Türk Musevi cemaatinin önemli isimleri İsrail ve Türkiye arasında gerçekleşen resmi ziyareti Muhalif.’e özel değerlendirdi. İvo Molinas ve İsak Nino Debehar'ın görüşleri haberimizde…
Muhalif. Özel - Gülru Çongar Gezen
Türk Musevi cemaatinin önemli isimlerinden, Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas ve Muhalif.com.tr yazarı İsak Nino Debehar İsrail ve Türkiye arasında gerçekleşen resmi ziyareti Muhalif.’e özel değerlendirdi.
“Herzog’un gelişiyle yeni bir dönem açıldı”
Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas:
"Sokaktaki Türk Yahudi’sine neyi hayatta kaybetmeyi istemezsiniz diye sorsalar, önce kendimin ve ailemin sağlığını, ardından paramı der, üçüncü olarak; Türk İsrail ilişkilerinin bozulmasını istemem der. Türk Yahudisi için kendi ülkesi olan Türkiye ile, kendisinin gönül bağı olduğu İsrail’in ilişkilerinin iyi olması onun hayatının en önemli olumlu yönlerinden biridir. Ama maalesef İsrail’in kuruluşundan beri Türkiye ilişkileri inişli çıkışlı bir yol çizdi. Bunda kültürel ya da ekonomik faktörlerden ziyade siyasi faktörler etkiliydi. Bazen kış bazen bahar oldu fakat her zaman ilişkiler ayakta kaldı. Ancak son döneme baktığımızda o meşhur “one minute” çıkışından beri ilişkiler büyük bir düşüşe geçti. Tarihte İsrail Arap savaşlarında ilişkiler yine kötüleşmişti ama barış döneminde, büyük bir İsrail Arap savaşı olmadığı dönemde AK Parti hükümetlerinin, siyasi nedenlerle Filistin’i tutması ilişkileri minimuma indirdi. One minute çıkışının ardından Mavi Marmara olayı gerçekleşti. Türkiye İsrail arasında ilk defa olan, büyükelçilikleri geri çektiren çok nahoş bir durumdu.
1990’larda Tansu Çiller, Mest Yılmaz ve hatta Ecevit döneminde büyük askeri anlaşmalar imzalanmıştı. Silah satışları, istihbarat ilişkileri boyutundan sonra sadece özel sektörün ticari faaliyetleri düzeyine indi ilişkiler. Bu her iki ülke için olumsuz bir gelişmeydi. Bölgede iki tane aklı sağlam ve demokratik ülkenin birlik olması bölge barışı için çok önemliydi, kaçırıldı. Buna daha çok Türkiye’nin neden olduğuna inanıyorum çünkü İsrail kim iktidarda olursa olsun Türkiye ile ilişkilerini iyi ve sağlam tutmaya çalışmıştır. Sonunda ilişkiler sadece özel sektörün ticari boyutuna indirgendi. Pandemiye rağmen bu iki ülke arasındaki ticaret hacmi 8.5 milyar dolardı.
Şimdi Herzog’un gelişiyle yeni bir dönem açıldı. Hem İsrail -Türkiye dostluğunun devam etmesi hem de bölgesel barışın oluşunda bu ikilinin rolü büyük. İkili ilişkiler boyutunda güzel günler yaşıyoruz ve tadını çıkarmamız lazım. Olumlu olmak gerek ama ilerisi neler gösterecek bilmiyoruz."
“Türkiye annemdir, İsrail babamdır”
Türk Musevi Cemaatinden, Muhalif Yazarı İsak Nino Debehar:
"Musevi cemaati bu ilişkiden dolayı çok mutlu. Türk Musevi cemaati için Türkiye anavatandır ve nereye giderse gitsin onlar her yerde Türklerdir. İsrail’de bile yaşasalar orada Türk cemiyetleri kurdular, Türkçe konuşulan konferanslar, faaliyetler gerçekleştiriyorlar, büyükelçiliğimizle beraber Türkiye’yi tanıtan etkinlikler yapıyorlar. Bu bakımdan Türk Musevilerinin milliyetçi olduklarını söyleyebilirim. Ben bu ziyaretten çok mutluyum çünkü benim için Türkiye anamdır. İsrail de babamdır. Bir çocuk için de Anne ve Babasının bir araya gelmesi dünyanın mutluluğudur. İki ülkenin diplomatik ve siyasi bakımdan ihtiyaçları var birbirlerine. İnanıyorum ki iki ülke de kazançlı çıkacak bu ilişkiden. Bazı anlaşmazlıklar tabi ki olabilir bunlar da masada çözülür diye düşünüyorum."
Yorum Yazın