’nın hangi maddesi Türkiye'de zenginliğe engel, mutluluğa engel, özgürlüğe engel, Allah aşkına söyler misiniz?
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SERAP YAZICI ÖZBUDUN (Antalya) - Şimdi, değerli milletvekilleri, Sayın Haluk İpek konuşmasında önemli bir hususa işaret etti, askerî müdahaleden bizlere intikal eden, aslında demokrasiyle bağdaşmayan birtakım hükümleri yürürlükten kaldırdıklarını söyledi. Evet, kendisine katılıyorum, çok doğru yaptılar ve biz de o zaman kendilerini destekledik ama bir hususa işaret etmek istiyorum. Askerî yönetimler doğası gereği otoriter yönetimlerdir, askerî yönetimlerden demokrasi çıkmaz ama ne yazık ki üzülerek şunu söyleyeyim: Türkiye'de askerî yönetimler dahi böylesine ağır hukuksuzluklara imza atmamışlardır. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti devleti çok açık bir biçimde bir anayasasızlaştırma süreci içinden geçiyor. Anayasasızlaştırma ise literatürde çok açık olarak ifade edildiği gibi aslında bir anayasal çürüme yani bir kurumsal çürümeye işaret ediyor. Değerli milletvekilleri, eğer bizleri bir arada tutan, bizlerin geleceğe güvenle bakmamızın aracı olan bu Anayasa’nın hükümlerine uymazsak, Anayasa'ya uymamayı bir alışkanlık, bir kural hâline getirirsek, işte, o zaman geleceğimiz için, bekamız için çok endişe duymamız gerekir,
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Deniz Gezmiş mahkemede yargılanırken güler, hâkim "Niçin gülüyorsun?" diye sorunca da "Efendim, arkanızda 'Adalet mülkün temelidir.' diye yazar da ona gülüyorum." demiş. Ben de ülkemizde bu kadar hukuksuzluk varken, yargı siyasallaşmışken, Anayasa Mahkemesi kararları dikkate alınmazken, Anayasa yok sayılırken bütçe görüşmeleri vesilesiyle de olsa Adalet Bakanlığı diye bir Bakanlığın olduğunu ve bu Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşuyor olmayı tebessümle karşılayan Sayın Bakanımıza hoş geldiniz diyorum.
Hep ağzınızda bir sakızdır yeni anayasa. Mevcut Anayasa'ya uymayan bir iktidardan, mevcut Anayasa'ya uymayan bir Meclis çoğunluğundan nasıl olur da yeni bir anayasayla ilgili umut beklememizi beklersiniz? Yirmi iki yıllık süreç içerisinde yapboz tahtasına döndürdünüz Anayasa'yı ve hep "Milletin ihtiyaçları." diye yola çıktınız ama günün sonunda kendi siyasal ihtiyaçlarınıza göre Anayasa'yı değiştirdiniz. Ne olur bir kez de artık milletin ihtiyaçlarını düşünün de o kendi gizli ajandanızdaki siyasal ihtiyaçlarınızı bir tarafa bırakın çünkü Türkiye'de yeni bir anayasa yapılmasının önündeki en büyük engellerden bir tanesi samimiyetsizliğiniz, bir diğeri de siyasi ajandanızdır. Bu siyasi ajandanızdan vazgeçmediğiniz, bu samimiyetsiz tavrınızdan vazgeçmediğiniz müddetçe ne bir anayasa yapabilirsiniz ne de muhataplarınıza yeni bir anayasa yapmayla ilgili bir güven tesis edebilirsiniz.
AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Tabii ki anayasalar bir dogma değildir, her zaman ihtiyaca göre değişebilir. Bizim de seçim beyannamemizde de ifade ettiğimiz... Cevdet Yılmaz Başkanımızla, Efkan Başkanımızla da yapmış olduğumuz o hazırlık çalışmalarında, tartışmalarımızda biz de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde ihtiyaç duyan konularla ilgili bir revizyona hazır olduğumuzu... Bunu da ortaklaşarak, çoğulcu bir yapıyla, Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre, uygulama pratiklerini de göz önünde bulundurarak, daha fazla demokrasi için, daha fazla temsil için, ülkemizin hangi menfaatleri gerektiriyorsa bu konuda "Gelin, anayasa yapalım." diye bir çağrımız oldu. Bunların çözüm noktası yeni anayasadır. Hep beraber siyasi partiler olarak buradaki konsensüsü, buradaki yaklaşımı dikkate alarak yeni ve sivil bir anayasa yapalım, daha demokratik bir siyasi partiler kanunu yapalım, seçim kanunu yapalım.
MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ERKAN AKÇAY (Manisa) - Milliyetçi Hareket Partisi olarak öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi kapsamında yeni bir anayasa yapımı ve bir iç tüzük yapımı veya değişikliği çalışmasını da hep birlikte yürütmemiz, yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak 4 Mayıs 2021'de "Cumhuriyetin 100'üncü yılında 100 maddelik anayasa" başlığıyla partimizin anayasa önerisini kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu anayasa çalışmasının da Anayasa’nın ilk 4 maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalarak sivil, demokratik, insan hak ve hürriyetlerine dayanan, devletin ve milletin hukuksal omurgasını belirleyecek, katılımcı, geniş bir anayasa yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
İYİ PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçiş, Türkiye'nin 61 Anayasası'ndan itibaren süregelen, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan anayasal düzenini sona erdirmiştir, yargı bağımsızlığı da onunla beraber sona ermiştir. Her şey tek kişi iktidarında birleşmiş, hükûmet ve kurul hâlinde karar alma süreci rafa kaldırılmıştır. Devlet yönetiminde, bakın, yüz elli yılda oluşan değerler, kavramlar, kurumlar bir anda silinmiş ve geriye bir tek -o da artık sembolik herhâlde- Millî Güvenlik Kurulu kalmıştır.
Şayet Anayasa değişikliğiyle nihai amaç “millî devlet” kavramını yok etmekse İYİ Parti olarak buna sonuna kadar direneceğiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Burası Türkiye Cumhuriyeti’dir. Kurtuluşumuz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bilinci ve güçlendirilmiş parlamenter sistemle mümkündür; aksi, Türkiye’yi günden güne içine düştüğü bir çıkmaza itecektir.
EFKAN ALA (Devamla) - Yeni sivil bir anayasa yapalım, Türkiye'nin geleceğini prangalardan kurtaralım, demokrasimizi güçlendirelim; gençlerimizin önünü açalım, fırsatlarını çoğaltalım. Biz, bu kapsamda, siyasal ve ekonomik alanda gerekli reformları yine yapacağız, demokrasimizin temel hak ve özgürlüklerini güçlendirecek adımları yine atacağız. Üretim teknolojilerinden dijital dönüşüme, yapay zekâdan bulut teknolojilerine kadar birçok alanda, başta gençler olmak üzere, tüm toplum kesimlerinin önünü açacak; ülkemizdeki üretim ekosistemini en üst düzeyde destekleyecek reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz.
Kaynak: HABER MERKEZİ
Yorum Yazın