Ekrem İmamoğlu: "Halkın iradesi ayaklar altına alınıyor"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi (ABBK) Türkiye Çalışma Grubu Toplantıları kapsamında yaptığı konuşmada, hükümetin kayyım atamalarına sert tepki gösterdi. Şişli Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen programda, yerel yönetimlerin halkın ihtiyaçlarına en yakın birimler olduğunu vurgulayan İmamoğlu, demokrasinin temel ilkelerine aykırı uygulamaların halkın temsil gücüne zarar verdiğini belirtti.

"Yerel yönetimler, halkın en yakın temsilcisidir"

İmamoğlu, yerel siyasetin ulusal siyasetten aşağı görülemeyeceğini ifade ederek şunları söyledi:
"Yerel yönetimler, halka en yakın yönetim birimleridir. İstanbul gibi 16 milyonluk bir şehirde, kreşten yeşil alana, sürdürülebilir ulaşımdan geleceğe yönelik çözümlere kadar geniş bir sorumluluk alanı üstleniyoruz. Ancak, siyasi çıkarlarını toplumsal faydanın önünde tutan anlayışlar, bu yapıyı baltalıyor."

Kayyım atamaları ve demokrasiye zarar

İmamoğlu, son dönemde görevden alınan belediye başkanlarıyla ilgili olarak şunları ekledi:
"Mart 2024 yerel seçimlerinden bu yana, 8 muhalefet belediye başkanı görevden alındı ve yerlerine kayyım atandı. Bu isimler arasında Esenyurt Belediye Başkanı Profesör Ahmet Özer ve Mardin’in belediye başkanı Ahmet Türk de var. Hukuka ve demokrasiye aykırı bu uygulamalar, halkın iradesini ayaklar altına alıyor ve yerel demokrasiyi çiğniyor."

"Ulusal ve yerel yönetim iş birliği şart"

Seçilmiş başkanların yerine İçişleri Bakanlığı tarafından atanmış görevlilerin yerleştirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
"Ulusal yönetimler, yerel yönetimlere çelme takmak yerine, iş birliği yaparak ulusal kalkınmayı desteklemelidir. Demokrasiye olan inancı ve halkın temsil gücünü güçlendirmek için bu şarttır."

Yerel demokrasiye vurgu

İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Demokrasi, halkın iradesine saygıyla mümkündür. Kayyım uygulamaları gibi antidemokratik yöntemler, hem ulusal hem de yerel düzeyde toplumun tüm kesimlerini olumsuz etkiliyor. Halkın sesini susturmak yerine, yerel yönetimlerle dayanışma içinde çalışmak, herkes için daha iyi bir gelecek inşa etmenin anahtarıdır."