Fenerbahçe taraftarının ‘doping yapsana’ tezahüratına Ergin Ataman bu defa küfürle karşılık verdi! Tezahüratın geçmişi neye dayanıyor? Euroleague Final Four'unda Fenerbahçe Beko mu, yoksa Panathinaikos mu daha çok temsilcimiz gibi duruyor?
Oğuz Büber - Muhalif Analiz
Euroleague Final Four’ları bu yıl Berlin’de oynananacak. Kupayı kazanma şansı olan dört takımdan birisi ise temsilcimiz Fenerbahçe Beko.
Fenerbahçe yarı finalde Yunan takımı Panathinaikos ile finale çıkma mücadelesi verecek. Yunanistan temsilcisinin başantrenörlük koltuğunda oturan isim geçmişte Fenerbahçe taraftarıyla yıldızı bir türlü barışmayan Ergin Ataman.
Cuma günü oynanacak yarı finale az bir zaman kala iki taraf arasında yine bir olay yaşandı.
Berlin’deki oteline ulaşan Yunan ekibi otele giriş yaptığı esnada, otelin önünde bulunan Fenerbahçeli taraftarlar, Ataman’a artık bir klasik haline gelen, “Doping yapsana, doping yapsana, Ergin Ataman, doping yapsana” tezahüratlarını yaptılar.
Parkelerden bu tezahürata alışığız, Ataman’ın da alışık olduğunu düşünüyordum ancak kendisinden oldukça şaşırtan bir tepki geldi.
Türkiye A Milli Basketbol Takımı’nın da başantrenörlüğünü yapan Ataman’ın Fenerbahçeli taraftarlara tepkisi küfürle olmuştu.
Otelin kapısında, “Has…lan”,”S…lan” küfürlerini savuran Ataman, kendisine yaklaşan taraftarları gördüğünde ise “Where is the security?” (Güvenlik nerede?) diyerek otel görevlilerine bağırmıştı.
Yunan takımının yetkilileri araya girerek olayların daha da büyümesinin önüne geçerken, Panathinaikos’lu sporcular da taraftarlarla tartışmaya girmişti.
Ataman ise olayı sonrasında AA’ya şu şekilde anlatmış:
"Konaklayacağımız otele girerken ilk önce Fenerbahçe taraftarının saldırısına uğradım. Daha sonra ailemle asansöre binerken bizi koruması gereken polisin beni itmesi sonucunda yere düştüm. Beni tartakladı. Bu olayın görüntüleri ve şahitleri var. Cumhurbaşkanlığımıza, Dışişleri Bakanlığımıza ve Berlin Büyükelçiliğimize haber verdik. Sağ olsun ilgileniyorlar. Şu an lobide bekliyoruz. Odaya çıkmamıza izin vermiyorlar."
Ergin Ataman’ın açıklamasında ettiği küfürlere değinmemesi dikkat çekici. Daha ilginci ise “Cumhurbaşkanlığımıza, Dışişleri Bakanlığımıza ve Berlin Büyükelçiliğimize haber verdik” ifadesi.
Şunu belirtmek önemli. Ataman; Berlin’de Yunanistan kulübü Panathinaikos başantrenörü kimliği ile bulunuyor, Türkiye A Milli Basketbol Takımı’nın başantrenörü olarak değil.
Aynı Ataman, turnuvadaki tek Türk takımının taraftarına ise küfürler savuruyor. Davranışları, neresinden tutarsak elimizde kalır türden.
Üstelik açıklamasında ‘Fenerbahçe taraftarının saldırısına uğradım’ şeklinde tanımladığı kısım yalnızca ‘Doping yapsana’ tezahüratını içermekte.
‘Doping yapsana’ tezahüratının hikayesini aşağıda detaylı olarak açıklayacağım. Ama ondan önce değinilmesi gereken bir konu daha olduğunu düşünüyorum.
Yunanistan kulübünün basketbol cephesinde antrenörlüğünü Ergin Ataman’ın üstlendiği gibi yine aynı kulübün futbol tarafının teknik direktörlük koltuğunda birkaç gün öncesine kadar Türk teknik direktör Fatih Terim bulunmaktaydı.
Yanı sıra, Terim’in bu yıl transfer ettiği oyuncular arasında Samet Akaydın isimli milli futbolcumuz da vardı.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nda; Akaydın’ın kutlama paylaşımında bulunması Yunan kulübünde krize neden olmuş, paylaşımı sildirilmişti. Ardından ise oyuncu kadro dışı kaldı.
Bu olaydan sadece iki gün önce kulübe veda eden teknik direktör Fatih Terim, konuya ilişkin hiçbir paylaşım yapmadı.
