Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, T24 Yıllık Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Galatasaray’ın bahis şirketi sponsorluğuna gönderme yaparak ”Bugün Türkiye’de en büyük skandal sponsorluk olmuştur. Kimsenin sesi çıkmıyor. Herkes çıt. Konuşmak zorundasınız. Gazeteciler de yazamıyor. Para alınıyor, bitiyor, ondan sonra vazgeçtik yanlış kişiymiş deniyor; bu söz konusu olamaz. Yok öyle şey. O zaman haksız rekabetle başlanıyor” dedi.
T24 Yıllık Konferansları’nın üçüncüsü, bugün (3 Ekim Çarşamba), “Belirsizlikler ve Öngörüler” teması altında yapılıyor. “Çoklu krizler, ekonomi, politika, demografi, gençlik, yapay zekâ” konuları üzerine düzenlenen konferansta, alanlarında uzman 16 saygın isim sunumlar yapıyor, panellere katılıyor. Konferansta, dördüncü sunum, BJK Kulübü Başkanı Hasan Arat’ın ”Futbol Nerede Başlar, Nerede Bitmez?” başlıklı konuşmasıyla gerçekleşti.
Galatasaray’a gönderme: En büyük skandal sponsorluk olmuştur
Arat, Galatasaray’ın iptal edilen sponsorluk anlaşmasına gönderme yaparak, ”Bu işleri çok ciddiye almak lazım. Türkiye bu konuyu yeni yaşadı. Sponsorluk imzalamasını yapan kulüp hemen vazgeçti, yanlıştan vazgeçti ama olan oldu” diyerek şunları kaydettti:
” Beşiktaş’ın sponsorları son derece itibarlıdır. Bu işleri çok ciddiye almak lazım. Türkiye bu konuyu yeni yaşadı. Sponsorluk imzalamasını yapan kulüp hemen vazgeçti, yanlıştan vazgeçti ama olan oldu. Kulüpler bu yönetimleri yaparken çok dikkat etmeliler. Birbirlerine laf söylerken dikkat etmeliler. Ben eğitimliyim, şu okuldan mezun oldum, ayrıcalıklıyım diye Türkiye’de dolaşamazsınız. Bu kimliği taşıyan herkes ayrıcalıklıdır.
Spor yöneticilerinin kullandığı dile özen göstermesi gerekiyor. Taraftara mesaj vermek için toplumun sosyal düzenini bozamazsınız. Çok dikkat edeceksiniz. Tribünlere, taraftara kimse laf etmesin. Başlangıç, kulüp idarecileridir. Onların ağzından çıkan laflar herkesi tahrik ediyor. Sakin duran insanları bile rahatsız ediyor. Başarı için her şey mübah değildir.
Bu dilden, bu kişilerin vazgeçmesi lazım. O zaman çok sertliğe doğru gider ve taraftalar arasında sertlik çıkar. Bu şekilde devam ederse camialar karşılık verir. Benim okulum var, senin yok, ben şuradan mezunum, senin sponsorluğun öyle, ben şöyleyim vs. Bunlara gerek yok. Bugün Türkiye’deki en büyük skandal sponsorluk olmuştur bundan iki hafta önce. Kimsenin sesi çıkmıyor. Herkes çıt. Konuşmak zorundasınız. Gazeteciler de yazamıyor. Para alınıyor, bitiyor, ondan sonra vazgeçtik yanlış kişiymiş deniyor; bu söz konusu olamaz. Yok öyle şey. O zaman haksız rekabetle başlanıyor.
Galatasaray daha önce, tartışma yaratan sponsorluk anlaşmasının iddialar netleşene kadar askıya alındığını açıklamıştı. Formanın sırt kısmı için sponsorluk anlaşması yapılan haber sitesinin, yasa dışı bahis kuruluşuna bağlı olduğu iddiası kamuoyunda tepki çekmişti.
Sarı kırmızılılar son olarak sözleşmenin, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından verilen iznin iptal edilmesinin ardından feshedildiğini açıkladı.
