(Türkiye`de Yerel Seçimler: 31 Mart 2024; Almanya`da Irkçı Parti: AfD;
Felsefe: Immanuel KANT 300 Yaşında...)
Türkiye`de Yerel Seçimler: 31 Mart 2024
Türkiye`nin derdini, dertlerini anlatmaya kalkmayacağım 51 yıldır yurt dışında yaşayan birisi olarak. Teşbihte hata olmazsa, bu, denizde yaşayan balıklara suyu anlatmak gibi olur...
Ülke seçim sath-ı mailine girmiş durumda. Bütün partiler, politik aktörler neyi var neyi yoksa ortaya koyuyor... Bu durum gittikçe de yoğunlaşacak.
***
Şu kadarını söyleyeyim ki, bu seçimin merkezi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimi. Ve İBB Seçimi, çok partili sisteme geçtikten bu yana yapılan seçimlerin en önemlilerinden birisi. Nedeni çok açık: Rejim oylanıyor.
***
Türkiye`de halihazırda iki büyük parti ve iki önemli politik aktör var: AKP ve CHP, Recep Tayyip ERDOĞAN ve Ekrem İMAMOĞLU. Birisi sonun başlangıcını yaşıyor gibi... Diğeri ise yıldızının parladığı anı... Ekrem İMAMOĞLU İBB Seçimi`ni kazanırsa hedefe varması hızlanır, bunun yolu kısalır. Eğer bu seçimi kaybederse, gene de bu sürecin kazananı olacaktır. Eğer bu süreci/süreçleri iyi bir kadroyla yönetirse... Ekrem İMAMOĞLU, tıpkı Bülent ECEVİT gibi çevresinde iyi bir kadro oluşturursa her halükarda sürecin galibi olarak çıkacaktır. İstanbul`da da, CHP`nde de ve Türkiye genelinde de...
***
Peki neden? Nedeni çok açık: İBB Başkanlığını kazanan Türkiye`nin önümüzdeki döneme damgasını vuracak. Eğer bu seçimi merkezi erke hükmeden ve giderekten devletleşen AKP kazanırsa geçmiş olsun. Bu parti 10-15 yıl daha Türkiye`yi yönetir. Sadece Türkiye`yi yönetmekle kalmaz, anayasayı değiştirerek rejimi de yeniden şekillendirebilir...
Yok eğer bu seçimi ana muhalefet partisi CHP`nin adayı Ekrem İMAMOĞLU kazanırsa hem CHP`nin ve hem de Türkiye`nin önü açılır. Ekrem İMAMOĞLU geleceğin Cumhurbaşkanı adayı gibi bir efor sarf ediyor.
***
Eğer, Ekrem İMAMOĞLU iyi bir kadro oluşturabilirse ve gerçekci bir konsept sunabilirse seçimi kazanacak gibi görünüyor. Bülent ECEVİT`in 1970`li yıllardaki gibi bir kadro oluşturması, halkı celbedecek bir iki slogan formüle edilmesi ve en önemlisi de Türkiye`nin önümüzdeki 15-20 yılına yönelik bir konsept oluşturması gerekiyor. Bu da ancak bir kadro işi...
Ekrem İMAMOĞLU`nun halkta, tabanda karşılığı var... Seçimi kazansa da kazanmasa da İMAMOĞLU`nun önümüzdeki dönemde yoğun bir çalışma süreci bekliyor...
***
Almanya`da Irkçı Parti - AfD (Almanya İçin Alternatif)
Almanya`nın da başı dertte. Ama, Almanların derdi başka. Dertleri enflasyon değil. Geçen ayın enflasyonu %2,7. Ülkedeki işsizlik oranı %5.
Almanların derdi bir başka, yani AfD (Almanya İçin Alternatif) partisi. Partinin adı sizi aldatmasın. Bu parti öyle alternatif falan değil. Irkçı ve göçmen karşıtı bir parti. Alabildiğine popülist...
***
Almanya Federal Cumhuriyeti`nde birileri ülkenin yönünü, yapısını ve anayasasını değiştirmek istiyor. Dünyanın en demokratik ve çoğulcu anayasalarından birisi olan ``Grundgesetz`` (Temel Yasa - Anayasa) 75 yaşında ve birileri tarafından değiştirilmek isteniyor. Bu `birileri` popülist politikalarla halkı AfD`nin arkasında saf tutmaya yönlendiriyor. Daha doğrusu bu partiyi sahaya sürüyorlar... Almanya`nın doğu bölgelerindeki 6 yeni eyaletin üçünde Eyalet Parlementosu Seçimi var bu yıl. Ve AfD her üç eyalette de favori. Bu ırkçı partinin seçimlerden birinci parti olarak çıkacağına kesin gözüyle bakıyorlar... Eyaletin birisinde alması beklenen oy oranı %35.
