TÜSEB’e bağlı bir enstitü tarafından İstanbul’da düzenlenen konferans için 3 buçuk milyon TL’nin üzerinde harcama yapıldığı ayrıca katılımcıların büyük çoğunluğunun yalnızca açılış seremonisine katıldığı ortaya çıktı. Skandalı Meclis gündemine taşıyan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, kongre dilinin İngilizce olmasına karşın, katılımcıların çok büyük kısmının İngilizce bilmediğine dikkat çekti.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına bağlı Türkiye Sağlık Hizmetlerinde Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü tarafından İstanbul’da düzelen konferansa ilişkin iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Konferans için kişi başı katılım ücretinin bin 400 Euro olarak belirlendiğini kaydeden Emir, yaklaşık 70 kişinin kaydının yapıldığı konferans için 3 buçuk milyon TL’nin üzerinde harcama yapıldığını, bu bütçenin de Sağlık Bakanlığı bütçesinden karşılandığını iddia etti. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi sunan Emir, önergesinde şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’na (TÜSEB) bağlı Türkiye Sağlık Hizmetlerinde Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü (TÜSKA) tarafından 24-27 Eylül 2024 tarihleri arasında İstanbul’da ISQua Yıllık Konferansı düzenlenmiştir. Bu konferansa katılan yaklaşık 70 kişinin katılım ücretlerinin, yolluk ve yevmiyelerinin TÜSEB veya Sağlık Bakanlığı bütçesinden karşılandığı iddia edilmektedir. Katılım ücreti kişi başı 1400 Euro olarak belirlenmiş olup, kongre dili İngilizce olmasına rağmen katılımcıların çoğunluğunun İngilizce bilmediği, bazılarının ise hiç konferansa katılmadığı ya da yalnızca açılış seremonisine katıldıktan sonra konferanstan ayrıldığı ifade edilmektedir. Kamu kaynaklarının verimli kullanılması gerekliliği iktidar sözcüleri tarafından sürekli vurgulanırken, bu tür harcamaların yapılması kafalarda soru işaretleri oluşturmaktadır.”
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na şu soruları sordu. “ISQua Yıllık Konferansı'na katılan katılımcıların kaçının katılım ücreti, yolluk ve yevmiyesi TÜSEB veya Sağlık Bakanlığı bütçesinden karşılanmıştır? Bu kişiler için toplam ne kadar harcama yapılmıştır? Bu organizasyona katılım ile ilgili onay, hangi birim veya kurum tarafından verilmiştir? Ülkemiz adına kimlerin katılacağının kararı hangi birim tarafından verilmiştir? Kongre dili İngilizce olmasına rağmen, bahsi geçen katılımcıların bir kısmının İngilizce bilmediği iddiaları doğru mudur? Doğruysa, bu kişilerin konferansta verimli şekilde yer alabilmeleri için ne tür önlemler alınmıştır? Konferansa katılan ilgili kişilerin akademik unvanları nedir? Bu kişiler seçilirken hangi kriterler göz önüne alınmıştır? Bunların kaçı kongrede sunum yapmıştır? Konferansa katılım listesinde bulunup hiç katılmayan kamu görevlisi var mıdır? Varsa, bu kişilerin katılım ücretleri, yolluk ve yevmiyeleri karşılanmış mıdır? Bu kişilerle ilgili bir işlem yapılacak mıdır? İlgili konferansı hangi danışmanlık/turizm/organizasyon vb. şirketin düzenleyeceğine nasıl karar verilmiştir? Bu şirketin unvanı nedir? Konferansın düzenlenmesi için bu şirkete ne kadar ödeme yapılmıştır? TÜSEB veya Sağlık Bakanlığı’nda bu tür uluslararası etkinlikler için bir bütçe ayrılmakta mıdır? Ayrılmıyorsa, bahsi geçen harcamalar hangi kalemlerden yapılmaktadır?”
TÜSEB’İN İLK SKANDALI DEĞİL
“Bu olay TÜSEB’in ilk skandalı değil” diyen Emir, sözlerini şöyle sürdürdü. “‘Yenidoğan Çetesi’ skandalında adı geçen 19 hastaneden biri olan Reyap’a da TÜSEB’in alt kuruluşu olan Türkiye Sağlık Hizmetleri Kalite ve Akreditasyon Enstitüsü (TÜSKA) tarafından “Sağlıkta Akreditasyon Standartları (SAS) Belgesi verildiği ortaya çıkmıştı. Bebeklerin bile isteye öldürüldüğü hastanelerin akreditasyonunu iptal etmek için bile günlerce beklediler. Sağlık Hizmetleri’nin adeta haksız kazanç ve menfaatlerin ön planda tutulduğu bir yuvalanma alanına dönüştürüldüğü aşikâr. Artık tuz kokmuş durumda.”
Yorum Yazın