HEDEP Milletvekili Hüseyin Olan'dan 'Emniyet-mafya-bürokrasi ve yargıdaki kirli ilişkiler' ağının araştırılması önergesi

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
HEDEP Milletvekili Hüseyin Olan'dan 'Emniyet-mafya-bürokrasi ve yargıdaki kirli ilişkiler' ağının araştırılması önergesi
Abone ol

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Bitlis Milletvekili Hüseyin Olan, Türkiye’de emniyet, siyaset, bürokrasi ve yargı alanında suça bulaşmış insanların ortaya çıkarılması ve bu bağlamda işlenen suçların araştırılması ve incelenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önerge verdi.

Muhalif- Ankara 

Hüseyin Olan’ın Meclis araştırması önergesinin gerekçe kısmında şu ifadeler yer aldı:

Mafyanın emniyet, siyaset ve yargı mensuplarıyla ilişkileri

Organize suç örgütü (mafya) liderlerinden Ayhan Bora Kaplan’ın "örgüt kurma", "kasten yaralama", "yağma", "kişiyi hüviyetinden yoksun kılma" ve "işkence" suçlarından ötürü 7 Eylül 2023’de gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından emniyet, siyaset ve yargı mensuplarıyla olan ilişkileri gündeme gelmişti. Ayhan Bora Kaplan, önceki Organize Şube Müdürü Alp Arslan’ın 2018'de kendisinden 250 bin dolar rüşvet istediğini, rüşveti vermeyince mekanının basıldığını öne sürmektedir. Yine Kaplan’ın, Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile olan bağlantıları iddia edilmektedir. Bununla birlikte Ayhan Bora Kaplan’ın Emniyetteki mülakatı sırasında dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a lüks bir villa ile otomobil hediye ettiğini öne sürdüğü soruşturmanın yönü, yargı çevresine doğru genişlemiştir. Hatta Yargıtay Üyesi Yüksel Kocaman’ın, Kaplan operasyonu başlayıp, adının gündeme gelmesi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan randevu talep ettiği ancak Erdoğan'ın, Kocaman'a randevu vermediği iddia edilmektedir. Bunun yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kaplan'la bürokratlar ve yargı mensupları başta olmak üzere kimlerin bağlantısının bulunduğuna dair Millî İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) özel rapor istediği ifade edilmektedir.

Adliyelerdeki rüşvet, iş takibi, aracılık ve usulsüzlük iddiaları

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın koordinesinde Ankara Emniyeti'nce yürütülen mafya – siyaset – bürokrasi üçgeninde işin ucu avukatlara savcılara ve hakimlere kadar uzanmıştır. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerin adliyelerinde gün yüzüne çıkan yargı skandalları ardı ardına gündem olmaktadır. Gazeteci Timur Soykan’ın erişime engellenen 13 Ekim tarihli “Başsavcının rüşvet çığlığı: Çürüyoruz” haberinde; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) adliyedeki “rüşvet, iş takibi, aracılık ve usulsüzlük” iddialarını iletmiştir. Başsavcı, yazısında uyuşturucu kaçakçılarının, yasadışı bahisçilerin, milyonlarca lira gasp edenlerin nasıl tahliye edildiğini ortaya koymaktadır. Haberlere erişim engeli kararlarının para karşılığı verildiğini ifade etmektedir.

Uçar’ın dilekçesinde şu çarpıcı ifadeler yer almaktadır: “Kapalı kapılar ardında, meslektaş sohbetlerinden İstanbul Anadolu Adliyesi’nde para karşılığı sulh ceza hâkimliklerinde erişimin engellenmesine dair kararlar verildiği, usulsüz tahliyeler yapıldığı duyumları alındı.”

Gazeteci Tolga Şardan’ın MİT raporunu haberi sonrası tutuklanması

Gazeteci Tolga Şardan’ın 31 Ekim 2023’de yaptığı ve tutuklanmasına gerekçe olan “MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu ‘yargı raporu’nda neler var?” haberine göre ise Yargıdaki istismar ve çürüme iddialarının artık kontrol edilemez hale gelmesi, MİT Başkanlığı'nı da harekete geçirmiştir.

MİT Başkanlığı, Anadolu Başsavcısı Uçar'ın mektubundan kısa süre önce, son 5-6 yıldır büyük kentlerdeki adliyelerde yaşanan skandal kararlar, işlemler ve uygulamalar hakkında bir rapor hazırlayıp Cumhurbaşkanlığı'na iletmiştir. Raporun hazırlanmasından önce Cumhurbaşkanlığı da MİT'ten yargı mensupları üzerinde inceleme yapılmasını istemiştir. Adliyelerde görevli hâkim ve savcılar üzerine yoğunlaştırılan incelemelerde, özellikle İstanbul ve Ankara Adliyesi'nde yüzlerce emsal dosya mercek altına alınmıştır. Dosyaların içeriği, dosyalar üzerinde karar veren yargı mensupları ve dosyaları takip edip sonuçlanmasını sağlayan dosya takipçilerinden oluşan bağlantılar tespit edilmiştir. Para karşılığında verilen, erişimin engellenmesi kararlarının yanı sıra, soru işaretlerine neden olan ilginç tahliye ve tutuklama kararlarına imza atan yargı mensupları belirlenmiştir.

Yargıdaki çürüme iddialarının merkezi Bakırköy Adliyesi

MİT'in Bakırköy Adliyesi merkezinde yaptığı incelemelerde; önemli ve ilginç bulgulara ulaşılmıştır. Buna göre: Özellikle uyuşturucu kaçakçılığı yaptıkları gerekçesiyle haklarında adli soruşturma başlatılanlar, ikametlerini, iş yerlerini, şirketlerini Bakırköy Adliyesi'nin sorumluluk bölgelerine taşımaktadırlar. Böylelikle adli süreçlerde Bakırköy Adliyesi'nde gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamalarında daha kolay karar alma olanağı yaratılmaktadır. Yine yürütülen adli süreçlerde Bakırköy Adliyesi'nde "adli kontrol şartı ile tahliye" kararları daha kolay alınmaktadır. Bunun yanında Bakırköy Adliyesi'nde görevli kimi savcı ve hakimlerin parasal ilişkileri konusunda da MİT tarafından tespitler yapılmıştır. Adliyelerde yaşanan sorunlarda ikinci sırada İstanbul Çağlayan Adliyesi gelmekte ve davalarda çok sorunlu kararlar çıkarıldığı MİT'in raporunda yer almıştır.

Türkiye’de mafya, emniyet, siyaset, bürokrasi ve yargı alanında karanlıkta kalmış kirli ilişkiler mevcuttur. Bu ilişkilerin ortaya çıkarılması, ulusal ve uluslararası bağlantılarının tespit edilmesi, iddiaların odağındaki kamu görevlilerinin, tartışmalı mahkeme kararlarına imza atanların ve hepsinin birinci dereceden yakınları ile akrabalarının mal varlıkları incelenerek bu durumdan kaynaklı olarak emniyet, siyaset, bürokrasi ve yargı alanında suça bulaşmış insanların tespit edilmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılması elzemdir.
 


Yorum Yazın