CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la karşılıklı ziyaretlerle yakın temasın kurulduğu 31 Mart seçimlerinden sonra ‘siyasette normalleşme’ çağrısının, Esenyurt Belediyesine kayyım atamasının yanı sıra diğer belediyelerde olası benzer risklere rağmen ‘devam edeceğine’ ilişkin sıcak mesajlar partinin iç cephesinde bir süredir yaşanan çatlağı su yüzüne çıkardı. Kurultay çağrısıyla, “normalleşme” politikasını eleştiren CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın sosyal medyasından dile getirdiği tepkide yalnız olmadığı görülüyor. İstanbul’da üç günlük kampta verilen ‘normalleşme’ mesajı parti içinde ‘kırılma noktası’ olarak nitelendirilirken, geçtiğimiz hafta yapılan Meclis Grup toplantısı da katılmayan milletvekilleri ile kulislerde epeyce konuşulmuştu. Normalleşme karşıtı milletvekilleri, Özgür Özel’in Anayasa konusunda tutumunun da net olmadığını ifade ederken, anket çalışmaları üzerinden yürütülen siyasete de karşı çıkılıyor. CHP’de sular bulanık. Kurultay hesapları masada.
Hülya Özmen- Muhalif- Ankara
CHP’de kulislere göre, 50 milletvekilinin Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘siyasette normalleşme’ çağrısıyla başlayan Anayasa’dan, anket üzerinden yürütülen politikalara karşı tutumlarını Kurultay’ı zorlayarak sürdürecekleri konuşuluyor. CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, “CHP örgütünde kurultay tartışması yapıldığı için oy kaybedilmemektedir; bilakis oy kaybedildiği için kurultay tartışması yapılmaktadır. Oy kaybının nedenini tabanda siyaseten kabul görmeyen politikalarda aramak gerekmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay bir lütuf değildir, haktır. CHP’de gerekirse Kurultay’a gidilir” dedi. Oğuz Kaan Salıcı'nın açıklamasına CHP Sözcüsü Deniz Yücel, "Geçmişte partimizde önemli görevlerde bulunmuş bir milletvekilinin Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı ve partimizin siyasi stratejisi hakkında çıktığı bir TV yayınında haksız eleştiri ve ithamlarda bulunması, parti üyeliği ve sorumluluğuyla bağdaşmadığı gibi, bu durum basın tarafından sorulduğunda CHP Genel Başkanı'nın buna cevap vermemesini beklemek ne akılla ne mantıkla izah edilebilir” yanıtı verdi. Ancak, CHP Sözcüsü Deniz Yücel'e de İzmir Milletvekili Mahir Polat’tan geldi. Polat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, CHP sözcüsü Yücel'in tepkisinin parti geleneklerine uymadığını vurguladı ve "Öncelikle eleştirilen konularla ilgili gerek partililerimizi gerekse kamuoyunu tatmin edecek hiçbir açıklama yapamaması Sayın Salıcı'nın yönelttiği eleştirilerin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymuştur" ifadeleriyle kurultay çağrısı yapan Salıcı'ya destek verdi.
CHP'li Salıcı'dan Özel'in kurultay açıklamasına yanıt: Kurultay bir lütuf değil, Genel Başkan da padişah değil
CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:
“Sayın Genel Başkanımızın kararlarıyla yürütülen parti politikalarının, Partimizin her kademesinde ve seçmenlerimiz arasında açtığı tartışmayı üzülerek gözlemliyorum. Edirne’den Kars’a kadar mücadele arkadaşlarımız partimizin siyasi rotasına ilişkin endişelerini benimle ve arkadaşlarımla paylaşıyor. Amacım Sayın Genel Başkanımızla polemik yapmak değildir. Sayın Genel Başkanımızın, partisinin bir milletvekiliyle basın üzerinden polemik yapmasını da uygun bulmam.
Görülmektedir ki, partililerimiz arasında rahatsızlık yaratan normalleşme süreci, Erdoğan’ın kaybettiği yerel seçimin ardından kendisine çok değerli bir zaman kazandırmıştır. Buna rağmen her platformda normalleşmenin savunulmasının nedeni anlaşılamamaktadır. ‘Normalleşme’ vaadi ne Kurultay’da ne de 31 Mart seçimlerinden önce dile getirilmiştir. Seçim, normalleşme vaadiyle kazanılmamıştır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yakın geçmişte iktidar partisine oy veren seçmene yönelik olarak ‘normal olmayan’ bir siyaset izlediği iddiası ancak iktidar yandaşlarına ait olabilir.
