Daron Acemoğlu: Demokrasisi en fazla çöken dört ülkeden birisi Türkiye

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Daron Acemoğlu: Demokrasisi en fazla çöken dört ülkeden birisi Türkiye
Abone ol
Ekonomi Profesörü Daron Acemoğlu, ’’Türkiye faizlerin yükselmesine daha çok müsaade vermeyecek. Yine düşüreceğiz. Yine ekonomi balonlaşacak. Türkiye’nin önünde en çok 20 yıllık bir pencere var belki 15 yıl, bunu da kaçırırsak çok kötü” ifadesini kullandı. Türkiye’nin demokratikleşmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Acemoğlu, “Türkiye’nin kurumlarını kuvvetlendirmesi, ifade özgürlüğünü iyileştirmesi, eğitime, beşeri sermayeye yatırım yapması, teknolojinin doğru kullanılmasını sağlayacak altyapı yatırımlarını yapması lazım. Medya başta olmak üzere ciddi kurumsal erozyon var. Ne yazık ki gerçek bu. Türk insanı da bunun farkında. Ama bunun ne kadar zor geri geleceğinin farkında değil” dedi.

Prof. Dr. Daron Acemoğlu ile Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’a konuştu. 

Acemoğlu’nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

Bakan Mehmet Şimşek öncülüğünde şu anda Türkiye’de uygulanan bir ekonomi politikası var, bu başarılı oluyor mu, hangi konularda eksik yapılıyor?

Türkiye’de herkes bunlardan konuşuyor. Ben başka bir bakış açısı getirmek istiyorum Türkiye’yi ve dünyayı etkileyecek çok önemli akımlar var. 100 yılda yol alınacak şeyler bunlar. Yapay zekâ, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği ve ona adaptasyon. Küreselleşmenin yeniden yapılması. Türkiye bunlara hazır mı, Şimşek programı içinde Türkiye bunlar için neler yapıyor. Bundan önce aynı bakan önderliğinde 2010’larda yatırımlarda bulunduk, peki Türkiye beşeri sermaye için yatırımlarda bulundu mu, bilime yatırımda bulundu mu, kurumlarımızı iyileştirdik mi, yapay zekâya hazırlandık mı, eğitim sistemini düzelttik mi, yaşlanmayla ilişkin yeni teknolojilere yatırımda bulunduk mu? Şimdi asıl bunları sorması lazım.

’’Bu şekilde treni kaçırırız’’

Peki bu konularda adım var mı?

Hiçbir şey yok.

Bu alanlarda adım atılmazsa sonumuz ne olur?

Türkiye’nin bugüne kadarki büyümesi bir yukarı bir aşağıya bir yukarıya bir aşağıya oldu. Bundan sonra da aynı şeyi yapacağız. Şu anki program ne; faizleri azıcık çıkaralım, enflasyonu azıcık düşürelim yabancı sermayeden para alalım ki birkaç yıl daha ekonomi gitsin. Bu şekilde treni kaçırırız.

Yani kapsamlı bir kalkınma programına mı ihtiyaç var?

Evet kalkınma programı lazım. Ama şu an uygulanan programın neoliberal bile olmadığını düşünüyorum. Bir aşağıya bir yukarıya.

Faizler yükseliyor, siz de bundan sonra kaynağa ulaşmanın daha maliyetli olacağını söylüyorsunuz, faiz artışı sürer mi?

Ama o faizlerin yükselmesine Türkiye daha çok müsaade vermeyecek. Yine faizleri düşüreceğiz. Yine ekonomi balonlaşacak. Türkiye’nin önünde en çok 20 yıllık bir pencere var belki 15 yıl, bunu da kaçırırsak çok kötü.

Ne olur, batar mı?

Batmaz iyice geri kalır. Türkiye treni kaçırmış olacak.

’’Enflasyon çok yüksek’’

Türkiye’de ciddi bir enflasyon da var, orada atılan adımlar başarılı mı?

