Leyla Emeç Tavşanoğlu'nun kaleme aldığı Habis narsistler başlıklı yazı...
ABD’nin en yüksek tirajlı gazetelerinden New York Times’da geçen gün tam sayfa bir ilan çıktı. İlanı verenler 200 sağlık uzmanıydı. Tam da ABD Başkanlık ve Kongre üçte bir yenileme seçimlerine onbeş günden az zaman kala çıkan ilan büyük şaşkınlık yarattı. İlan 200 sağlık uzmanının Amerikan halkına açık bir mektubuydu. Okuyalım:
“Donald Trump, vahim, tedavi edilemez kişilik bozukluğu, habis narsizmden muzdarip bir insan olarak liderlik vasfını kesinlikle haiz değildir. Trump,’ın Başkan seçilmesi ABD demokrasisi için varoluşsal bir tehdittir.”
İngiliz The Guardian gazetesinde çıkan haber şöyle:
“İlanı veren Anti-Psychopath Pac isimli siyasi bir kuruluş. Bu kuruluş geçmişte de Trump’ın, akıl ve ruh sağlığını sorgulamış ve ülkeyi yönetemez olduğunu savunmuştu. Tıbbi kaynaklara dayanarak yazılan açık mektupta, ‘Bütün bunlara göre Trump’ta anti-sosyal davranış bozukluğu olduğunu kolayca görebiliyoruz. Tıbbi uzman olmasalar bile insanlar yıllar içinde Trump’ın toplumsal ilkeler ve yasalara uymayı reddettiğini, sürekli yalan söylediğini, hiç çekinmeden başkalarının güvenliklerine zarar verdiğini, sorumsuz davrandığını ve yaptıklarından hiç bir şekilde pişmanlık duymadığını saptayabilirler. ‘
“Mektuba imza atan tıp uzmanları, teşhis ettikleri davranış bozukluklarının Trump’ın zararlı, sahtekar, düş aleminde yaşayan ve tehlikeli bir insan haline gelmesine yol açtığını savunuyorlar.
“Trump’ın Demokrat Partili rakibi Kamala Harris, daha önce eski Başkan’ın giderek dengesizleştiğini, bu hafta da bir Faşist olduğunu söylemişti.
“Trump hakkındaki bu ilanla eş zamanlı olarak New York Times’da tam sayfa, başka bir ilan yayımlandı. Bu ikinci ilan, cinsel saldırılara uğrayan 200 kişinin imzasını taşıyordu. İmzacılardan birisi, cinsel saldırı suçlusu ünlü Jeffrey Epstein’in eski bir kız arkadaşıydı. Bu kişi yıllar önce Trump’ın kendisine elle sarkıntılık yaptığını söylemişti. İlanın amacı Trump’ın başka davranış bozukluklarının dışında cinsel istismardan mahkemece suçlu bulunduğunu kamuoyuna hatırlatmaktı. “
Haberi okurken aklıma bizim siyasiler geldi. Yetmiş yaşını devirmiş bir kaç kişi Türkiye’nin geleceğiyle oynuyor; kimse de çıkıp bunların akıl ve ruh sağlıklarının bozuk olup olmadığını sorgulamıyor. Hep söyledim ve yazdım. Siyasette yönetim kademelerine gelecek kişilerin mutlaka beden, ruh ve akıl sağlıklarının yerinde olduğuna dair tarafsız sağlık uzmanlarından oluşan bir heyetten raporlu olmaları zorunlu hale getirilmelidir.
ETKİ AJANLIĞI
Çeşitli ruhsal ve fiziksel hastalıkları olduğunu bildiğimiz bir avuç kişi babalarının çiftliği gibi bu ülkeyi yönetiyor, ya da yönetemiyor. Yönetemedikleri için de iç, dış siyaset, ekonomi, sağlık, eğitim, hukuk, ulusal güvenlik yerlerin dibinde sürünüyor. Şimdi bunları yazdım diye beni de “etki ajanı” olarak damgalarlar mı?
Etki ajanlığına gelince... Her projemizi başkalarından kopya çekiyoruz ya! Etki ajanlığı kavramı en otoriter rejimlerde, örneğin Rusya’da oluşturuldu. Derken, Rusya’nın arka bahçesi gibi gördüğü Güney Kafkasya ülkelerinden Gürcistan etki ajanlığı yasa tasarısıyla çalkalanmaya başladı. Gürcistan’ın, yüzünü Batı’ya çevirme yanlısı olan siyasetçiler, bunu “Rus Yasası” olarak tanımladılar ve iktidarı Rusya’nın otoriterliğine boyun eğmekle suçladılar. Şimdi bu etki ajanlığı yasası TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edildi. Yakında Genel Kurul’da oylamaya sunulacak.
Tasarıya göre devlet güvenliği aleyhine, yabancı devletler, kurumlar lehine yayın yapanlar hakkında üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verilir, deniliyor. Yani siz “kutsal devletimiz” in (Üst bürokrasiye çöreklenmiş, bütün ülke nimetlerinden yararlanan bir avuç insan) kaka gördüğü herhangi bir dış kuruluş, örgüt, devlet lehine yayın yaparsanız casus olarak damgalanır, kodesi boylarsınız. Google’a girip “etki ajanlığı”nın İngilizcesine baktım. Pek çok ülkeden kişi ve kurum yanlarında çalıştıracakları etki ajanları (influencer agents) arıyor. Şaka değil. Gözlerine kestirdikleri influencer agent’lara ayda binlerce Euro para ödemeyi teklif ediyorlar. Bunun karşılığında da satacakları ürünlerin milyonlarca kişiye tanıtılması ve pazarlanmasını sağlamayı hedefliyorlar. Ya Türkiye Cumhuriyeti Devleti (Gözü, karnı doymaz bürokrasi diye de okuyabilirsiniz) ? Satacağı tek ürün kendi ülkesi mi kaldı yoksa? Fena para etmez yani. 783 bin 562, yuvarlak hesapla 800 bin kilometrekare toprak! Doğu’yla Batı arasında köprü. Voliyi vurursun. Vurdururlarsa tabii!
En büyük Bayramımız’ın 101. Yıldönümü kutlu olsun!
Yorum Yazın