İstanbul Ümraniye'de polis memuru Şeyda Yılmaz'ı şehit eden Yunus Emre Geçti, ilk defa hakim karşısındaydı. Baro tarafından atanan avukatlar, davadan çekilince, mahkeme başkanı katil zanlısının savunmasını almadı. Buna karşılık sanık, "Ben savunma yapamayacaksam nasıl yargılanacağım? Bana polis merkezinde ifade verdirdiler. Ben kendimi savunmak istiyorum. Bana ceza verecek misiniz" şeklinde konuştu. Mahkeme başkanı ise "Savunmanı almadan herhangi bir hükme varamayız" yanıtında bulundu.
22 Eylül Pazar günü saat 23.00 sıralarında Ümraniye Ihlamurkuyu Mahallesi Petrol Yolu Caddesi'nde 26 suç kaydı bulunan Yunus Emre Geçti (19), polis ekipleri tarafından gözaltına alındığı sırada, polis memurunun silahını alarak polislere ve etrafa ateş açmıştı. Geçti'nin silahla ateş ettiği polis memuru Şeyda Yılmaz, kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit olmuştu. Saldırıda polis memuru Kürşat Hakkı Sarıtepe ile saldırganın annesi Pınar Geçti de yaralanmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan saldırgan Yunus Emre Geçti ise tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Müebbet ve 50 yıl ceza isteniyor
Suç makinesi Yunus Emre Geçti hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelinin, polis memuru Şeyda Yılmaz'ı şehit etmesi yönünden, "Kadına karşı, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenmişti.
Olayda polis memuru Kürşat Hakkı Sarıtepe'nin ağır yaralamasının öldürmeye teşebbüs olduğu değerlendirilen iddianamede, "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar, yine annesi Pınar Geçti'yi yönünden de aynı şekilde değerlendirilip, "üstsoy birine karşı kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar hapsi talep edilmişti. Ayrıca şüphelinin olay yerindeki 2 polis memuruna mukavemet ettiğinden "zincirleme şekilde görevi yaptırmamak için direnme" suçundan 7 yıl 10 ay 15 gün ve "Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" suçundan 3 yıla kadar hapsi istenmişti.
İlk kez hakim karşısına çıktı
Sabah'tan Seda Nur Günaydın'ın haberine göre; toplamda 5 ayrı suçtan ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 50 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis talebiyle hakkında dava açılan tutuklu sanık Yunus Emre Geçti'nin yargılanmasına bugün başlandı. İstanbul Anadolu 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanık Yunus Emre Geçti, Erzincan Kapalı Cezaevi'nden SEGBİS sistemiyle bağlanırken, şehit Şeyda Yılmaz'ın eşi müşteki polis memuru Semih Yılmaz, polis memuru Kürşat Hakkı Sarıtepe, sanığın annesi Pınar Geçti ve müşteki avukatları hazır bulundu.
Barodan atanan avukatlar davadan çekildi
Tutuklu sanık Yunus Emre Geçti, duruşmada bekar olduğunu ancak 5 aylık bebeği olduğunu söyleyerek, "Liseyi bitirdim, üniversitede staja başlayacaktım. Bu durumdan dolayı başlayamadım. Teknisyenim. Sabıka kaydım yok" şeklinde konuştu. Mahkeme başkanı, sanığa atanan son avukatın da istifa dilekçesi sunduğunu belirterek, "Yeniden barodan avukat talep edeceğiz. Bu nedenle senin savunmanı alamıyoruz" dedi. Buna karşılık sanık, "Ben savunma yapamayacaksam nasıl yargılanacağım? Bana polis merkezinde ifade verdirdiler. Ben kendimi savunmak istiyorum. Bana ceza verecek misiniz" şeklinde konuştu. Mahkeme başkanı ise "Savunmanı almadan herhangi bir hükme varamayız" yanıtını verdi.
Yaralı polis memuru: Kelepçe takarken belimdeki silahı aldı
Olay günü tutuklu sanık Geçti'nin yaraladığı polis memuru müşteki Kürşat Hakkı Sarıtepe, mahkemede şunları söyledi:
"Gece vardiyası için polis merkezine geldim. Değişim yapılırken, Yunus Emre Geçti, kelepçeli şekilde merkeze geldi. Tutanağı alıp, gerekli görüşmeleri yaptıktan sonra nöbetçi savcıya aktardım, ifade almaya geçtim. Doğukan ve Yunus Emre'nin ifadesini aldım. Ben muhayit odasındayken polis memuru Adem geldi. Yunus'un kaçtığını söyledi. Ben nasıl kaçtığını görmedim. Ekip olarak aramak için dışarı çıkmışlardı. Kameralara bakmak için odaya gittik. Komiser, 'Şeyda ile birlikte çıkın, arayın' dedi.