“TBMM Genel Kurulu’nda belediyemize kayyım atayan iradenin önünde ayağa kalkıldı”
Milletvekillerine hiçbir açıklama yapılmadan Erdoğan’ın önünde ayağa kalkmalarının istenmesi de parti örgütümüzce sorgulanmaktadır. Sonuç olarak görülmüştür ki, TBMM Genel Kurulu’nda belediyemize kayyım atayan iradenin önünde ayağa kalkılmıştır. Kayyım atanmasını protesto mitinglerinde bir başka siyasi parti ile paylaşılan kürsü, parti tabanımızda rahatsızlık yaratmıştır.
“TİP’e küçümseyici bir dille cephe açılmasındaki ‘stratejik’ beklenti merak edilmektedir”
Sayın Genel Başkanımızın neredeyse her açıklamasının ardından, ne demek istediğini izah etmek durumunda kalması makamına yakışmamaktadır. Erdoğan’la el sıkışılırken, Bahçeli’yle ‘siyasetin gereği’ diye şakalaşılırken hayata soldan bakan Türkiye İşçi Partisi’ne küçümseyici bir dille cephe açılmasındaki ‘stratejik’ beklenti merak edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde rüşvet iddiasıyla başlatılan bir soruşturma sürerken Erdoğan’a niçin kefil olunduğu izaha muhtaçtır.
Neden-sonuç bağları doğru kurulmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi örgütünde kurultay tartışması yapıldığı için oy kaybedilmemektedir; bilakis oy kaybedildiği için kurultay tartışması yapılmaktadır. Oy kaybının nedenini tabanda siyaseten kabul görmeyen politikalarda aramak gerekmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi anket yaparak kurulmuş bir parti değildir. Siyasetini anket sonuçlarına göre belirlemez. Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay bir lütuf değildir, haktır. Cumhuriyet Halk Partisi’nde gerekirse Kurultay’a gidilir.
“CHP’nin her genel başkanı son derece saygındır”
Sayın Genel Başkan da genel seçimlerden sonra taban daralması tezini ileri sürerek ve Partimizin kurultaya ihtiyacı olduğunu dillendirerek genel başkan adayı olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi’nin her genel başkanı son derece saygındır. Öte yandan Partimizin Genel Sekreterlerinden değerli hemşerim Kamil Kırıkoğlu’nun dediği gibi, ‘padişah da değildir.’”
Deniz Yücel: Genel Başkanı ve parti yönetimini tartışmaya açmak bir gaflet halinin değilse, neyin göstergesidir
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel de, sosyal medya hesabı üzerinden İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı’nın açıkamalarına Salıcı’yı etiketleyerek cevap verdi. Yücel’in açıklamaları şöyle:
“Geçmişte partimizde önemli görevlerde bulunmuş bir milletvekilinin Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı ve partimizin siyasi stratejisi hakkında çıktığı bir TV yayınında haksız eleştiri ve ithamlarda bulunması, parti üyeliği ve sorumluluğuyla bağdaşmadığı gibi, bu durum basın tarafından sorulduğunda CHP Genel Başkanının buna cevap vermemesini beklemek ne akılla ne mantıkla izah edilebilir Sn. @oguzksalici. Bu durum olsa olsa katıksız bir kibirin, gözü dönmüş bir ihtirasın eseri olabilir. Daha bir kaç ay önce gerçekleştirilen tüzük kurultayında gerek genel başkan ve parti yönetimi, gerekse partinin stratejisi konusunda özgürce kürsü kullanıldığı, kurultaya sunulan tüzüğümüzün, 81 il başkanımızın tamamının, 1325 kurultay delegemizin tamamına yakınının desteğiyle, tam bir mutabakatla kabul edildiğini hep birlikte yaşadık.
