Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, Türkiye’de bu seviyede bir hayat pahalılığının hiç görülmediğinin altını çizdi.
Aktaş, yazısında düşen satın alma gücünü şu sözlerle anlattı:
”Bundan yirmi-otuz yıl önce emekli olan memur ve işçi emekli ikramiyesi ile iyi kötü bir ev alabiliyordu. Peki şimdi bu mümkün mü? Nerede! Başta ev olmak üzere her şeyin fiyatı tırmanırken emekli ikramiyesi reel olarak geriledi ve makas öylesine açıldı ki şimdi ikramiye ile evin belki bir odası alınabilir!
Yıllar yılı büyük kentlere doğru yaşanan göç niye tersine döndü? Büyük kentlerde kiralar son birkaç yıldır ele geçen maaşı neredeyse tümüyle yutar hale geldi. İnsanlar bırakın ev almayı, kirayı bile karşılayamaz oldu.
Üniversiteyi bitirmiş, şanslıysa iş de bulmuş bir genç, İstanbul’da Ankara’da gelirinin belki üçte ikisini kiraya ayıracak; kalanla gençliğini mi yaşasın, araba mı alsın, tatile mi gitsin?
Emekliler mi, onların durumunu girişte anlattım. Market market gezip rafları inceleyenler genellikle onlar. Yıllarca çalışmış, bu ülkeye hizmet etmiş insanlar hayatlarının son yıllarını market rafı inceleyerek geçiriyor.
Çocuklar anne babalarını çekiştiriyor; dondurma aldırabilmek için.”
Yorum Yazın