Annesi, tekelin orada olabileceğini söyledi. Gittiğimizde Yunus'u gördüm, kaçmaya başladı. Yakaladığımda direnmeye başladı ve aramızda arbede çıktı. Kelepçelemeye çalıştığımda Şeyda yanımdaydı. Şeyda, bana kelepçeyi verdi, takmaya çalışırken kelepçe koptu. Ben sanığı tutarken, belimdeki silahı aldı. Vatandaşa ateş etmesin diye namlunun ucunu tutarken ateş etti ve elimden vuruldum. Şeyda'ya siper almasını söyledim. Birkaç kez silah sesi duydum. Kendimi savunma amaçlı ben de siper aldım. Sanık kaçtı. Şeyda'nın yanına gittiğimde hareketsiz yatıyordu. İlk gördüğümde nefes alıyordu. Hastaneye kaldırdık. Olay bu şekilde oldu. Tedavim hala devam etmekte. Şikayetçiyim."
“Eşimin yaralandığını telsizden duydum”
Şehit Şeyda Yılmaz'ın eşi Semih Yılmaz, Sivas'ta görevli polis memuru olduğunu belirterek, "Olayın olduğu gün görevimi ifa ederken, telsizden polis memurlarının yaralandığına dair bir anons geldi. Eşimi aradım ama telefonlarımı açmadı. Yola çıktık, arkadaşım vurulan kişinin benim eşim olduğunu söyledi. 2-3 saat bir ameliyat süreci yaşadık. Olayda ihmali bulunan kim varsa şikayetçiyim" dedi. Acılı polis memuru Semih Yılmaz'ın, eşi Şeyda Yılmaz'ın yüzüğünü de boynuna taktığı görüldü.
Anne Geçti: Oğlum madde bağımlısı
Dava dosyasında mağdur olarak bulunan sanık Yunus Emre Geçti'nin annesi Pınar Geçti ise şunları anlattı:
"Madde bağımlısı bir çocuğum var. Şikayetçi değilim. 26 suç dosyası olan bir çocuğun dışarıda gezmesi neden? Sözün bittiği yerdeyim. Olay günü aradım, karakola gittim. Akşam yemek götürmek için karakola gittiğimde Yunus, kelepçesiz şekilde yanıma getirildi. Polise 'sigara içebilir miyim' diye sordu. Polis 'hayır' deyince merdivenlerden kaçtı. Polis memurlarıyla arabadayken Şeyda Hanım, 'çocuğun nerede' dedi Ben de mahallede olabileceğini söyledim. Gittiğimizde oradaydı ama zapt edemediler. Ben iki kurşun yedim. Benim oğlum bahçeden kaçmadı avludan kaçtı."
“İçeriden kaçtı desene anne”
Sanık bu esnada, "Karakolun içinden kaçtı desene anne" diyerek bağırdı. Anne Pınar Geçti de "Karakolun içinden kaçtı, bahçeden kaçmadı" dedi. Mahkeme başkanı ise sanık Geçti'yi müdahale etmemesi konusunda uyardı.
Müşteki avukatı, anne Pınar Geçti'ye, oğluna karşı uzaklaştırma kararı alıp almadığını sordu. Müşteki Pınar Geçti, "Uzaklaştırma kararı vardı. İki kez aldırmıştım, çünkü madde kullanıyordu" şeklinde cevap verdi. Sanık karakoldan kaçtıktan sonra, aranması için sivil araçla gidilmesini kimin istediği sorulan anne Geçti, "Çocuğum kaçarken peşinden gittiğimizde 'polis aracını görürse kaçabilir' diye sivil araçla gitmeyi ben istedim" sözlerini sarf etti.
İlk müdahaleyi yapan vatandaş anlattı
Tanık S.K., "Eşim ve çocuklarımla akraba ziyaretinden gelirken tekelin olduğu yerde kalabalık vardı. Silah sesleri duydum. Olay yeriyle aramızda 15 metre vardı. Gidip baktığımda şehit olan polis memurunu gördüm. Ambulansı aradım. Temiz bir tişört isteyip başına tampon yaptım. Gördüklerim bu kadardır" dedi.
Tekeldeki müşteri tanık olarak dinlendi
Tanık E.Y., "Ben, olayın geçtiği tekele alışveriş için gelmiştim. Camın önünde dururken koşuşturmayı gördüm. Erkek polis yan dükkanın camına yasladı ve kelepçe takmaya çalıştı. Arbede yaşandı, ancak bir şey yapamadık. Şahıs o sırada polisin silahını aldı. Kadın polis varilin arkasında şahısla çatıştı. 15 saniye içinde silah sesleri kesildi. Kadın polisin yerde yattığını gördük. Şahsın koşarak kaçtığını gördük. Kadın polis kafasından vurulmuştu" diye konuştu.
Dava ertelendi
Duruşmada cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, tanık olarak dinlenmesi istenen Furkan G.’nin zorla getirilmesine, sanığa barodan atanan avukatların istifa etmesi nedeniyle savunma alınamamasından bir sonraki celse avukat atanmasına, tutuklu sanık Yunus Emre Geçti’nin tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 8 Ocak 2025’e ertelendi.
Yorum Yazın