Türk Milli Takımı’nı da defalarca çalıştıran, kamuoyu tarafından milliyetçi bir karakter olarak gösterilen Terim’in, Milli Bayramımıza yönelik bu şekilde tavır alan eski kulübüne yönelik bir açıklama yayınlamasını beklemek boş bir avuntu mu olmalıydı bizler için?
Peki; halen aktif olarak kulübün basket şubesinde başantrenör olan, polisle yaşadığı bir münakaşayı bile ‘Cumhurbaşkanlığımıza, Dışişleri Bakanlığımıza ve Berlin Büyükelçiliğimize’ haber veren aynı zamanda Türk Milli Takımımızın koçu olan Ergin Ataman ulusal bayramımıza yönelik alınan tavra karşı bir açıklama yapamaz mıydı?
Pek tabii yapması gerekirdi.
Ama bunun yerine kendisini küfürsüz bir şekilde protesto eden Türk taraftarlara küfürle karşılık vermeyi tercih etti….
Dün akşam yaşanan olayların arkasından açıklamada bulunması gereken kurumlardan birisi de Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) olması gerekir. Ancak açıklama gelmeyeceğini de biliyoruz…
Ayrıca, Ataman’ın yaşananların ardından harekete geçirmeye çalıştığı kurumların Yunan makamları olması gerekmez mi?
Gelelim ‘Doping yapsana’ tezahüratının mazisine…
14 Haziran 2009 tarihinde İstanbul’da oynanan Efes Pilsen - Fenerbahçe Ülker Basketbol Ligi play-off final serisi 5. maçının bitiminde gerçekleştirilen doping kontrolünde mevzuata uygun olarak her iki kulübün kura ile belirlenen ikişer sporcusundan alınan numuneler Köln Laboratuarı’na gönderilmiş ve yapılan testler sonrasında; Efes Pilsen sporcusu Kerem Gönlüm’ün test sonucu pozitif olarak tespit edilmişti.
Doping testi sonucunda; yasaklı maddeler listesinde yer alan maddelerden ‘cathine’ maddesi, eşik olan 5 mg’ın üzerinde 10,7 mg olarak çıkmış ve Gönlüm hakkında müsabakaları katılmaması için tedbir kararı verilmişti. Gönlüm’e ardından ise 1 yıl hak mahrumiyeti ve 10 bin lira para cezası verilmişti.
Doping örneği alınan Efes Pilsenli diğer bir sporcuda da; aynı anda, aynı şekilde, aynı yasaklı maddeye rastlanmıştı ancak eşik altı değerde bulunmasından ötürü organize suçun varlığına hükmedilmemişti.
Ergin Ataman’ın bu olaylara ilişkin kendi açıklamalarına, iki gazetecinin Ataman’la söyleşi yaparak hazırladıkları ‘Zafere Giden Yol: Ergin Ataman’ isimli kitaptan erişebiliyoruz:
“Şampiyonluktan bir ay kadar sonra Kerem Gönlüm’le ilgili tatsız bir haber aldık. Yapılan doping testinde oyuncumuzda yasaklı madde çıktığı belirtiliyordu. Bu bizim için tam bir şoktu. Kerem’de sınırın üzerinde bir orana rastlandığı için açıklanmıştı. Mario Kasun’da ise sınırın altında o maddeye rastlandığı söylenmişti.” (syf.67)
Beşiktaş’tan Galatasaray’a geçtikten sonraki döneminde ise şu olay yaşanmıştı:
“En önemli oyuncumuz Beşiktaş’tan transfer ettiğimiz David Hawkins’ti. Hawkins, keyif verici madde kullandığı gerekçesiyle dört yıl men cezası aldı. Ceza aldığı zaman tabii ki takım olarak çok sarsıldık.” (syf.83)
Yaşanan bu olayların ardından Fenerbahçe taraftarının da; hiçbir küfür içermeyen, sadece akıllardaki soru işaretlerine atıf yapan ‘Doping yapsana’ tezahüratını kullanması hangi saygı sınırını aşıyor, hangi sportmenlik dışı davranışı içeriyor olabilir?
Ortada, daha önce başında olduğu takımların neredeyse hepsinde Fenerbahçe taraftarıyla münakaşaya girmiş bir ‘koç’ portresi var.
Olayların parke dışına taşması hiç hoş bir görüntü oluşturmuyor. Bazılarına göre bu durum Ataman’ın oyuncularının üzerindeki baskıyı kendi üzerine çekme taktiği. Çünkü daha öncesinde parke sınırları içerisinde kalsa da, hep gördük benzerlerini. Bu defasında ise olay sivil vatandaşların olduğu yerlere de tesir ediyor.
Acaba TBF, mili kaideler güderek bir Türk takımına mı sahip çıkacak dersiniz? Yoksa Türk başantrenörün yönettiği Yunan takımına mı?
Yorum Yazın