TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi Fenerbahçe – Galatasaray arasında oynanacak Süper Kupa finalinin Arabistan’da oynatılmak istendiğini söylendi. Bu düşünce akıllara daha önce Suudi Arabistan Krallığı’nın Milli Günü’nü kutlamamızı da getirdi. Cumhuriyetin 100. Yılında sergilediğimiz tavır mantıklı mıydı?
Oğuz Büber - Muhalif Analiz
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı 23 Eylül tarihinde ‘kardeş’ sıfatı kullanarak “Suudi Arabistan Krallığı’nın Milli Günü kutlu olsun!” metinli bir paylaşımda bulundu.
Ayrıca başkentin simge yerlerinden olan Atakule'nin tepe kısmındaki ekrana da "Suudi Arabistan Milli Günü Kutlu Olsun" ifadesi ve Suudi Arabistan bayrağı yansıtılmıştı.
Bu paylaşımları görünce herkes bir hafızasını yoklamak durumunda kaldı.
Biz ne zaman Suudi Arabistan’la kardeş olmuş (manevi anlamda), ne zaman sırt sırta bir savaşa girmiştik (gerçek anlamda).
Bu sorgulamalarla beynimizi yormayacak kadar net bir bilgi ile Suudi Arabistan ile ilişkimizi size açıklayalım.
Kardeş kelimesi vurgulanarak tebrikte bulunulan Arabistan’ın kuruluşu Türklere ihanet ederek olmuştur.
Nasıl mı?
Suudi hanedanı Vahhabilik isimli mezhepçi ve İslamcı fikir akımının önderiydiler. I. Dünya Savaşı esnasında İngiliz Hükümeti ile anlaşmaya varan Emir Abdülaziz, Mekke Şerifi Hüseyin bin Ali ile birlikte hareket ederek Osmanlı Devleti’ne savaş ilanında bulundu.
O dönemde çıkardıkları fetvada; Halife ve Türkler kafir ilan edilmiş, dökülen kanlar ise helal denilmiştir.
İngilizlere karşı İslam topraklarını savunun binlerce Türk bu vesileyle katledilmiştir. Karşılık olarak ise İngiliz Hükümeti Suud Ailesinin toprakları için güvence vermiştir.
Sonrasında Mekke Şerifi Hüseyin ile çıkarları çatışan Suud Ailesi, 1924 senesinde Şerifi de devreden çıkararak toprakların hakimi olmuştu.
1925’te de Müslümanlar için kutsal şehir Mekke ele geçirilmiş 700 yıllık Haşimi iktidarına son verilmişti.
Abdülaziz 10 Ocak 1926’da şehre gelecek ve kendisini Hicaz Kıralı ilan edecek tacı giyecekti.
1927 senesine gelindiğinde Hüseyin’in taraftarlarını mağlubiyete uğratmıştı. Bundan dolayı İngiliz Hükümeti Suud Ailesinin egemenliğin tanımak durumunda kalmıştı. 20 Mayıs’ta gerçekleşen Cidde görüşmelerinde de resmen Necid Sultanı ve Necid Kralı olmuştu.
Finale gelirsek 1932 senesinde Arabistan yarımadasının neredeyse bütünü himaye altına alınmış, Necid ve Hicaz ülkeleri birleştirilerek bugünkü Suudi Arabistan Krallığı kurulmuştu.
Kısa süre önce Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın kardeş ülke vurgusu yaparak tebrikte bulunduğu tarih işte o tarihti.
Yani Osmanlı’ya karşı isyan eden bir kavmin, resmen ülkelerini kurmalarını tebrik etmiştik.
Yazının başlığında bahsettiğimiz konu da bütün bunlarla ilişkili.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı gibi önemli bir senedeyiz. İki güzide kulübümüz Fenerbahçe ve Galatasaray Süper Kupa finaline çıkacaklar. Bizim final maçı için uygun gördüğümüz yer ise Suudi Arabistan ya da Birleşik Arap Emirlikleri.
İddia ya da söylenti değil bizzat federasyon başkanı tarafından duyuruldu.
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi açıklamasında, "Süper Kupa'yı 30 Aralık'ta oynatmak istiyoruz. Görüştüğümüz iki seçenek kaldı. Suudi Arabistan ve Abu Dhabi. Bir takım ekonomik konular konuşuyoruz." dedi.
Cumhuriyetin 100. Yılında simge takımlarımız için müstahak gördüğümüz mekan ‘ekonomik konular’la belirleniyor.
İsteğimiz ise Türkiye Cumhuriyeti'ne yaraşır şekilde Milli duygularla belirlenmesiydi.
Yorum Yazın