Sponsorluk sözlerinin ardından konuşmasına devam eden Arat, şunları söyledi:
”Şu an takımları ayrıştırmaya çalışıyorlar”
”Beşiktaşlı, toplumsal olaylara çok duyarlı. Bu bir tutku, bu tutku evde başlıyor, sosyal hayatınızda başlıyor, arsalarda başlıyor.
Gündemin en önemli hacmini futbol sağlıyor. Bu çok kompleks bir yapı. Bu yapıda kulüplerin içinden yetişmiş, iş dünyasından gelenlerin hırpalanmayacağı bir düzenin oluşmasında fayda var.
Tüm kurullarda kadın üye mecburiyeti getirmiş. Türkiye’de herkes eşitlikten bahsediyor ama kadının yerinin olması gerektiği gibi kurallarının da değiştirmeye adım atmıyorlar. Biz Beşiktaş olarak devrim yaptığımızı düşünüyorum. Kadın üyenin, bir yönetim kurulunu nasıl değiştirdiğini şu an yaşıyoruz, son derece güzel bir şey. Futbol asla futbol değildir. 26 Ağustos’ta Afyon’da Kocatepe’ye çıktım, bunu yapan ilk başkan benmişim. Çocuklara İnönü’yü, Atatürk’ü, Beşiktaş’ı, milli mücadeleyi anlattım.
Şu an takımları ayrıştırmaya çalışıyorlar. Bu çok tehlikeli bir şey. Kulüplerin yapacak çok şeyi var ve bunları yapmaları lazım.
Türk sporuna baktığınızda medya manşete futbolu taşıyor. Ben kulüp yönetimi kadar istediğim kadar farklı alanlardaki hayallerimi söyleyeyim, manşete taşınmaz. Bir futbol transferi adı vereyim, hemen manşete taşınır.
Spor medyasının futbol kanadını izleyince çok şaşırabilirsiniz. Medya, konvansiyonel gücünü kaybetti. Kulüpler kendi medyasını yaratmaya başlıyor. Kimi, kendi taraftarlarına mesaj vermek için yan sosyal medyasını yaratıyor. Biz, kendi taraftarımıza kendi sosyal medya hesabımızdan, internet sitemizden vermeye başladık. Ama bu değişimin sancıları çok ağır.”
”Türkiye’de her şeyden önce idarecilerin yapısının ve dilinin değişmesi lazım”
Türkiye’de futbolu siyasete bulaştırmamamız lazım. Türkiye’de laik, demokratik kulüpler önemlidir. Türkiye’de her şeyden önce idarecilerin yapısının ve dilinin değişmesi lazım. Spor basının, her türlü eleştiriyi yapmakla birlikte, dikkatli bir şekilde, insanları ahlaken incitmeden her türlü eleştiriyi yapmalarına itirazım yok ama öyle bir an geliyor ki insanları ’idarecilik yapmayın’ diye korkutuyorlar.
”Hayalim, bu ülkenin demokratik bir ülke olması”
Hayalim, buradan alnı açık bir şekilde ayrılmak. Beşiktaş’ın değerlerini yeni nesillere aktarabilmek, benim için en önemli mirası. Sadece kupa miras değildir, felsefeyi yaşatabilmektir. Kulüp Başkanlığı, devamlı tutunabileceğiniz bir güç olmamalı. Ayrılırken belli bir mirasınız olmalı. Benim hayalim çok güzel bir Türkiye’nin olması. Bu vatan bana çok şey verdi. Vatanım için her türlü çalışmaya devam edeceğim. Kulüp Başkanı olmak zorunda değilsiniz, giderim vakıflarımızda çalışırım, yardım işleri yaparım. Önemli bir pozisyonda olmak zorunda değilsiniz. Toplumun o kadar çok ihtiyacı var ki, kitapla uğraşırsınız, bilgisayarla uğraşırsınız... Bu ülkenin refah, demokratik bir ülke olması hayalim yıllardır devam ediyor. Ve toplumla ilişkimi bu şekilde sürdürmek istiyorum.”
Yorum Yazın