DSÖ: Yeni M çiçeği salgını durdurulabilir

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
DSÖ: Yeni M çiçeği salgını durdurulabilir
Abone ol
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghenreyasus, Yeni M çiçeği salgınının kontrol altına alınabilir ve durdurulabilir olduğunu açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghenreyasus, DSÖ üyesi ülkelerin M çiçeği virüsüyle ilgili bilgilendirildiği toplantının açılışında konuştu.

Ghebreyesus, 2022'de küresel M çiçeği salgının başlamasının ardından DSÖ'ye 1000'den fazla doğrulanmış vaka bildirildiğini söyledi ve Afrika'daki M çiçeği vakalarında bir artış yaşandığını bildirdi.

Bulaşmanın Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde yoğunlaştığını söyleyen Ghebreyesus, 2024'te bildirilen vakaların yüzde doksanının Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde olduğunu ifade etti.

"Sadece bu yıl 575 ölüm de dahil 16.000'den fazla şüpheli vaka görüldü" diyen Ghebreyesus, 'klad 1b' türünün hızla yayılması nedeniyle maymun çiçeği virüsünü 'uluslararası önleme sahip halk sağlığı acil durumu' olarak ilan edildiğini hatırlattı.

Geçen ay vaka bildirilmeyen ve aynı zamanda Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ne komşu olan ülkelerden Burundi, Kenya, Ruanda ve Uganda'ya ek olarak Tayland ve İsveç'ten 'klad 1b' türü vakaların bildirildiğini açıkladı.

'Yeni M çiçeği salgını kontrol altına alınabilir ve durdurulabilir'

DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, koordineli küresel, bölgesel ve ulusal çabalar yoluyla M çiçeği salgınını durdurmak için 'Küresel M çiçeği virüsü stratejik hazırlık ve müdahale planı' geliştirildiğini ifade ederek, "Plan, kapsamlı gözetim ve müdahale stratejilerinin uygulanmasına, araştırmanın ilerletilmesine ve tıbbi karşı önlemlere eşit erişimin sağlanmasına, zoonotik bulaşmanın en aza indirilmesine ve toplulukların salgın önleme ile kontrolüne aktif olarak katılmalarının sağlanmasına odaklanıyor" şeklinde konuştu.

Ghebreyesus, durumla ilgili "Yeni M çiçeği salgını kontrol altına alınabilir ve durdurulabilir. Bunu yapmak için uluslararası kuruluşlar, ulusal ve yerel ortaklar, sivil toplum kuruluşları, araştırmacılar, üreticiler ve üye ülkeler arasında koordineli bir eylem gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

 


Yorum Yazın