Enflasyon çok çok yüksek. Tabi ki tartışmamız lazım. Ama bir tek enflasyonu tartışmayalım. Enflasyon arttı artmadı... İngiltere’de, Londra’da 1 milyar dolarlık daha finansman aldık... bir tek o değil sorunumuz. Konuşmamız gereken şeyler çok daha geniş. Türk insanı gidenin ne kadar zor geri geleceğinin farkında değil.

’’Ciddi kurumsal erozyon var’’

Yıllardır yurtdışında yaşıyorsunuz, oradan Türkiye’ye bakınca keşke Türkiye şu hataları yapmasaydı dediğiniz neler var?

Çok var çok. Ama İleriye bakalım. Türkiye’nin demokratikleşmesi lazım. Kurumlarını kuvvetlendirmesi, ifade özgürlüğünü iyileştirmesi lazım. Eğitime, beşeri sermayeye yatırım yapması, teknolojinin doğru kullanılmasını sağlayacak altyapı yatırımlarını yapması lazım. Medya başta olmak üzere ciddi kurumsal erozyon var. Ne yazık ki gerçek bu.

Türk insanı da bunun farkında. Ama bunun ne kadar zor geri geleceğinin farkında değil. Kurumları çökertmek çok kolay, yeniden yapmak kolay değil. Yargıyı yeniden nasıl düzelteceksiniz, bağımsız medya Türkiye’de yok oldu bunu yeniden nasıl yaratacaksınız. Herşey bağımlı. Bundan sonra yeni hükümet gelse, bu sefer kendi bağımlı medyasını yaratacak. Kendi bağımlı yargısını yaratacak.

’’Türkiye demokrasi kışı yaşıyoruz’’

Şu anda demokrasi sonbaharı yaşanıyor umarım kışı yaşanmaz diyorsunuz, Türkiye için o kış daha erken gelir mi?

Geldi zaten. Türkiye şu anda demokrasi kışı yaşıyor. Son 20 yılda Türkiye kadar demokrasisi daha fazla çöken dört ülke var. Türkiye ligde sondan dördüncü sırada.

Türkiye’de son ekonomik konjonktürü düşününce vatandaşı nasıl günler bekliyor?

Zor günler bekliyor.

Siz özellikle teknolojiye vurgu yapıyorsunuz. Çin ile ABD arasında bu alanda ciddi bir yarış var, bu bir savaşa dönüşür mü?

Bazıları buna ikinci soğuk savaş diyor ama bence o kadar abartmaya gerek yok. ABD ve Çin arasında çok büyük bir rekabet var bu da normal. Özellikle iki ülke de teknolojiye yatırımda bulunmak istiyor. İkisi de teknolojinin öneminden emin. İkisi de bunun çok stratejik hatta gereğinden önemli olduğunu düşünüyor, İki ülkenin hem ekonomik hem teknoloji konusundaki çıkarları çok değişik. Örneğin Çin teknolojiye yatırımda bulunduğunda özellikle sansüre toplumu denetleme alanına yatırımda bulunuyor. Bu demokrasiyi zayıflatacak bir şey.

Burada en önemli bilgisayar çiplerini kim kontrol edecek, kim bunlara daha fazla sahip olacak, umarım bunu bir savaş değil rekabet halinde görürüz. Türkiye açısından tabi ki savaş çok kötü olur. Daha da önemlisi bu rekabet dünya ekonomisini çok etkileyecek.

Bu durumda Türkiye hangi tarafta olmalı, genelde ben ortadayım diyor?

Onu söylemesi doğru. Ama ben ortadayım dermesi yetmez. Şu an Rusya’ya ya da Ukrayna’ya tekstil satarak belki kısa sürede para yapabirsiniz. Ama uzun dönemde ben ortadayım derken teknolojiye yatırımınızın onlar kadar olması gerekiyor.


Yorum Yazın