Bu durum kaygı verici ve hatta ürkütücü...
Buna karşın, umut verici durumlar da var. Haftalardır halk hafta sonlarında alanlarda. Hem öyle binlerce, onbinlerce insan inmiyor sokağa. Büyük şehirlerde yüzbinlerce yurttaş sokaklarda... Bu umut verici gelişme çok önemli. Bunun kadar önemli olan bir nokta ise demokratik partilerin, sendikaların, kiliselerin ve STK`ların bu ırkçı partiye karşı tavır almaları...
Alman burjuvazısı, işverenler kuruluşları üzerinden demeçler veriyorlar, AfD partisine karşı tavır koyuyorlar. Türkiye`deki burjuvazıyı haberdar etmiş olalım. Kim bilir, Türkiye`deki burjuvazi de ``Burjuva Demokrasisi``nin öneminin ve değerinin farkına varır.
***
Felsefe: Immanuel KANT 300 yaşında...
Üçüncü alt başlığımız felsefe. Ne yenir, ne içilir ve ne de karın doyurur. Hatta bizim Anadolu`da felsefe okuyan gençlere çaktırmadan soru soran gözlerle bakılır... Almanya`da ise, felsefe okuyan gençlere ``babası milyoner galiba`` gözüyle bakılır...
Gelin görün ki, bu satırların yazarına göre felsefe çok önemli. Kısaca ve kestirmeden söyleyeyim: Çok önemli, çünkü bütün bilimlerin anası felsefe.
***
Felsefe tarihinin en büyük filozofu kim diye sorulacak olsa, mutlaka beş-on isim sayılacaktır. Herkesin görüşüne saygımız var. Ama, bana göre bu alanın en büyüğü Alman filozof Imanuel KANT.
Bu büyük filozof şimdi Rusya topraklarında kalan Königsberg (Kaliningrad) şehrinde doğmuş, orada yaşamış ve 80 yaşında gene orada ölmüş. Bu Prusya disiplinini tepe noktası olan 154cm`lik ``küçük dev adam`` o kadar disiplinli ve çalışkanmış ki, insanlar KANT`ın yürüyüş kulvarından geçişine göre saatlerini ayarlarlarmış. Yani, aynı kulvarda ve aynı saatte yürüyüş ve de aynı noktadan aynı saatte geçmiş... Filozofumuz 7 kitap yazmış. Ama ne kitaplar. Okuyup anlaması zor, tercümesi daha da zor.
Bu büyük Alman filozof insan aklıyla, insan aklının eleştirisiyle, savaş ve barışla ilgilenmiş ve bu alanlarda günümüzde de aktuel olan kitaplar yazmış.
***
Almanya`da üniversiteler, akademiler, vakıflar ve müzeler, (daha doğrusu akademik ve entellektüel dünya,) Aydınlanmanın ve Kritik Düşüncenin en büyüklerinden birisi olan Immanuel KANT`ın 300ncü doğumunu kutluyor çeşitli konferans, kollokyum ve yayınlarla...
***
İşte bu felsefe dünyasının, felsefeyle uğraşanların ve felsefeseverlerin bir somut derdi var: Immanuel KANT`ın 300ncü doğum yılında bu büyük filozofa yakışır daha neler yapabiliriz diye kafa patlatıyorlar... Bu kesimin derdi de bu. Böyle dert dostlar başına.
***
Yazımızı, büyük Alman felsefe profesörü Immanuel KANT`ın iki yol gösterici ifadesiyle bitirelim:
``Kategorischer Imperative`` (Koşulsuz buyruk);
``Sapere aude!`` (Kendi aklınla düşünmeye cesaret et!).
***
8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar Günü kutlu olsun!
Muhalif gazetesinin Yayın Kurulu beş köşeli kadından oluşuyor. Ne mutlu bana ki, böyle bir gazetede aktuel yazılar yazıyorum.
Muhalif gazetesi kadın demektir.
Kadın hayatın ta kendisidir.
Yorum Yazın