Daha geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen 2 günlük milletvekili kapalı grup toplantısında 60’a yakın milletvekilinin söz aldığı, her konunun konuşulduğu ve tartışıldığı bilinen bir gerçektir. Burada sizinle birlikte 18 arkadaşımız sert eleştirilerde bulunmuş ama sizin dışınızdaki 17 arkadaşımız konuşması içerisinde mutlaka “birlik ve beraberliğin önemine” vurgu yapmış ve bu durum grubumuzun tüm üyelerini memnun etmiştir. Esenyurt Belediye Başkanımızın siyasi bir operasyonla tutuklandığı, belediyemize kayyum atandığı bir dönemde o gece televizyona çıkıp kurultay tartışmak, Genel Başkanı ve parti yönetimini tartışmaya açmak bir gaflet halinin değilse, neyin göstergesidir?
Cumhuriyet Halk Partisi üyeleri, delegeleri ve yöneticileri, neyin ne zaman tartışılcağını, ne zaman birlik olunacağını çok iyi bilirler. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı partinin kurumsal kimliğini temsil eder. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanını korumak, partiyi korumaktır. Böyle bir siyasi ortamda bu tutumun aksine bir tavır geliştirmek asla kabul edilemez, tarih önünde mahcup, parti vicdanında ise mahkum olursunuz. Partimiz son seçimlerde büyük bir başarı kazanmış, ilk genel seçimde de iktidar olarak Türkiye’ye demokrasiyi, adaleti, ekonomik refahı, toplumsal huzuru ve barışı getirme iddiasında olan, son yerel seçimde 47 yıl sonra Türkiye’nin 1. partisi olmuş bir partidir.
Kişisel hırs ve ikbal peşinde koşarken, partinin kurumsal kimliğine zarar verecek eylem ve söylem içerisinde olan her kim olursa olsun, partimizin buna kayıtsız kalmayacağını herkesin, özellikle de geçmişte önemli görevlerde bulunan birinin bilmesi gerekir. Genel Başkanımız Sn. Özgür Özel’in sizin bu saldırgan tutumunuza, fütursuz açıklamalarınıza karşı gösterdiği hoş görü ve nezaket dili ortada iken, başlatmaya çalıştığınız bu çirkin ve zamansız gündemin içine partimizi daha çok çekmeyiniz. Bizim tüm grubumuz, yöneticilerimiz ve üyelerimizle birlik ve beraberlik içerisinde durmaya, dayanışmaya ve 1. parti konumundaki partimizi daha da güçlendirmeye ve iktidara getirmeye ihtiyacımız var. Sizi akla, vicdana ve partili olma sorumluluğuna davet ediyorum"
----
Mahir Polat’tan Salıcı’ya destek
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat sosyal medya hesabından yaptığı açıklamayla tepki gösterdi. Polat, CHP sözcüsü Yücel'in tepkisinin parti geleneklerine uymadığını vurgulayıp, "Öncelikle eleştirilen konularla ilgili gerek partililerimizi gerekse kamuoyunu tatmin edecek hiçbir açıklama yapamaması Sayın Salıcı'nın yönelttiği eleştirilerin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymuştur" ifadeleriyle kurultay çağrısı yapan Salıcı'ya destek verdi.
Mahir Polat'ın açıklaması şöyle:
"Bugün parti sözcümüzün önceki dönem Genel Başkan Yardımcımız Sayın Oğuz Kaan Salıcı’nın yerinde ve bir Cumhuriyet Halk Partili'ye yakışır üsluptaki eleştirilerine yapmaya çalıştığı ve partimizin geleneklerine uzak üsluptaki yorumlarını üzülerek okudum.
Öncelikle eleştirilen konularla ilgili gerek partililerimizi gerekse kamuoyunu tatmin edecek hiç bir açıklama yapamaması Sayın Salıcı'nın yönelttiği eleştirilerin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymuştur. Bununla birlikte eleştirilerin öznesi ile ilgili açıklama yapmamasını parti terbiyesiyle bağdaştırmak istesem de yorumlarında kullandığı üslup ve tarzı hem partimize, hem sayın parti sözcümüzün kişiliğine, hem de hepimizin bildiği Sayın Salıcı ile geçmişten gelen yoldaşlık ilişkisine ters düşmektedir. Umuyorum sorumluluk makamındaki partililerimiz en azından bundan sonraki açıklamalarında kendi ikballerinden ziyade partimizin kurumsal kimliğini düşünerek hareket ederler"
Yorum Yazın