Muhalif - Ankara
CHP Tekirdağ Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi Nurten Yontar, Komisyonda görüşülen Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerine konuştu.
22 yıllık AKP iktidarında 8 Millî Eğitim Bakanı, 16 kez eğitim sistemi değişti diyen Yontar, "Şimdi 17'ncisi karşımızda ve hâlen bir şeyleri değiştirmeye çalışıyorsunuz. Kanunun adı “Öğretmen Meslek Kanunu” ama içine her zamanki gibi başka şeyler koyulmuş ve bunlardan bir tanesi de Eğitim Akademisi. 30 ilde Eğitim Akademisi kurmayı düşünüyorsunuz. Burada, bu akademiler yeni mi yapılacak, binalar mı kiralanacak? Bu akademilerde kimler eğitim verecek? Bunu nasıl belirleyeceksiniz? dedi".
Diyanet Akademisi modelinin Millî Eğitime uyarlanma çalışmasını görüyoruz diyen CHP’li Vekil, “MEB'e bağlı imam hatip okullarıyla ilahiyat fakültelerini din görevlisi yetiştirmekten çıkarıp Diyanet Akademisine vermiştiniz, şimdi aynı şekilde bu akademiyle eğitim fakültelerinden çıkan öğretmenleri kabul etmeyip akademiden tek tip öğretmen yetiştirmek istiyorsunuz. Aynı zamanda bu kanun teklifinde ders yılı ve öğretim yılı birbirinden farklı 2 kavram gibi algılanmakta, herhâlde bu kavramların böyle düşünülmesinin nedeni de iki aylık tatili olan, yaz tatili olan öğretmenlerin bu tatilini de ellerinden almak.” diyerek Bakanlığa yüklendi.
Öğretmenleri, aynı zamanda, uzman öğretmen, başöğretmen, sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen olarak ayrıştırdınız diyen YONTAR, “Bizim tek bir başöğretmenimiz var, o da Mustafa Kemal Atatürk'tür, başka hiçbir
başöğretmeni kabul etmiyoruz. Öğretmenleri böyle sınıflandırmanızı da kabul etmiyoruz; öğretmen öğretmendir, madem nitelik gerekiyor, eğitim fakültelerini bitiren öğretmenlere kendi alanlarında, yine eğitim fakültelerinde bölümleri kurularak veya okullarda staj yaptırtılarak, aynı ders verilerek ama atamaları yapılarak yapılmalıdır.” dedi.
Tekirdağ'da yaşanan Millî Eğitimin sorunlarını da gündemine alan CHP’li Vekil, “Sayın Bakan Yusuf Tekin'e Tekirdağ'da okulların durumuyla ilgili soru önergesi vermiş ve aşağıdaki soruları sormuştum, bunu bilmenizi istiyorum: "Tekirdağ'da bulunan tüm okullarımızın dayanıklılık testinden geçirilip geçirilmediği... Depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkma kararı çıkarılan okul var mıdır, eğer varsa hangi okullardır? Deprem riski olması dolayısıyla kaç okul yıkılmıştır, yerine kaç okul yapılmıştır; yapıldı ise bu okullar hangileridir? Sayın Bakanın verdiği cevaptan sonra Tekirdağ'da sınıfların neden 70 kişinin üstünde olduğu, neden bir okul binasının önünde 4 tane okul isminin, 4 tabelanın yer aldığını daha iyi anlamış olduk. Çünkü 63 okul yıkılmış ama yerine sadece 8 okul yapılmış. Yapılmama sebebi de maalesef ki içimizi acıttı, deprem bölgesi savunması yapıldı. Evet, zor bir süreç geçirdik ama deprem bölgesindeki yıkım, diğer bir şehrin yıkımıyla ilgili olmamalı, orada da daha yapılan herhangi bir şey yok. O zaman, siz, 11 şehri imar edeceğiz diye geri kalan şehirleri yok edemezsiniz, oradaki eğitimi sıfırlayamazsınız, çocukları 70 kişilik ikili eğitime tabi tutamazsınız; bizim amacımız, tekli eğitim, tam gün eğitime çocukları yönlendirmek olmalı.” diyerek okul sorununu gündeme taşıdı.
Deprem öncesi, pandemi sürecinde, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin okul yapmak istediğini ama “hayır” cevabını aldığını hatırlatan YONTAR, “Var olan kaynağın Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından kullanılmaması sonucu, bugün bizim Tekirdağ'da çocuklarımız sabahın köründe, saat beş buçuk-altıda -ilkokul çocukları bunlar, anaokulu çocukları- 60 kilometrelik yol yapıp ders almaya gidiyor ve aynı kilometreyi yaparak öğle saati evine geliyor; ikinci eğitim için de aynı şekilde. Dolayısıyla hepimiz anne babayız, hepimizin çocukları var, birazcık empati yapmamız gerekiyor, ilkokul çağındaki çocuğa böyle bir eziyeti nasıl çektirebiliriz? dedi.
Son olarak, “Öğretmen okullarımız vardı, kapatıldı; bilim, sanat, teknoloji eğitimi veren ortaokullarımız, liselerimiz vardı; onlar da kapatıldı; ben de buradan, bu akademiden ziyade, bu okulların tekrar açılmasını bekliyorum. Eğitimse, eğitim fakültelerinde verilebilir, hepsi de kendi alanlarında, kendi branşlarında eğitim fakültelerinde birer yıl daha fazla eğitim alırlar, sonuçta fakültenin yeri belli. Ama sonra siz bunu, bir de iki yıl daha başka bir şehre gönderecekseniz 14 bin lirayla, o kişinin yerine bir de kendinizi koyun, yapıp yapamayacağınızı düşünün.” diyerek sözlerini noktaladı.
Yorum Yazın