Sadık Çelik yazdı:

Gözlerin kapatıldığı gerçek gündem: Bu topraklarda kadın cinayetlerinin politik gerçekliği

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Gözlerin kapatıldığı gerçek gündem: Bu topraklarda kadın cinayetlerinin politik gerçekliği
Abone ol

İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in katledilmesi… Bir annenin kızının kesilmiş başının önünde attığı çığlık, insanın ruhunu donduran bir acının yankısı… Bu çığlık, yalnızca bir bedenin kaybına değil, insanlık onurunun vahşice çiğnenmesinedir. Bir annenin yüreğini paramparça eden, hayatının geri kalanını gölgede bırakacak bir çığlık. Tarifsiz bir kederin ve dehşetin sesi.

Aslında yüzyıllardır süregelen kadın düşmanlığının, patriyarkanın (ataerkilliğin), insanlık dışı nefretin yankısıdır bu. Cinayeti işleyen kişilerin ellerindeki bıçakları tutan yalnızca kendi elleri miydi, yoksa bu elleri güçlendiren, göz yuman, meşrulaştıran koca bir toplumsal yapı mı?

Toplumsal hafızamız, kadına şiddetin bireysel, akıl hastalıklarına dayalı bir mesele olarak algılanmasına eğilimli. Medyanın ya da bireysel yorumların da etkisiyle, katillerin ruh sağlığından dem vuruluyor, "sapık" ya da "canavar" olarak etiketlenerek olaylar bireysel çerçeveye ve hatta biraz da meşru zemine indirgeniyor.

İstanbul Fatih’te öldürülen iki genç kadının katili Semih Çelik için de bu yapıldı. İlk başta olayın uyuşturucuyla bağlantısı olduğu öne sürüldü, fakat ardından kadın düşmanlığını körükleyen Incel benzeri topluluklar ve bu kavramların rolü tartışılmaya başlandı…

Köşe yazısının tamamını okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz…